Paylaş
SEVGİLİ Gökmen vefat etti. Maduna sahada bayıldı. Tartışmalar ayyuka çıktı.
Gökmen'e otopsi yapıldığını bilmiyorum. Meduna'nın rahatsızlığı ise net. Doğumdan kaynaklanan bir sorun. Basit bir ameliyat ile futbol oynayabilecekmiş. Tabi kararı da kendi verecek.
Bütün bunlar tamam da. Tartışmalara bir anlam veremiyorum. Bir tarafta Futbol Federasyonunun yanında çalıştırdığı milli takımlar teknik direktörü, diğer tarafta lig takımlarının teknik adamları. Oturacaklar karar verecekler. Bu tip planlamalar bir yıl, hatta iki yıl önce yapılır. Tabi bunlar aklı başındaki ülkeler içindir. Bu işler yaz boz şeklinde olmaz. İnanılmaz doğa şartları olmadığı müddetçe bu işlerden sapma yapılmaz.
Sıcaklar var mı? var... Nasıl kışın ulaşım şartları, yani kar ve buzlanma nedeniyle tehir yapıyorsan, aynı şekilde yazın da yapabilirsin. Bugün meterolojinin tahmin raporları yüzde 90'larda. Eğer hafta sonu yine 45-50 derece sıcaklık olacaksa, ligleri bir hafta tehir edersin. Ama bir lig maçı oynanırken, dakika 81'e gelinmiş Meduna yere yığılmış. Düzgün müdahalelerle hastaneye kaldırılmış, gelen haber de müsbet. O zaman o maçı bitirirsin.
Allah muhafaza Meduna vefat etseydi. İşte o zaman o maçı orada kesecektin. Zaten Federasyon da o maçı kalan süreyi oynatma kararı alarak işine devam ederdi. Duygusal olmayalım. Ama kör gözün parmağına da bazı şeylerde ısrar etmeyelim.
Bu sese kulak verin
GENEL Kurmay Başkanlığı ile ilgili yaptığım konuşmada, bazı bedensel engelli arkadaşlarımız alınmışlar. Bu arkadaşlarıma tavsiyem benim yaptığım konuşmanın tamamını izlesinler. Çok net olarak söylüyorum... Pırıl pırıl genç arkadaşlarımızı, genç cocuklarımızı vatan hizmetine gönderiyoruz. Pırıl pırıl dinamik polis kardeşlerimiz PKK'ya karşı görev yapıyor. İç ve dış güçlere karşı bu vatanı savunmak hepimizin görevi. Ama şehirin göbeğinde asfalt yapılmayan yere göstere göstere toprak zemine mayın döşenirse, veya gerekli şartlar yerine getirilmeden benim gençlerim göz göre göre vurulurlarsa ve bunların engellenmesi konusunda yeterli çalışmalar yapılmazsa, bu konularda Türk insanı isyan eder. Çok fazla değil, daha bir ay önce bir şehidimizin ailesi "Hep vatan sağolsun, vatan sağolsun diyorlar da yeter artık" yorumunu yapıyorsa, buna kulak vermeniz lazım. Göstere göstere şehit vermeyelim, göstere göstere bedensel engelliler olmasın diyorum. Sakın bazıları bu konuda ucuz kahramanlık yapmasınlar.
Balık baştan koktu
MARCO Aurelio Türk oldu. Türkçe'yi rahatça konuşuyor mu? hayır. İstiklal marşını söylüyor mu, tahmin etmiyorum. Ama bu şartlara haiz olmayan bisinin Türk vatandaşı olmaması gerekir. Demek ki, iş başından sakat.
Türk vatandaşı olmak için aranan şartlar eksik. Bunu Marco'nun yaptığı basın toplantısında net bir şekilde gördük. Eksiği Fatih Terim tamamladı, Marco'yu milli yaptı. Arkadan Nobre geldi, şimdi diğerleri gelecek.
Biz Marco milli takımda oynarmıyı tartışıyoruz. Yani musluğu tartışıyoruz. Öncelikle Marco Türk vatandaşı olma şartlarına hazır mıydı? Burada hata yapıldı mı? Bunu konuşan yok. Yani vanayı. Hukukta bir tabir vardır. Marco'dan sonra örnekleme çok gösterilecek. Yani Türk vatandaşı olma şekli deline deline kevgire dönecek.
Ne demişler... Balık baştan kokar. Ama biz "Marco'yu milli takıma alalım mı?" diye kuyruğu tartışıyoruz.
Taç atmayı bilmiyoruz
TOPU ayakla rakibe atabilirsin, çünkü futbolun dünyada bir numaralı spor olmasına sebep, ayakla oynanması. El kadar hassas bir organ değil. Basketbolu düşünün. Basket topunu ve potayı düşünün. O topu, o potadan elle içeri sokuyorsun. Çünkü el çok hassas bir organ. Ama 7.34'lük kaleye bir metreden ayakla vurarak topu dışarı atıyorsun. Veya penaltıyı atamıyorsun. Hepsi tamam. Ama Türkiye liginde bir istatistik çıkarsalar, taç atışını, yani iki elle bir topu atma olayını yüzde kaç oranında arkadaşına, kaç oranında rakibe veriyorlar bir bakın bakalım. Sonra da diyoruz ki, bizim futbol niye ilerlemiyor. O zaman taç atışı yapsın diye takımlarımıza ya bir voleybolcu, ya da bir basketbolcu alınsın.
Hedef UEFA mı
BU akşam Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev ile oynayacağı maç ne olur? Fenerbahçe yönetimi Şampiyonlar Ligi'nde mi mücadele etmek istiyor, yoksa planlarını UEFA Kupası'na göre mi yaptı. Genel görüntü ikinci şıkkı doğruluyor.
Şampiyonlar Ligi olursa iyi olur ama olmazsa, daha zayıf takımların bulunduğu UEFA bize göre diyorlar herhalde. Çünkü geçen sezon sonundan bu güne kadar uyguladıkları politikalar ikinci doğruluyor.
Kuğulu Park ne olacak?
Benim çocukluğum Ankara Tunalı Hilmi'de geçti. Hala daha oradan kopamadım. Ankara zaten öyle İstanbul gibi 40-50 tane üst düzey değişik noktası olan bir şehir değil. Bir Tunalısı var, bir de Kuğulu parkı. Hakikaten Ankara'ya çok hizmet veren Melih Gökçek, Kuğulu Parkı'n yanından bir yol geçirecekmiş. Bunun için herkes değişik şeyler söylüyor. Hangisinin doğru olduğunu anlamak mümkün değil. Ama Sayın başkana şunu söylüyorum. Onun Ankara'ya iyi hizmetler verdiğini biliyorum. Ama O ufacık Kuğulu park bu olaydan zarar görürse, başkanla aramızın papaz olacağını çok net bir şekilde söylüyorum.
Paylaş