DÜNKÜ gazeteleri okudum... Fotoğraflara baktım... Trabzonsporlu futbolcuları buz ısırmış. Dikkatle ve hayretle okudum. Umut’un kulakları zaten kepçe gibi, bir de o kulağın tepelerinde meme yapmış resimler var.
Eksi 20 derecede Erzurum’da da top oynadım, Sivas’ta da. Bizim kulaklarımızı ne buz ısırdı, ne de köpek. Her şeyin bir çaresi vardır. Ona göre vücudun açık yerlerine kremleri sürersin, ilaçları basarsın, ne kulağını ısırırlar, ne kafanı.
Geçtiğimiz yıllarda bazı kulüplerin para vermemek için veya eş dosta kıyak olsun diye kadın doğum uzmanlarına sahada görev verdiklerini bilirim, hatırlarım.
Trabzonspor’da görev yapan doktor Ahmet Kalaycıoğlu’nun anatomi uzmanı olduğunu öğrendim. Kan görmekten de pek hoşlanmazmış. Peki, böyle birisi Trabzonspor’da nasıl görev yapar? Bana pek sürpriz gelmedi. Çünkü Trabzonspor’da şu sıralar olamayacak, olmaz dediğimiz her şey oluyor. Allah’tan doktor, kadın doğum uzmanı çıkmadı.
Bakınız... Eğer eksi 18-20 derecede futbolcular bu hale gelmişse, Sarıkamış’ta, Erzurum’da kayakçılar ne hale gelir? Veya benim nöbet tutan erlerim ne yapar?
Futbolda olmaz olmaz. Her şey olur. Bu hafta Trabzon’da Oftaş ile oynuyorlar. Oftaş 21, Trabzon 22 puanda. Evinde 2, dışarda 2 maç kaybedecek olan Trabzonspor küme düşmekten sonra nasıl toparlar? İyi hatırlarım, Beşiktaş 1970’li yıllarda küme düşmekten Trabzonspor’dan son anda aldığı bir puan sayesinde kurtuldu. Hem de ne kurtulma..!
Kalli’yi boşuna sorgulamayın
HASAN Şaş kaliteli bir oyuncu. İyi de bir insan. Ama sahadaki futbolcu-hakem ilişkisi rezalet derecesinde kötü. Ve daha hala Galatasaray’da Hasan Şaş’ın hakemlerle olan diyaloğundan bahsediliyor, onun yüzünden kadro harici kaldı deniliyor. Ve Kalli sorgulanıyor. Bence bu konuda Kalli Türkiye’de en son sorgulanacak şahıs. Ama maalesef bizde böyle.
O formayı Nonda hak ediyor
BAZI futbolcular derler ki, "Hoca beni oynatmıyor. Bana taktı..."
Bu olabilir. Ama oranı azdır. Eğer bir antrenör oynatmazsa, gelen ikinci oynatır. Veya senin hakkınsa başka kulübe gider oynarsın. Ama futbolcuysan sonunda hakkın olanı alırsın.
Hakem vardır, "Bana maç vermezler" diye ağlar. Ama asıl olan; hakeme maç verilmez, maçı hakem alır. Öyle maçlar vardır ki, ona tayini MHK yapamaz. Maç gezer, gezer hakemini bulur. Kimse de itiraz edemez. Şu anda futboldan anlayan 10 kişiye sorun, "Galatasaray’ın forvetinde önce kim oynar?" diye. Eminim 9’unda Nonda çıkar. Yanında Hakan Şükür mü olur, yoksa Ümit mi, o tartışılır. Peki bu kanıya nereden varıyorsunuz? Hiçbirisi babanızın oğlu değil. Şuradan varıyorsunuz; şu anda Nonda, oynadığı futbolu, kalitesi ve formuyla bunu hak ediyor.
Devlet Baba...
