HAYATTA illet olduğum bir şey var; televizyona konuşurken söze ‘evet’ diye başlamak. Ama bu maç yazısına ben, ‘evet’ diye başlayacağım. Ama nasıl? Çünkü mecburum.
Eveeet, Christoph Daum, ne oldu şimdi? Kaç maçtır F.Bahçe ile dama taşı gibi oynadın. Seyirciyi fıtık ettin, yöneticini fıtık ettin. Yavaş yavaş F.Bahçe seyircisi artık maçlara gelmeyecekti neredeyse. Çünkü elindeki kadroyu doğru kullanmıyordun. ‘Kullanmıyordun’ derken, yapacağın iş de öyle ahım şahım bir iş değildi. Defansın önüne Marco ile Serkan’ı koyacaksın, Alex’i de ileriye doğru oynatacaksın. Tuncay zaten önünde geniş alan olunca çok keyif alarak oynayan bir oyuncu. Onu da biraz geriye çekeceksin, iş hallolacaktı.
Sonunda anlayabildin
Dün gece bunların hepsini yaptın. Yani o kompleksten kurtuldun. Bu olayları, futboldan hiç anlamayan yorumcular bile izah etmeye çalıştılar. Ya inat ettin, ya da kafanda başka şeytanlıklar vardı. Orasını bilmem artık.
F.Bahçe’nin bu sezon karşılaştığı en zor takım Malatyaspor’du. Ama en kolay onu geçti. Hem de futbol adına bayağı iyi şeyler yaparak. Fener hücuma çıkarken sağ kanatta Serkan kenara doğru bindirme yapıyor, oyunu açıyor, topu kaybettiklerinde hemen içeriye giriveriyor. Orada zaten Marco da var. Rakip takım bu ikisinden kurtulup defansın üstüne gelene kadar zaten pili bitiyor. Marco da, Serkan da topu almasalar bile rakibe birli-ikili müdahale edince rakip oyuncu bu sefer topu iyi kullanamıyor. O zaman da arkadakiler hiç zorlanmadan bu topları armut toplar gibi topluyolar.
Bu kadro keyif verir
Defans neredeyse arkaya masa atıp, okey oynayacaktı. O kadar rahatlardı. Zaten sarı lacivertlilerin elinde hücumda iyi oyuncular var. Böyle olunca da hiç zorlanmıyorlar. Bu kadro 4 maç üst üste oynasın, 5. maçtan sonra bu Fenerbahçe inanılmaz keyif verir.
Malatyaspor elinden geleni yaptı. ama rakip güçlü olunca seyirci baskısını da yiyince hakem de ‘Allah’lık Ali Bey’ olunca, kaybolup gittiler.
İsmet Arzuman, hakemlik yapmak için astsubaylık mesleğini bıraktı. Geçen sene de yılın hakemi seçildi. İsmet Arzuman vasat bir hakem. Biraz zorlandığı zaman eli ayağı birbirine dolaşıyor. Neredeyse düdüğünü yutacak.
Bakın; dakika 61. Malatyalı oyuncu orta sahada sakatlanıyor. Maç devam ediyor. Hakemi ikaz ediyorlar, o sırada top F.Bahçceli Deniz’e geliyor. Deniz de topu taca doğru vuruyor. Hakem de oyunu durduruyor. Gidiyor bu oyuncunun yanına, onunla sakatlık muhabbeti yapıyor. Fakat şeytan bu ya, o Deniz’in ileriye taca vurduğu top, oyun alanını terk etmiyor, sahanın içinde kalıyor. Bu sırada Arzuman hala sakat olan oyuncunun yanında.
Bu sefer Malatyasporlu futbolcular uyanıp gidip o topu taca atıyorlar. Oyun da F.Bahçe’nin taç atışı ile başlıyor. İşte tam bu sırada taç atışı atılmadan iki nolu yardımcı hakemi çağırsa yanına ve dese ki, ‘Ben top dışarı çıktı diye oyunu durdurdum.Sakın taçla başlatma.Topun son oynandığı yerden hakem atışıyla oyunu başlat’ dese, hepsi kurtulacaklar. Ama nerede bizde böyle bir hakem.
Arzuman ucuz kurtuldu
İsmet Arzuman çok formsuzdu. Hooijdonk’a penaltı yapıldı, görmedi. Hooijdonk aynı yerde bu sefer topu kolla oynadı, gene penaltı yok. Kartlar dengesiz, fauller dengesiz. Ama goller temiz, F.Bahçe’nin de üstünlüğü bariz olunca Arzuman dün gece durumu kurtardı.
Ya biletler pahalı ya da Fener seyircisine Şampiyonlar Ligi ile lig maçlarına üst üste gitmek ağır geliyor. Çünkü, seyirci dün gece takımını yalnız bıraktı.