Oynatalım Başkan

Aziz Yıldırım, "Oynatalım Uğur'a" karşı olduğunu söylüyor. Ama hiç sevmediği, "Oynatalım Uğur'a" bu sefer kendisi sarılıyor. Niye? Panik yüzünden. Televizyona telefon açıyor, yayına bağlanmak istiyor. Ve bakın neler neler söylüyor.

MAÇLARDAKİ hakem hataları, anarşi, küfür ve şiddet kesinlikle yöneticilerden kaynaklanmaktadır. Aslında yabancı hakem getirileceğine, ithal yönetici getirsek daha faydalı olacak.

Para çok şeydir ama her şey değildir. O meretle inanılmaz işler yaparsınız ama sağlıklı hareket etmezseniz altında da kalırsınız.

Aziz Yıldırım, bir oy farkla F.Bahçe Başkanı oldu. Sonra yaptığı inşaat işleriyle sarı lacivertli kulübe çok şey verdi. Tabii bu inşaat işinde en az onun kadar Nihat Özdemir ve özellikle Nihat Özbağı'nın büyük katkısı var.

Yıldırım'ın bir kulüp başkanı olarak F.Bahçe'nin haklarını koruması çok doğaldır ve en tabii hakkıdır. Ama Aziz Yıldırım basın dahil, federasyon dahil hep, "Benim dediğim olsun" düşüncesinde.

Direkten döndü

Basketbol seçimlerine el attı, az daha Voleybol Federasyonu seçimlerine de karışacaktı, direkten döndü. Bunlarda da haklı olabilir. Çünkü o branşlarda da kulüp olarak hamle yaptı.

Yalnız bazı uygulamalara hakkı yoktur. "Oynatalım Uğur'a" karşı olduğunu söylüyor. Ama aynı Uğur'u kendi oynatıyor. Niye? Panik yüzünden.

Televizyona telefon açıyor, yayına bağlanmak istiyor. En tabii hakkı. Zaten Maraton programına bağlanmak isteyen yetkililere de söz hakkı tanınır.

Yıldırım, telefondaki görevli arkadaşımıza diyor ki, "Erman Toroğlu, Serhat hakkında konuşamaz. O yalnız penaltı veya değil der. Daha fazla yorum yapma hakkı yoktur." Arkadaşımız, Aziz Yıldırım'a, "Ama Erman Toroğlu, hakemi aldatma konusunda yalnız Serhat'a değil, Ahmed Hassan'a, Zago'ya, Arif'e de aynı şeyi konuşuyor."

Yıldırım mantığı

Yıldırım
'dan cevap, "Diğer takımlara konuşabilir ama F.Bahçeli futbolcuya konuşamaz." İşte size Yıldırım mantığı. Devam ediyorum.

Aziz Yıldırım kendi haklarını savunurken başkalarının haklarına tecavüz etmeyecek. G.Birliği, Kadıköy'de çok iyi mücadele etti diye İlhan Cavcav'ın üzerine yürüyor ve hareket ediyor. Ertesi günü araya Nihat Özdemir'i sokarak özür dilemeye kalkıyor. Ne yani, G.Birliği takımı 5-6 gol yese daha mı iyi olurdu? Geçen yıl Zafer Biryol ile Altan'ın F.Bahçe maçından önce sarı kart cezalısı durumuna düşmeleri belki bir tesadüf(!) olabilir. Ama o maçın hakemi Bülent Uzun bugün piyasada yok. Neden?

Küfüre herkes karşı. 18 senelik futbolculuk hayatım, 9 yıllık hakemlik hayatım boyunca hep bu işle mücadele ettim. Hatta aynen Beşiktaş- Sakarya maçında olduğu gibi Şenol'un annesine 25 dakika boyunca edilen küfürde çıldırdım. Maraton'da da bunu ağır bir dille eleştirdim.

İlahi adalet

Ama bakıyorum, bazıları konuşmanın parça parça bölümlerini alarak demogoji yapıyorlar. Bakınız o akşam söylediğim bütün cümlelerin arkasındayım. Parça parça değil blok olarak. Yıldırım, o bazıları gibi yine aradan parça alarak beni tenkit ediyor. Hiç sevmediği, "Oynatalım Uğur'a" sarılıyor.

Aziz Bey, Şenol'un annesi de, sizin anneniz de, benim annem de, bütün anneler gibi kutsaldır. Abdi İpekçi'de, Beşiktaş maçında size küfür edildi diye ayağa kalktınız ve küfür edenlerin üzerine yürüdünüz. Tepkinizde haklıydınız. Ama eylem biçiminiz yanlıştı. Maraton'un TV görüntülerini istemek için telefon açtığınızda, annem hakkında sarfettiğiniz cümleler Mersin Belediye Mezarlığı'nda yatan annemin kemiklerini sızlatmıştır.

