ÖNCELİKLE şunu söylemekte fayda var. İki takım da futbolseverlere mükemmel bir mücadele ve keyifli bir maç izletti. Futbolda hata var. Daha az yapan maçı kazanır. Maç başladı, Trabzonspor bütün hatlarıyla hücum ediyor. Bence gereksizdi. Çünkü kaybederse her şeyini kaybedecek takım Beşiktaş. O zaman bu hırs ve telaş niye?
Bunda Trabzon seyircisinin de faktörü var. O da çok sabırsız ve eski Trabzon’u bir an evvel görmek istiyor. Trabzon kalecisi Tolga sanki kalede yok. Hem seyirci hem de futbolcular çok tedirginler. Allah’ı var, o da bu tedirginliği boşa çıkarmadı. 5 tane geriye pas attılar, 4’ünü rakibe vardı. En az 5 pozisyonda arkadaşları mücadele ederken gereksiz yere topa çıktı.
Peki, Trabzon kalecisi böyle de, Beşiktaş defansı nasıl? Onlar da aynı hat üzerindeler. Her araya atılan top, kalelerinde büyük tehlike. İkinci yarı Trabzon belki 8 tane pozisyon kaçırdı. Yani pozisyonlar gol olsa basketbol maçı gibi olacak.
Trabzon biraz sert bastı. Ricardinho ve Delgado keklik gibi sekmeye başladılar. Tabi bunları görecek olan Tigana da olduğu gibi izledi. Ve Beşiktaş takriben 60 dakika 9 kişi oynadı. Demek ki ithal teknik direktörlerin gözlerinde bazı sorunlar var. Alayı böyle.
Trabzon’un ilk yediği golde Celaleddin bütün takım hücuma çıkarken, rakibe indirdi topu, gitti gol oldu. İkinci yediği golde bence pozisyon öncesinde Koray’ın rakibe yaptığı faul var.
Önce tutarlı olun
Bir hakem önce kendi içinde tutarlı olmalı. Bu gol pozisyonunu alın ve Selçuk Dereli’nin 48 ve 57. dakikada verdiği iki faul kararı ile karşılaştırın. Üçünü de arka arkaya oynatın. Ondan sonra da zaten söyleyecek ve yapacak fazla bir şey olmaz. Bu pozisyonda geçen hafta benim Ümit Karan için yaptığım yorumu hatırlatanlar çıkabilir. Onlara cevabım, "Burada yerim fazla değil, Maraton’u izleyin."
Türkiye’nin en iyisi geçinen Selçuk Dereli, acaba bir tane taç atışını yerinden attırdı mı? Hepsi 5-10 metre ileriden atıldı.
Trabzon’da, Yattara olsa ne olurdu? Mutlak bordo mavililer için çok daha iyi olurdu. Ayman takımın içinde, belki gösterişsiz ama müthiş yerlerde pres yapıyor ve rakibini bunaltıyor. Ve ikili mücadelelere korkusuzca giriyor. Tahmin ediyorum eski Trabzon yavaş yavaş gelecek.
Sorumlu başkandır
Ama seyircinin acele etmemesi lazım. Bu işler bir anda olmaz. Takımlarına zarar verirler. Çünkü dün gece takımlarının yaptığı mükemmel mücadeleye rağmen tribünlerden her şeyi attılar ve her türlü küfürü savurdular. Bari kendilerine acımıyorlar takımlarına acısınlar.
Tigana aldığı parayı, eğer kovulursa da alacağı tazminatı düşünüyor. Bazı futbolcular tabanı görünce oyundan kaçıyor. Acemi yönetim, eski teknik direktörün tazminatı başına belayken, Tigana’yı yollamayı düşünmüyor. Yani Beşiktaş’ın işi bundan sonra çok zor.
Ama şunu özellikle unutmamak lazım. Sahadaki takımın sorumlusu teknik adam gözükse de, baş sorumlu kulüp yönetimi ve başkanıdır. Sakın teknik direktörü aslanların önüne atıp kendilerini kurtarmaya çalışmasınlar. Şu anda 3 büyük kulübün başkanı da bu konuda çok hatalılar. Zaten biraz akıllı ve becerikli olsalardı, Avrupa’da takımımız kalırdı. Bütün takımlarımız "Annemizin Ligi"nde mücadele ediyor. Babalara da, annelerimizin ligi kafi geliyor.