DEVLETE vergi borcun varsa, yıllar da geçse evine arabana haciz getirerek bunu senden söke söke, ölsen bile alır. Bence hakkı da ama eğer vatandaşına saygısı varsa tersini aynen uygulamalı. Bir hatamdan dolayı geçen yıl fazla vergi ödemişim. Vergi dairesinden bana gönderilen tebligat seyahatler dolayısıyla üç ay sonra elime ulaştı. Kağıtta ne yazıyor biliyor musunuz...
"Yukarıdaki fazla ödenmiş olan parayı alabilmek için şu, şu, şu evraklarla 15 gün zarfında bağlı bulunduğunuz vergi dairesine müracaat ediniz. Yoksa hakkınız kaybolacaktır."
Boşuna ona Devlet Baba dememişler. Ama bu bizim babamız. Hep annemizi soruyor..!
Herkes Beşiktaş’a başkan olamaz!..
TRANSFERLER nasıl yapılmalı? Kısa vadede ve uzun vadede nasıl olmalı?
Maalesef Türkiye’de çok kulüp, hem teknik adam, hem de futbolcu transferinde tepeden tırnağa yanlış yapıyor. Kimisi hiç bilmiyor, kiminin vizyonu yok. Kimi de başkalarının kucağına oturmuş gidiyor. Kiminin de basında akıl hocaları var.
Mesel Beşiktaş Del Bosque’yi getiriyor. Daha selamünaleyküm demeden, işine son veriliyor. Apar topar Tigana getiriliyor. Gene sorun üzerine sorun.
Bu arada alınan futbolcular, oynatılmayanlar, gönderilenler, gönderilemeyenler ile elde patlayanlar oluyor. Üstüne üstlük boşa giden paralar.
Öncelikle teknik direktörünü doğru seçeceksin. Sonra da senin yanında çalışan teknik direktörün esiri olmayacaksın. Kulüp politikasını yönetim belirler, teknik direktör değil. Tabii yönetim varsa!
Tigana pahalıya patladı
Beşiktaş bu sene şampiyon da olabilir. Peki bunun maliyeti, bu paralara mı olmalıydı? Yöneticiler teknik direktörleri almadan önce daha önce çalıştıkları kulüplerden istihbarat yapmalılar, bilgi almalılar. Bunun çeşitli yolları vardır.
Bunu ilk defa yazıyorum. Tigana Türkiye’ye geldikten bir süre sonra özel bir istekle Fransa’ya, Paris’e gittim. Şanzelize’de kendi otelinin bir odasında üç FIFA avukatıyla beraber El Fayed’le birlikte üç saat futbol sohbeti yaptık. O anlattı, ben dinledim. Ben anlattım, o dinledi. Bilirsiniz El Fayed Fulham kulübünün sahibidir. Tigana Beşiktaş’a gelmeden evvel orada çalışmıştı...!
Beşiktaşyönetimi Tigana’yı göreve getirdikten bir müddet sonra ondan kurtulmak için her şeyi denedi. Ama her şeyi... Denedi de ne oldu. Tigana onlara yine pahalıya patladı. Getirdikleri ve götürdükleriyle! ...
Ama Yıldırım Demirören, gazetelere "Bu kulübe 30 milyon dolar verdim. Giderken alırım" diye beyanat veriyor. Ohh ne güzel dünya. O zaman Beşiktaş’ta herkes başkanlık yapar. Ama Beşiktaş’ta veya diğer kulüplerde başkanlık yapmak ayrıcalıklı olmalı. Kulüpler para kazanmalı. Kasaları dolmalı, sermayelerini artırmalılar.
Öyle veya böyle... 4 büyüklerin arasında son yıllarda daha az hata yapan takım Fenerbahçe oldu. Hataları yok mu? Var. Ama dolmuşa gelmiyorlar. Veya geçmişten ders aldılar. Özellikle acele etmiyorlar.
HELALOLSUN
SÜLEYMAN Seba’nın büstü Beşiktaş Kulübü Başkanlığı yaptığı için değil, Türk futboluna verdiği hizmetlerden dolayı, yalnız Beşiktaş Kulübü Başkanlığı yaptığı için değil, Türkiye’deki örnek futbol adamlığı yaptığı için en kısa zamanda dikilmelidir. Helal olsun Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’a.