Hollandalı çalıştırıcı, ‘Türk futbolcusunda futbol hazinesi vardır’ dedi. Hiddink’in yüz ifadesine baktığımda ‘Bu F.Bahçe kadrosu elimde olsa Devler Ligi’nde çok daha başarılı olurum’ der gibiydi.
PHILIPS Stadı’ndaki basıntoplantısına önce Daum geldi. Merak ediyordum her başarıda, başkan Aziz Yıldırım’ıövüyor, öne itiyor ve arkasına geçiyordu. Başarıda birinci adam Aziz Yıldırım, ikinci adam Daum’du. Özellikle başkanıyla yöneticilerini ayırıyordu. Başarısız olunduğunda bu sefer yurtiçinde futbolcular öne çıkıyordu, yurtdışında da yabancı sayısı.
Önceki gece eski 45’liği gene pikabın üzerine koydu. Başladı anlatmaya. ‘Bizde yabancı adedi az. Hepsi yabancı olsun’ diyordu. Ve daha da önemlisi ‘Çıkarttığın yabancı oyuncunun yerine soktuğun yerli oyuncular aynı verimi sağlayamıyor’ diyordu. Ama Daum bir şeyi unutuyordu. İlkokul mezunu okuma yazması olan bir kişi, dün geceki maç listesini eline alsa, tribünde yanında oturan Hollandalı’ya sorsa ve dese ki ‘Şu listeyi eline al. Sizde oynayan ilk 11’de kaç yabancı oyuncu var. Bana bir işaretle’ çıkacak rakam 5. Dönse F.Bahçe’de oynayan yabancıları işaretlese, çıkan sayı 6.
Önce kibarlık yaptı
Bu Eindhoven takımı, grubu ikinci bitirdi. Hiddink geçen yıl bu takımda oynayan 7-8 futbolcuyu yenileyerek bu başarıyı sağladı. Hem de kadrosunda 17-18-19 yaşındaki bebelerle. Daum, işine gelen soruları, işine geldiği gibi yanıtladı. İşine gelmeyen birkaç soruyu da ‘Burası yeri değil. Bunu anlatmak çok uzun sürer’ diyerek kestirip attı. Sonra da arkasına bakmadan çıkıp gitti.
5 dakika sonra Hiddink geldi oturdu. Türk gazetecilerden de bizden başka kimse kalmamıştı. Önce Hollandalı gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Karşıdan bir soru yönelttim, dedim ki ‘Yabancı oyuncu sayısı Fenerbahçe’den hem daha az, hem de daha genç takımsınız?’ Çok fazla bir şey söylemek istemedi. Ne de olsa profesyonel adam.
Ama Hiddink, basın toplantısından sonra bizden kurtulamadı. ‘Çok fazla soru istemem. Çünkü az sonra bira içmeye gideceğim’ dedi. Çok keyifliydi ve elinde kırmızı şarap bardağı vardı. ‘Daum, biraz önce ‘Türkiye’de yabancı oyuncu sınırlaması kalksın, başarısızlığın sebebi bu’ dedi. Siz ne dersiniz?’ dedim.
Hiddink başladı... ‘Dünya futbolunda İlk 3’e veya 4’e girememiş futbolda ilerlememiş ülkelerde yabancı futbolcu sayısının çoğunlukta olması tabii ki önemlidir. Ama kendi futbolcusuna da önem vermelidir. Ben 15 yıl önce Türkiye’de çalıştım. Orada potansiyel olarak futbol zenginliği gördüm. Ve de bu da orada var. Devam ettim ‘Fener kadrosu elinizde olsa ne yapardınız?’...
‘Ben şu an PSV’den sorumluyum. Bundan 15 sene önce F.Bahçe’de çalıştım. Büyük bir kulüp ve hızlı bir şekilde büyümeye devam etmiş. O zamanki kadro ile bugünkü kadro arasında çok fark var. Teknik olarak pek fazla bir şey diyemem. Çünkü sorumlusu ben değilim. Bu işin içinde olmadığım için bu konuda fikir yürütemem.’
Sevgili okuyucular... Hiddink bunları söylerken yüz ifadesine bakıyorum, sanki ‘Bu F.Bahçe kadrosu benim elimde olsa Şampiyonlar Ligi’nde çok daha başarılı olurum’ der gibiydi. Ama meslektaşını fazla hırpalamak istemiyor. Zaten kadronun çok farklı olduğu, ama teknik olarak bir şey söyleyemeyeceğini belirtmesindeki mantık da bu zaten.
