4-1’lik skor kimseyi aldatmasın. Maç, önce 46’da Denizlispor’dan uzaklaştı, sonra da 49’da bitti. Önce Murat Karakoç 4. amatör kümede bir futbolcunun yapmayacağını yaparak atıldı. Sarı kartı olan bir oyuncu o işi nasıl yapar, bilemem. Hani egzejere etsek, "para aldı, yaptı" desek futbolcu akıllı adamdır, bu iş de akıllı adamın yapacağı iş değil.
Aradan iki dakika geçti, bu sefer Denizlispor Teknik Direktörü Ali Yalçın, belki de G.Saray takımını en fazla hırpalayan ve hırpalayacak olan İsmail’i oyundan çıkarıp Giray’ı alınca maç bitti. Bakmayın siz 4-1, 7-1 de olurdu ama Denizli’nin genç kalecisi bir hatasına rağmen iyi oynadı.
Denizlispor’u böyle anlattıktan sonra G.Saray’ın ne yaptığına bakalım. Kalede Aykut kesinlikle güven vermiyor. Hasan Şaş, ilk çalımı rakibine, ikinci çalımı yine rakibine, üçüncü çalımı kendine atıyor, dördüncüde şöyle bir etrafında dönüyor. Ortalayabilirse beşincide ve altıncıda ortalıyor. Bu arada arkadaşlarının hepsi rakip kale içine girmişler. Bakıyorlar ki top gelmiyor, otobüs kaçıran yolcular gibi duraktan gerisin geriye dönüyorlar.
Kalli’nin döneminde bir şekil vardı. Bu dönemde kenardaki teknik direktörün oyuna çok etkisini görmüyorduk. Ya çok şeyleri değiştirmeye kalkıyor ondan, ya da futbolcular kendi kafalarına göre oynuyorlar.
Servet tribüne oynuyor
Servet iyi mücadele ediyor ama topu oyuna sokarken topu koşturacağına kendisi 30-40 metre top sürüyor. Bu da tribünlerin hoşuna giiyor. Ama Servet yapması gerekeni yapmıyor. Yani tribüne oynuyor. Sabri 5-6 defa orta yaptı, çoğu dışarıya. Lincoln önce bir gözüktü, sonra hiç yok. Nonda tek başına kalıyor ama iyi şeyler yapıyor, topu iyi kullanmaya çalışıyor. Kalabalık defansı bozmaya uğraşıyor. En kötüsü sarı kırmızılılar çok fazla yan top yapıp geriye doğru oynuyorlar. Kendi seyircisi takımının bu kadar ağır oyununu görmüyor tepki göstermiyor, Denizli kalecisi biraz ağır hareket edince onu ıslıklıyor.
Her kafadan ses çıkıyor
G.Saraylı bir seyircinin ikinci yarının ortalarındaki bağırarak sarfettiği bir cümle dikkatimi çekti. Bir G.Saraylı kaleye şut attı, o taraftar da tribünde ayağa kalkıp, "Alkışlasanıza lan birbirinizi doldursanıza" diye bağırdı. Yani G.Saray takımında şu anda her kafadan bir ses çıkıyor.
Bence G.Saray’ın attığı ilk golden önce Denizli hücuma çıkarken santra yayında Denizlili oyuncunun ayağına arkadan darbe ile vurdular. O top gitti, gol oldu. G.Saray’ın üçüncü golünden önce faul var mı, o da tartışılır. Daha da önemlisi, Denizlili oyuncu iki sarı karttan atılınca çizgileri terk eder etmez hakem oyunu başlattı. Oyun alanının çevresi dahil atılan oyuncu tüneli terk ettikten sonra oyun başlamayacak mıydı? Bence Murat Karakoç’un gördüğü ilk sarı kart, kart olmamalıydı. O zaman hakem maça ne kadar tesir etti, hep beraber tartışalım.
Oyundan alınan Mehmet Topal, G.Saray gol atınca kenarda arkadaşlarıyla sevindi. Ama devre arasında oyundan alınan Hasan Şaş’ı gözlerim aradı.