EVVELSİ gün Denizlispor, dün Sivasspor, bugün Antalyaspor... İnşallah ‘sezon başı sendromu’dur... Lig daha yeni başladı, küçük takımlar inanılmaz kötü futbol oynuyor. Ama bunun sebebi yalnız para değil. Olmaması da gerekir.
Eğer takımlar arasında bu kadar kalite farkı varsa, bu sene yandık, demektir. Bu üç takım da Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin ve Beşiktaş’ın üzerine gidemedi. Bir tek Denizlispor güzel bir gol attı, o kadar. Büyüklerde oynayan futbolcular da hani çoğunluk olarak Avrupa’nın üst düzeyi kadar olsalar bir şey demeyeceğim, ama onlar da Avrupa’da son durağa gelenler. Bunlara yerliler de dahil. Maçlar zaten geç başlıyor, milleti uyku bastırıyor; bizim takımlar da ninni gibi oynuyorlar, uykuya yardım ediyorlar. Ertesi günü, maçı seyredenleri dinliyorum; “Maçtan sonra spor programlarını izleyemiyoruz, çünkü maçları zaten bitiremiyoruz, devreye girmeden uyuyoruz” diyorlar. Haklılar... Dün akşamki maçı bir düşünün, 70’inci dakikada bir gol oluyor, hareket var. Koca 70 dakikada Nobre’nin bir kafa vuruşu var, kaleci Ömer’in kafasında patlayan; o kadar. Seyirci dersen, cezalı. Hadi ondan geçtik, televizyon başında seyredenler de cezalı. Peki ona ne demeli! Nihat etkili olmalı Seyirci yok, ses de yok, ama hakemin düdüğü bekçi düdüğünden kötü. Önüne gelene çalıyor, ama her şeye çalıyor. En az 4-5 tane avantaj var, onlara da çalıyor. Yahu zaten millet ölmüş, uyuyor; bırak biraz hareket olsun, maç oynansın, millet bir düşsün kalksın, heyecan olsun, yalandan da olsa. Nihat’ın bu takımda çok etkili olması lazım, ama o ilk pozisyona giriyor, bencillik yapıyor. Neyse sonra Holosko’ya attırıp affettiriyor. Ama Nihat henüz hazır değil. Bobo biraz kımıldamaya uğraşıyor, fakat sentetik. Antalya’nın pozisyonu yok... Beşiktaş defansının iyi olduğundan mı? Hayır; Antalya’nın gücü yok. İşin kötü tarafı, kötü oynayan bu takımların teknik adamları ve futbolcuları kötü oynadıklarını kabul etmiyor. “Biz iyiyiz, ama daha iyi olmalıyız” diyorlar. Böyle düşünmeye devam ettikleri müddetçe de zaten iş hallolmaz. İnsan iyi şeyler yazmak istiyor, biraz ara gazı vermek istiyor, ama ara gazı verecek pozisyon da yok. Çünkü takımlar frene basarak oynuyor. Hani bunlar sezon başı çok iyi hazırlanmışlardı! Daha çamur başlamadı, zeminler bozulmadı, rüzgar yok, sıcak deseniz dün akşam o da yok, harika bir havada oynandı maç. Neyse, yazıyı fazla uzatıp içinizi daha fazla karartmayalım, iyi olur inşallah diyelim ve futbolcuların, teknik adamların çok sevdiği o meşhur yuvarlak lafla bitirelim: Önümüzdeki maçlara bakalım.