TURNUVAYI hak eden kazandı. Bu şampiyonada üç takım vardı. İkisi çok iyi top oynayan, göze hoş gelen futbol sergileyen, seyirciyi sahaya çeken, sahada takımı oynarken tribünde ve saha dışında seyircisi mükemmel olan Hollanda ile İspanya. Sonra biz vardık. Ne yaptığı belli olmayan, her an değişik işler yapan, turnuvaya renk katan...
Dün gece İspanya, ne istiyorsa onu yaptı. Almanya’nın futbolcu kalitesi, teknik kapasitesi, oyun anlayışı İspanya’ya yanaşamadı. Maçın skoru seyretmeyenleri aldatmasın. Çünkü en az 3 farklı bitmesi gerekirdi. Kötü bir hakem vardı. Çok avantajı uygulayamadı, maçın çok daha tempolu ve heyecanlı geçmesine sağlayamadı. Maçın sonlarında Almanya hücumunda faul olan bir pozisyon yoktu ama bu bile Almanya’nın kupayı alması için bir neden sayılmaz.
İspanyol teknik direktörü Aragones takımını iyi idare etti. İspanya takımının yıllardır futbolcuya dayalı bir oyun düzeni vardı. Şöhretler çıkardı, kendilerini gösterirlerdi. Ama bu İspanya takımı bir beyinden düşünüyor gibi oynuyor. Mesela bir ön libero Senna var, mükemmel ötesi bir şey. Resmen takımın kilit adamı. Nerede açık varsa orayı 404 gibi yapıştırıyor. Zamanında hücuma çıkıyor, zamanında defans yapıyor veya rakip takımın hücum süratini frenliyor.
Kaçan balık büyük oldu
Alman takımının defansı ağır. Özellikle çift libero dönemiyorlar. Aralarına atılan her top tehlikeli. Zaten İspanya Milli Takımı’nın da en büyük özelliği rakip defansın arasına koşu yapan oyuncuların önüne atılan toplar. Bir anda mesafe üç-beş metreye çıkıyor. Defans da zaten ofsayt var diye duraklıyor. Ama iş işten geçmiş oluyor. Alman Milli Takımı’nda orta alanda ve defansta topu iyi kullanan oyuncular yok. Herkes Ballack’a bel bağlamış. O da biraz pres yiyince oyundan düşüyüor. İlerideki oyuncular çabuk hareketli ama top onlara gelinceye kadar mevsimler geçiyor. Oyunun sonuna doğru Almanlar çift santrfora döndüler. Oyunu ileriye şişirmeye kalktılar ama onu bile beceremediler.
Aslında bu finalin İspanya-Türkiye olması lazımdı ama olmadı. Teknik direktörümüz ve bazıları kaçan balığın ne kadar büyük olduğunu anlamıştır. Fakat atı alan Üsküdar’ı geçti.