SAMSUNSPOR küme düşme mücadelesi veriyor. Can derdinde.
O zaman Ankaragücü’nde başkan vekili olan Mehmet Kemal Ünsal, yanına Bülent Yavuz’u da alarak, Ankara Kavaklıdere’de bir otelde buluşmak üzere Samsunspor Kulübü Başkanı Adnan Ölmez’e haber gönderiyor.
Randevu gerçekleşiyor. Mehmet Kemal Ünsal, Adnan Ölmez’e çok enteresan tekliflerde bulunuyor.
Adnan Ölmez de bu rezalet, kirlenmiş Türk futbolunda böyle iğrenç işler artık son bulsun diye, otelde konuşulanları kamuoyuna açıklıyor.
Ortalık karışıyor. Sonunda emekli paşa Yılmaz Tokatlı başkanlığında bir Şike Komisyonu kuruluyor. Bu komisyon da kararını Futbol Federasyonu’na iletiyor. Adnan Ölmez’in söyledikleri komisyonun kanaatine göre doğru ama ortada kesin delil ve belge olmadığı için diye devam eden bir açıklamayı federasyona yolluyorlar.
İşin üstü örtülüyor
Federasyon da bu işin üstünü örtüyor.
Sonuçtan tatmin olmayan Başbakanlık bu iş için iki tane müfettişi üç ay önce görevlendiriyor. Müfettişlerin raporları henüz açıklanmadı.
Adnan Ölmez’i tanımıyorum. Geçmişini de bilmiyorum. Ama bende bıraktığı kanaat, düzgün bir adam olduğu. Daha da öteye söylediklerinin arkasında duran bir yapıya sahip insan görüntüsü çiziyor. Cesaretli de bir insan. Benim kanaatime göre de Adnan Ölmez’in söyledikleri kesin doğru. Çünkü oradaki iki ismi iyi tanıyorum. Yani Mehmet Kemal Ünsal ve Bülent Yavuz’u...
Neler oluyor Türk futbolunda?.. Hiçbir şey ama, kader ağlarını örmeye devam ediyor.
Bu Mehmet Kemal Ünsal, son federasyon yönetim kuruluna nasıl girdi. Pazar akşamı televizyonlarda inanılmaz derecede seviye düşürerek tartışan Melih Gökçek ve Cemal Aydın’ın desteklerini alarak Haluk Ulusoy yönetimine giriyor. Zaten bu Türk futboluna da bu Mehmet Ünsal’lar yakışır.
Ne oluyor? Bu sefer Ünsal, Futbol Federasyonu Profesyonel İşler Kurul Başkanlığı’na getiriliyor...
Mehmet Kemal Ünsal amatör işlerle! uğraşsaydı. Veya amatörce işler yapsaydı, Futbol Federasyonu’nda işi neydi. Profesyonel işleri bu kadar iyi bilen bir insan Türkiye’de Futbol Federasyonu’nda profesyonel işler kurul başkanlığına getirilir.
Haluk Ulusoy diyor ki, "AKP beni istemiyor..."
Bence AKP Futbol Federasyonunu denetleme görevini layıkıyla yapmıyor. Yılmaz Tokatlı paşanın sunduğu raporu sümen altı yapan bir Futbol Federasyonu’na nasıl güvenilir. Bırakın raporu eyleme geçirmeyi, o vatandaş bugün profesyonel işlerin başında.
Ama Melih Gökçek bunları çoktan haketti. Haluk Ulusoy ve bu ekibine destek veren Gökçek’e, Mehmet Kemal Ünsal az bile yaptı.
Sevgili Gökçek, bizim spor alemi, politika alemine şapkayı ters giydirir. Söylüyordum, "Bu iş alt geçit, üst geçit, köprü yapmaya benzemez" diye... Daha neler göreceksin, yolun başındasın.
Aynı Ünsal televizyonda Gökçek’e "Senin için suları ters akıtırım" diyordu... (Bir sebebi var mıdır acaba?)
Ben de diyorum ki, "Ordu’nun dereleri aksa yukarı aksa..."
Zaten bu dereler yukarı akmadıkça, Türk futbolu temizlenmeyecek anlaşılan.
Birileri gelse...
Ahh, FIFA’dan birileri gelse de 50 yıldır futbolun içinde olan ben dahil, bazılarından görüş alsa.
Zaten o FIFA üyeleri ertesi akşama dönüş bileti alarak arkalarına bakmadan Türkiye’den kaçarlar.
Ama Türkiye’de mart kedileri hep varlardı, bundan sonra da var olacaklar.
Sizler aslansınız mart kedileri. Şurda bir ay kaldı zaten zamanınıza.
Ama siz yalnız martta değil, her zaman hem işinizi yapıp, hem bağırıyorsunuz.
Lütfen çimlere tükürmeyiniz!
BAZI futbolcular maçta sahaya türürüyorlar. Veya sümkürüyorlar.
Son derece iğrenç ve çirkin görüntüler meydana geliyor.
Özellikle yolda yürürken kadınlardan çok şikayet alıyorum.
Lütfen bu görüntüleri görmek ve seyretmek istemiyoruz diyorlar.
Ne dersiniz sevgili sporcular, kadınlar haklılar değil mi?
Hakemlere de, rakiplere de, çimlere de lütfen tükürmeyin.
Ters kulak olur
SONG rakibinin omzuna tekmeyi basıyor. Hakemin kararı sarı.
EDU gösterilen sarı kartı beğenmiyor, hakeme doğru okkalı bir tükürük atıyor.
Bunlar yayıncı kuruluşun görüntülerinde var.
Eğer bu görüntüler hakemin görüş alanı dışında olsaydı, yani hakemin görmediği veya göremediği bir alanda...
O zaman federasyon (tabii hangi federasyon) yayıncı kuruluşun görüntülerine dayanarak, bu futbolcuları ceza heyetine gönderebilirdi.
Ama bu görüntülere göre gönderemez. Çünkü iki eylem de hakemin gözünün önünde oluyor. Birisi kırmızı olacakken sarı, diğeri sadece gösterilen sarı. Yani "ben hakemim" diyenler, gereğini yapmamışlar.
Başkanları Mustafa Çulcu Antalya’da ne demişti...
Hakemim gerekirse saçını uzatacak, gerekirse top sakal bırakacak, gerekirse küpe bile takacak.
Sevgili Mustafa Çulcu, saçı sakalı bilmem ama, küpede dikkatli ol.
Hangi tarafa takılacağını bir kere sen biliyor musun?
Veya sahada görev yapan ama cesareti olmayan, kırmızı kartı bile gösteremeyen bazı hakemlerin bunu biliyorlar mı?
Sonra seni dinleyip küpe takmaya kalkarlar, bu ters kulak olur, Allah muhafaaza.
Veya bakarsın, bu küpe işi hakemlerin hoşuna gider, fazla maldan zarar gelmez derler, iki kulağa birden takarlar.
Sürpriz değil...
ŞENOL Güneş, Kore’de kükremiş. Özerk Futbola ve bu futbol federasyonuna sallıyor. Sen bu federasyonda kaç yıl çalıştın sayın Güneş.
Ya o zaman da konuşacaktın, ya da şimdi susacaksın.