Paylaş
Her geçen gün de daha iyiye gidiyolar. O gözüküyor zaten. Geçen haftadaki Beşiktaş’ın görüntüsüne göre ve Ankaragücü takımını bilmeyenler, “Bu maçı siyah beyazlılar rahatlıkla kazanır” diyordu. Ama bence dün gece kaybeden Ankaragücü oldu. Bu kadar yeni bir takıma karşı oynayan takımın sakatları da olsa büyük bir takım. Kadrosu da şampiyonluğa göre kurulmuş. Sakatlanan oyuncuların yerine oynayanlar da milli takımda görev yapan oyuncular. Mesela Ferrari oynamıyor, İbrahim Kaş da milli takım oyuncusu.
Bahanesi yok
Beşiktaş’ın yedeklerine bakın, hepsi Ankaragücü’nün ilk 11’inde banko oynarlar. Yani siyah beyazlılar sakatlık bahanesine sığınmasınlar. Eğer şampiyon olacaksan, bu maçı alacaksın.
Şimdi Beşiktaş’ın Trabzonspor ve Fenerbahçe maçları var. Trabzonspor maçını alsa bile eğer Fenerbahçe maçını kazanamazsa bu galibiyetin hiçbir özelliği kalmayacak. Beşiktaş’ın şampiyonluk şansı bayağı zor. Mustafa Hoca, devamlı kafese girecek kuştan bahsediyor da, kuş ötüyor mu, ötmüyor mu ondan bahsetmiyor. Ötmeyen kuşu ben ne yapayım?
Mustafa Hoca’ya sallayamayacaklar
Beşiktaş’ın dün gece direkten dönen bir tane topu var. Kaçırdığı dediğin, o da çok iyi hazırlanmış bir pozisyon değil, tesadüf. Beşiktaş’ı yazan spor yazarlarının çoğu, Mustafa Hoca’ya fazla sallayamayacaklar. Çünkü “onun yerine bu niye oynamadı?”, “çıkanın yerine bu niye girmedi?” diyemeyecekler. Çünkü Ankara’ya gelenler zaten bunlardı.
Sakatlık tesadüf değil
Bir şeyi bana anlatamazlar. Kimse kusura bakmasın. Darbe de olsa bir takımda fazla sakatlık o takımdaki antrenman dengesizliğinden kaynaklanmaktadır. Şöyle bir bakıyorum, bazı antrenörlerin futbolcuları çok sakatlanyor, bazılarınki de az. Peki bu bir tesadüf mü? Kesinlikle değil. Çünkü profesyonel futbol takımlarında antrenman işleri, diyetisyeninden doktoruna, fizyoterapistinden masörüne kadar bir ekip halinde ve birbirlerine yüzde yüzde inanılarak yapılmalıdır. Yoksa Süper Lig’deki takımların bu topyekün sakatlıkları bana makul gelmiyor.
Yoklar maçı
Dün kalite olarak kötü bir maç oynandı. Pozisyon derseniz yok. Heyecan, o da yok. Bunların olmadığı yerde hakemlik de bir pozisyon yok. Anlayacağınız yok oğlu yok. Gol de yok. 3’lük puan da yok.
Doğru Karar Dakika 69
İbrahim Kaş’ın Vassell’e yaptığı hareket penaltı gibi gözüküyor. Ama her gözükene penaltı verilmiyor. Pozisyonu biraz dikkatli izlediğinizde Vassell, kendini yere çok çabuk bırakıyor. Ayakta durup devam eder mi? Eder. Aynı pozisyonlarda Vassell ceza alanı dışında hep devam etti. Pozisyon bana inandırıcı gelmedi.
Paylaş