TÜRKİYE’de lig şampiyonluğu mücadelesi veriliyor. Beşiktaş kalecisi Runje, 10 kişi kalmış Sakaryaspor karşısında kaybedilen 2 puandan sonra rakip seyirciye edep yerini gösteriyor.
Disiplin Kurulu toplanıyor. Saat 17.00 sularında 2 maç ceza açıklanıyor. Sonra 20.35’te Tahkim Kurulu toplanıyor, cezayı 1’e indiriyor. Runje’nin yaptığı hareketin cezası harekete göre değil, rakipleriyle oynayacağı maça göre ayarlanıyor. Pardon ayarlanmıyor, olağan işler yapılıyor. Ceza, Disiplin Kurulu’nda 22.30’da çıksa, herhalde Tahkim ya Günay’da, ya da Şamdan’da 00.30’da toplanıp gene gerekli kararı verirdi.
Aslında futbolumuzda bir orta oyunu var. Birileri bizi aldatıyor, gerçeği saptırıyor. Ama sonunda ne oluyor? Antalyapor diye bir takım geliyor İstanbul’a; makul transferler yapmış, eti budu belli. Karşı tarafta ağzında kürdan Mösyö Tigana, Brezilyalı Ricardinho, Arjantinli Delgado. Ve büyük takım Beşiktaş.
Karşısındaki küçük takım Antalyaspor, o büyük takım Beşiktaş’la inanın kedi fareyle nasıl oynar, öyle oynuyor. Bu kadar yıldır futbolun içindeyim, ben, şampiyonluğa giden bir takımın kendi seyircisi önünde bu kadar inanılmaz derecede acz içinde olduğu, zavallı duruma düştüğü bir maçı daha hatırlamıyorum. Ama bütün bunlardan ders alacak olanlar kimler? Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu.
Nouma’nın günahı neydi?
O zaman Nouma’nın günahı neydi, 6 ay ceza aldı. Aslında Nouma’ya o kadar ceza verilip, Runje’ye bu veriliyorsa, ben Runje’nin yerinde olsam, "Ne yani, benim eksiğim nedir?" diyerek aşağılık kompleksine girerdim. Ama ne oldu? Tek ayaklı Murat şansının da yardımıyla iyi niyetinden dolayı alnının akıyla maçtan çıktı.
Beşiktaş yönetimi, Delgado+Ricardinho+Tigana ve ekibine kaç para verdi bilmiyorum. Alt alta koyup toplasanız bence dudağınız uçuklar. Peki, Antalyaspor’da oynayan Suazo. Acaba o kaç para, merak ediyorum. Adam, resmen orkestra şefi gibi bütün sahayı, bütün stadı idare etti. Tahmin ediyorum, Tigana’nın kürdanını da yutturmuştur. Tigana’nın kürdanı yutup yutmadığını bilmiyorum ama Beşiktaş’ın zokayı yediği kesin. Bu Beşiktaş, bu sene ikinci yarıları fizik olarak çöküyor. Bu da o takımın kondisyonerinin, dolayısıyla teknik adamının sorunu.
Eğer bu Beşiktaş, sezon sonunda şampiyon olacaksa, -ki olabilir- Türkiye’deki futbolun zavallılığının belirtisi. Aslında bundan ders almak lazım. Mesala G.Saray’ın, mesela Trabzon’un, Kayseri’nin veya başka takımların. Ama biz hala Disiplin Kurulu’nun verdiğini Tahkim’in kaldırmasıyla uğraşıyoruz. Kimin neyi verip neyi kaldırdığı önemli değil. Ama Haluk Ulusoy Futbol Federasyonu’nun Türk futbolunu uçurumun eşiğine getirdiği kesin.
Maçın hakemi için bir şey yazmayacağım. Çocuk son derece güzel bir maç idare etti. Acaba Barış Şimşek’in elinde olsaydı, Beşiktaş’ın bu aciz durumundan dolayı, Tigana’nın sahaya atmadığı beyaz havluyu, onun yerine sahanın ortasına atıp maçı biterebilir miydi?