BU maç iki yönden bazı şeyleri net gösterdi. 1-Fenerbahçe şanslı bir takım. Aragones’le bu işin olmayacağı, seneye yeni bir teknik direktörün gerekli olduğu gözüktü. Eğer Fenerbahçe bu kupayı alsaydı kafada soru işaretleri kalacaktı.
2-Beşiktaş’ın bu maçı Mustafa Denizli’nin doğru oyuncu tercihi, akıllı oyun planı, kendi istediklerini futbolcuların sahaya yansıtmasıyla çatır çatır alması. Ama bu maçta bir de ilahi adalet var. Bu adalet bazen geç geliyor ama geldi mi tam geliyor.
Fenerbahçe takımını Türkiye’de tek bir yerli teknik direktör şampiyon yaptı. O da Mustafa Denizli idi. Sarı lacivertliler, onun dışında hep ithal teknik direktörlerle şampiyon oldu. Bu şampiyonluktan sonra Aziz Yıldırım, "Ne var yani bizi Mustafa Denizli mi şampiyon yaptı?" demişti.
Hatta sonradan çok tartışılan o meşhur Samsun maçının çok değişik yorumlanmasıyla, Mustafa Denizli’nin başarısı gölgelenmeye kalkışılmıştı. Dün gece bunların hepsi temizlendi.
Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Yönetimi, iktidarlarına devam etmek için hata yaptıkları Aragones’in kellesini alarak devam edeceklerdir. Yani günah keçisi belli. Kendilerini kurtaracaklardır.
Beşiktaş, evirdi çevirdi, Fenerbahçe’yi yendi. "Volkan Demirel neden oynamadı?", "Alex-Emre ikilisi Fenerbahçe’nin hızını kesti." "Semih kafadan oynasaydı, Güiza ile beraber etkili olurlardı" gibi "halamın bıyıkları olsaydı amcam olurdu" sonucuna gelirdik.
Kartondan kupa
Beşiktaş ve Mustafa Denizli, Fenerbahçe ve Aragones’e göre dersine çok daha iyi çalışmış, maçı da öyle kazandılar. Maçın gidişatına baktığımızda Aragones bir hamle yapsa sanki Mustafa Denizli iki hamle yapacak gibiydi. Yedek kulübelerine baktığınızda bile maçın sonucunu çözebilecektiniz. İnsanın aklına şu da geliyor. Demek ki, Aragones gitmek istemiş. Mustafa da bir sene daha Beşiktaş’ta çalışmak istiyor.
Beşiktaş takımında aksayan oyuncu bulabilir miyim diye bakıyorum. Yok. Fenerbahçe takımında iyi oynayan var mı diye bakıyorum. Biraz Deivid mücadele ediyor, ikinci isimde zorlanıyorum. Bu iş ara gazıyla da olmuyor, Aragones’le de. Yalnız dün Kordon’da otururken bitişik masada hangi takımı tuttuğunu bilmediğim bir şahıs enterasan bir şey söyledi. Dedi ki: "Erman Hocam akşam oynanacak maçtan sonra Ertuğrul Özkök, herhalde Fenerbahçeli taraftarlar için bir güzellik yapacaktır." "Nedir?" dedim. "Sarı lacivertli taraftarlara pazar günü Hürriyet’in bir armağanı olarak kartondan birer kupa hediye edebilir, 26 yılın hatırası olarak" dedi. İnce bir espriydi.
Hakem Bünyamin Gezer için "dün gece sahanın en iyisi" diye yazacaktım. Ama Güiza kendini atıp penaltıyı alınca ben de Gezer’i bu cümleden dışarı attım.