Türklerde kapasite var
Sorularıma devam ediyorum... ‘Daum ‘Rakiplerimizdeki yabancı oyuncu sayısı bizimkinden çok fazla olduğu için başarısız olduk’ dedi. Türk futbolcusu sizce yeterli mi?’
Hiddink, ‘Başarılı olmak için Türk futbolcunun kapasitesi vardır ve yeterlidir.Bu akşam (önceki akşam) PSV’ye baktığınızda yabancı futbolcu sayımızın F.Bahçe’den daha az olduğunu görürsünüz. Tabii ki çok kaliteli yabancı oyuncu takıma büyük katkı sağlar. Ama bunun çok kaliteli birisi olmasına dikkat etmesi lazım. Dünya futbolunda ilk 4’e giren İngiltere, İtalya, İspanya ve Almanya’ya bakıldığında alt yapıya ne kadar değer verdiklerini görürsünüz. Bu ülkelerde çok iyi altyapı eğitimi yapılmakta ve alt yapıya büyük önem vermektedirler. Tecrübelerime dayanarak ve de Türkiye’de çalışmış biri olarak şunu söyleyebilirim. Türk futbolcusunda futbol hazinesi vardır ve bu kapasiteye sahiptir. Teknik konuda kendilerinde büyük bir birikim zenginliği vardır. Başarıyı yabancı oyuncularda aramak yanlıştır.’
‘Siz kendi Alex’inizle, Daum’un Alex’ini bağladınız. Hiç tepki gelmedi, gelseydi ne yaparsınız’ diyerek devam ettim.
‘Bizim Alex’i önce Anelka’ya verdim, marke etmesi için görevlendirdim. Zaten Anelka’dan fazla süt sağılamadı. Anelka çıktıktan sonra bu sefer Alex’i F.Bahçe’nin Alex’ini marke etmesi için görevlendirdim. Zaten ilk yarıda da Simons’un Alex’i durduğunu düşünüyorum. Biz bugünkü taktiğimizde F.Bahçe’nin silahlarının çalışmaması için uğraştık. Onları durdurduk ve bu sonuca ulaştık.’
Sevgili okuyucular. Hiddink’in son soruda verdiği cevaplar F.Bahçe kadrosunun PSV’den daha iyi olduğu yönünde. Ne diyor, ‘F.Bahçe’yi durdurduk. Silahlarını kitledik, sonra da vurduk.’ Ama Daum, Hiddink tarafından kitlenen F.Bahçe silahlarını oyunun içinde fark edemiyor. Hiddink kendi kadrosunda olmayan, ama her teknik adamın ağzının suyu aktığı Anelka ve Alex’i kitleyip F.Bahçe’yi durduruyor, Daum da kenardan macera filmi seyreder gibi seyrediyor. Hiddink’in yaptığı hamlelere hamle ile karşılık veremiyor. Ama bir şeyi çok iyi yapıyor. Başkanına yağ çekip, yabancı futbolcu istemeyi.
Bahtiyar’dan şarkılar
Altan Tanrıku ile beraberiz, o da Hiddink’e soruyor ‘Hem Avusturalya Milli Takımı’nı, hem de PSV’yi çalıştırıyorsunuz. İkisinde de başarılısınız. Hangisi sizi daha çok mutlu ediyor.’
Yanıt: ‘Benim için başarı önemlidir. Avustralya gibi yıllarca başarıya aç bir ülkeyi başarıya ulaştırmak bana büyük keyif verdi.’
Milyon dolarla futbolcular alan, bırakın Şampiyonlar Ligi’ni UEFA’da bile olamayan, 150 milyon dolar borcu olan, maçtan önce ve sonra yönetim kurulu istifaya davet edilen G.saray’ın şuan sadece 4 puan önünde olan, Trabzon’un ve Beşiktaş’ın olmadığı bir Türkiye Ligi’nde 2 sene şampiyon olan, iki yıl futbol oynamadan şampiyon olan bu F.Bahçe’nin hakkında bize ancak şu yorumu yapmak düşer. Aziz Yıldırım başkan, Daum teknik direktörü. İkisi de birbirinden çok mutlu ve mesutlar. O zaman da bize Zeki Müren’in o meşhur Bahtiyar parçasının finalini söylemek düşer... Adım Mesut, soyadım Bahtiyar. Yıllarca siz Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediniz...!