“40 yıldar bir olur” derler ya. İşte öyle bir maçtı. İki takımın girdiği pozisyonları alın, gol vuruşlarından evvel görüntüyü durdurun. “Hangi takım maçı kazanmıştır?” diye sorarsanız, açık ara netice bordo mavi çıkar. Ama işte futbol öyle bir olay ki, Hatice yok, netice var.
Trabzonspor’un bu sene oynadığı iyi maçlardan biriydi. İlk 45 dakikada Beşiktaş rakip kaleye bir defa gidemedi. Çünkü Trabzon bu yarı inanılmaz bir baskıyla Beşiktaş’ı sahasından çıkarmadı. İkinci yarı Beşiktaş gittiği ilk topta golü buldu. Ondan sonra gene Trabzon. Yani 90 dakika maç Beşiktaş kalecisi Hakan’la Trabzonsporlu futbolcuların arasında geçti. Ve bu maçı Hakan 2-0 kazandı. Beşiktaş’ı uzun zamandır bu kadar aciz görmemiştim. Ama işte futbol bu. Dün akşam kartal gibi değillerdi, keklik gibi gene sektiler. Çünkü Beşiktaş uzun zamandır kartal gibi olamıyor. Hep anlatıyorlar “cağız” “ceğiz” diye ama Süper Lig’de işi götürüyorlar. Ne zaman Avrupa’ya çıkıyorlar, vasat takımlar karşısında bile acz içinde oluyorlar. Şu görülüyor ki, Beşiktaş takımına ve taraftarlarına Süer Lig kafi geliyor. Onunla mutlu oluyorlar. Fazlasını yapacak ne güçleri var, ne de kaliteleri. Ama bu şans nereye kadar gider o bilinmez. Golleri oynamayan attı Beşiktaş takımında Hakan iyi oynadı. Ferrari iyiydi, biraz da Ernst. İlk 45 dakikada Trabzon tek kale oynamasına rağmen Gökhan’ı göremedim. Ve bu yarıda Trabzon, Gökhan’ın sayesinde 10 kişi oynadı! O zaman Gökhan da oynamadığı zaman “ben niye yoktum arkadaş?” dememeli. Kuddusi Müftüoğlu belki de hayatının en rahat maçını yönetti. Çünkü bir takım hem oynadı, hem çaldı. Golleri oynamayan attı. Ve bu maç da Trabzon açısından böylece trajik bir biçimde bitti.