Siz bu konularda hemen, "Mahkemeye giderim" tehdidi savuruyorsunuz. Ben sizi mahkemelere değil, Allah'ın adaletine havale ediyorum.

Yıldırım'ın alacağı ne kadar

SAYIN Aziz Yıldırım, F.Bahçe'ye tesis olarak çok şey verdiniz. Ve bu Fenerbahçe halka açıldı.

Size soruyorum, "Bir gün F.Bahçe başkanlığını bırakırsanız, kulüpten şahsi alacağınız ne kadar? Yani kulübe ne kadar borç verdiniz? İşadamısınız, devlete her yıl kutsal verginizi de ödüyorsunuz. Eğer bu soruma cevap verirseniz aynı sütunlarda yayınlarım. Bunu öğrenmek de her futbolseverin hakkı olsa gerek."

Tahkim c şıkkını seçti

SAYIN Tahkim Kurulu üyelerine teker teker soruyorum, Emre'nin yaptığı sortiyi ben onlara yapsaydım;

a- Dönüp bana küfür ederler miydi?

b- Dönüp bana vururlar mıydı?

c- Beni mahkemeye verirler miydi?

d- Hiçbiri

Bu yazıyı, Disiplin Kurulu'nun 10 sayfalık gerekçeli raporla, Beşiktaşlı Emre'nin, F.Bahçeli Nobre'ye yaptığı hareketten sonra verdiği 2 maçlık cezayı kaldıran Tahkim Kurulu kararından sonra yazdım. Yazının tarihi de 20 Kasım 2004.

Şimdi sıkı durun. Ne oldu biliyor musunuz sevgili okurlar? Tahkim Kurulu üyeleri C şıkkını tercih ettiler ve beni mahkeme verdiler.

Hadi bakalım, şimdi çıkın işin içinden.

Diyelim ki, hakim Tahkim Kurulu'nu haklı buldu. O zaman sormazlar mı, "Siz niye bu 2 maçlık cezayı kaldırdınız?" diye. Demek ki Disiplin Kurulu doğru karar vermiş.

Yok, hakim beni buldu. O zaman da sormazlar mı, "Niye bu cezayı kaldırdınız?" diye.

Şimdiye kadar mahkemeye verildiğimde hiç bu kadar keyiflenmemiştim.

NOT: Bu pozisyonla ilgili görüntüleri alsam, yanına Disiplin Kurulu'nun 10 sayfalık gerekçeli kararını iliştirsem, sonra Tahkim Kurulu'nun cezayı affeden gerekçeli kararı ile benim yazdığım yazıyı ve Tahkim Kurulu'nun dava açma gerekçelerini bir dosyaya koyup UEFA'ya göndersem ne olur? Cevabı hemen vereyim, rezillik olur. Çünkü Futbol Federasyonu Başkanımız Levent Bıçakcı UEFA Tahkim Kurulu Asbaşkanı.

O Bıçakcı ki, son Avrupa Şampiyonası'nda TV görüntüleriyle tek başına karar alıp İtalyan Totti'ye ceza verdirmişti. Bıçakcı düzgün bir adam ama gücü ve yetkisi bir yere gelip tıkanıyor. Zaman zaman da uygulamalarla altını oyuyorlar.

Tebrik ederim Reha

SEVGİLİ Reha Muhtar.. Beni Futbol Federasyonu Başkanlığı'na düşünmüşsün, teşekkür ederim. İşin daha ilginç yanı hükümet kanalıyla da temasa geçmişim, nabız yoklamışım.

Sevgili Reha, ben de şaşırdım. Çünkü yazdıklarını ilk defa senden öğrendim.

Bak Reha, beni biraz tanırsın, eğer bir gün Futbol Federasyonu'nda görev alacaksam oraya talip olmam. Topyekün isterlerse o iş olur. Eğer talip olursan, göreve geldiğinde diyet ödemek zorunda kalırsın.

Sevgili Reha, benim Boğaziçi'nde yalım yok. Çocuklar da üniversitede okuyorlar. Çalışmaya ihtiyacım var. Futbol Federasyonu makamı fahri bir görev. Yani nizami yollardan bu işi yaparsanız cebinize para girmeyeceği gibi, kaybınız olur. Herhalde anlatabildim değil mi?

Ama sen daha ileri gidip sanal çatışmalar bile yarattın. Seni tebrik ediyorum.

Düzeltiyorum

GEÇEN haftaki yazımda, Fatih Terim'e transfer ziyaretine gidenleri isimlendirmiştim. Serdar Güzelaydın, telefon açtı, "O ekipte ben yoktum hocam" dedi. Düzeltiyorum.
Yazarın Tüm Yazıları