MAÇ başlıyor, Fenerbahçe hala Galatasaray maçında kalmış. Ankaraspor daha iyi top çeviriyor, daha iyi kademeye giriyor, topla daha rahat oynuyor. Bunların hepsini yapıyor da rakibi gidip rahatsız edemiyor, pozisyona giremiyor.
Roberto Carlos’ta iki haftadır biraz kıpırdanma var. Herhalde "artık oynayayım ayıp oluyor" demeye başladı. Veya "Aragones artık beni kenara alabilir, rezil olmayayım bari" diye düşünüyordur. Çalışılmış bir pozisyondan Roberto Carlos golü buldu. Zaten bu tip pozisyonları çalışırsın bir defa yaparsın, ikincide rakiplerin artık gol yemez.
Yunus Yıldırım’da düşüş var. İlk yarı Ankaraspor’un bariz penaltısını vermedi. Roberto Carlos’un faul olmayan pozisyonundan F.Bahçe golü geldi. Gökhan Gönül hata yaptı, topu kaptırdı, Özer’e faul yaptı. Ama Yunus "devam" etti.
Bu nasıl ikinci?
Maç sabaha kadar oynansa F.Bahçe kazanır. Çok iyi oynadığı için mi? Hayır. Ankaraspor ha babam top yapıyor. Neredeyse 30 top. Gittikleri mesafe bir-iki metre değil. Hatta başladıkları yerden daha geride taçla sonuçlanıyor.
F.Bahçe iki tane gol attı. İkisi de duran toptan. Yani öyle kenardan indirme bindirme yok. Güiza gene piyasada yok. Emre girdi o da etkisiz. Edu ile Lugano’yu Ankarasporlular hiç rahatsız edemediler. Dolayısıyla da Volkan’ı. Düşünün, F.Bahçe’nin oynadığı bu takım lig ikincisi. Demekki buraya biraz tesadüfen gelmişler. Rakibe hiç basmıyorlar. F.Bahçe’de eskiye oranla biraz kımıldama var. Mücadeleyi artırdılar. Ama ideal mi oynuyorlar? Hayır. Kazanan haklıdır. "Alex oynamadı mı, F.Bahçe daha çok koşuyor" diyenlere cevabım şu: Alex olmayınca sahada güzel görüntüler de olmuyor.Güiza’ya top atacak adam da kalmıyor.