MARATON’da Fenerbahçe yöneticisi Murat Özaydınlı’nın telefonla yayına bağlandığı dakikalar çok enteresandı. Şansal Büyüka ve Murat Özaydınlı’nın yer yer "Arşive bakarsak, sizinle ilgili bizde de neler var" noktasına da gelen tartışmaları sırasında samimiyet dışında her şey vardı: Gizli tehdit, küçümseme, konuşmanın seyrine göre ileri / geri hamleler...
Murat Özaydınlı konuşmasının başında Erman Toroğlu’ndan bahsederken adını bile kullanmayışının nedenini "Hatırlamıyorum adını" diyerek açıklamıştı. Karşılıklı konuşmaya başlayınca "Erman Hoca" diyecek kadar tazeledi hafızasını... Aman, onlar anlaşsın da...
* * *
Uzayan fakat temposu düşmediği için sıkılmadan seyredilen üçlü polemik sırasında Murat Özaydınlı "Siz yayıncı kuruluş olarak pohpohlayacağınıza malı kötülüyorsunuz" dedi.
Futbolun bir endüstri olduğunu, bu "iş"te büyük para olduğunu biliyorum.
Amacım burada budalalık seviyesinde futbol romantizmi yapmak da değil.
Fakat Büyüka ile Özaydınlı tartışırken birkaç kez "Mal" lafı geçince, her sezon futbol endüstrisine kendi bütçesine göre katkıda bulunan (Kombine, lisanslı ürünler vs) bir taraftar olarak kendimi kötü hissettim.
Futbolun mal, taraftarın müşteri olarak görülmesine alıştık ama insanın yüzüne karşı da "Mal" denmez.
Yadırgama noktasını geçeli çok oldu, ayıpladım.
Ayhan’a küfür meselesi
BEŞİKTAŞ-Galatasaray maçını evde televizyon başında seyrettim. Beşiktaş taraftarı Ayhan Akman’a maç öncesinde, maç sırasında, hatta devrede küfür etti. Ben işin o kısmına hiç girmeyeceğim. "Ne ayıp, niye küfür ediyorsunuz?" yazısı yazmak istesem, bütün takımlara yazmam lazım, bunu biliyorum.
Beni ilgilendiren, evde otururken küfürleri duyabilmiş olmam. Şansal Büyüka bu konudaki hassasiyetini sık sık vurguluyor. Maç sırasında biraz gecikmeli de olsa, küfür başlayınca stadın sesi kısılıyor. Fakat maçın oynanmadığı anlarda (Mesela maç öncesi) küfürün bini bir para.
Haydi o da teknik bir hadisedir, ben anlayamıyorum diyelim. Peki pazar gecesi "maçın öncesi, sonrası" bantında ne işi var o küfürlerin?
"Küfür edenler arasında bir bayan da vardı, ne enteresan" diyerek "Ananı s.... Galatasaray" tezahüratını yayınlamanın mantığı nedir? Sadece "sin-kaf" noktasında ’bip’ sesi koyunca anlaşılmıyor mu ne denildiği?
Haydi daha açık sorayım: O küfür Ayhan yerine üç büyük kulüpten birinin başkanına yapılsa daha hassas davranılır mıydı?
"Ortamı germeyelim" demek kolay ve kulağa hoş geliyor, o zaman biraz samimiyet de görmek istiyor insan...