Havuza kim itti?

BEŞ kişi muhabbet ediyor. Diğer üçünün ismi önemli değil. İki kişi var ki çok önemli.

Birisi F.Bahçe Teknik Direktörü Zico, diğeri F.Bahçe Basketbol Takımı Koçu Tanjeviç. Konu hep futbol. Zico’ya arada sorular geliyor o da gayet samimi ve dosthane biçimde cevaplıyor.

Neden diyorlar, ’Zaman zaman zorlandığında rakibe yüklenmiyorsun, hava topu atmıyorsun, şişirmiyorsunZico da, "Nasıl yapabilirim ki. Benim 2 santrforum bunlara müsait değil" der. ’Peki neden Kezman önce, Semih sonra’ Hoca yine cevaplar: "Kezman’ın rakibi yıpratıcı oyun stili var.

Önce onu oynatıyorum, sonra Semih diri girince daha iyi işler yapıyor." Peki diyorlar, "Sen memnun musun santrforlarından". Zico, "Herkes söylüyor ama eldeki malzeme bu. Ben de aynı fikirdeyim. Aslında yönetim santrfor arıyor. Bize lazım olan santrfor fazla uzak da değil, karşı tarafta." Merak ediyorlar, "Kim" diyorlar. Brezilyalı çalıştırıcı, çok net cevap veriyor, ’Nonda. Nonda ile Arda bende olsa ligi de açık ara götürürüm, Avrupa’da çok farklı yere gelirim" diyor.

O sırada Tanjeviç söze giriyor, "Bak hoca senin bir hatan var. Sen hep aynı değişikliği yapıyorsun. Senin sahaya çıkan kadron da aynı, değiştireceğin oyuncular ve dakikan da. Bunu herkes ezberledi. Değişik hamleler yap" der.

İşte F.Bahçe’nin bence bu sohbetten sonra düzeni bozuluyor ve Zico, Tanjeviç’e uyuyor. Değişik işler yapacağım diye olayı eline-yüzüne bulaştırıyor. Havuza kendi düşse belki Zico bu kadar üzülmezdi. Ama onu havuza Tanjeviç itiyor. O günden sonra Chelsea maçı dahil F.Bahçe’nin saçma sapan kadrolarını gördük.

Herkes kendi işine bakacak. Bildiğini yapacak.

Ben bu haberi geçen hafta içinde aldım. Yazmadım. Sebebine gelince; geçen hafta sonu G.Saray-Fenerbahçe karşılaşacaktı. Nonda da, Kezman da, Zico da, Arda da, iki takım da bu söylenenlerden etkilenecekti.

Ve diyeceklerdi ki, Erman ortalığı karıştırıyor. Onun için bekledim. Bence de doğru yaptım. Ama bu konuşulanlar köküne kadar doğru.

Bostan ve Türkalp’e güvenirim

BENCE futbolumuzdaki en büyük noksanlık, futbol oynamış insanların Futbol Federasyonu yönetiminde profesyonel olarak görev almamaları ya da alamamaları. Futbol Federasyonu Başkanı da bir gün profesyonel futbolcu olursa mükemmel olur ama idari işlerde mutlaka profesyonel futboldan gelen üniversite mezunu ve yabancı dil bilen biri olmalı. Şart mı? Belki şart değil ama olursa çok iyi olur. Çünkü futbolu bırakanlar kesinlikle antrenör olmaya kalkıyorlar.

Orada para çok. Sonra işsiz kalıyorlar. Çünkü birbirlerine daha sonra ateş ediyorlar. İş cazip hale getirilirse hakem olabilirler. Bu federasyon yeni yapacağı yönetmeliklerle belli kriterleri olanları çok çabuk hakem yapacak. Bence doğru karar.

Şu anda Disiplin Kurulu Başkanı Reşat Bostan geçmişte profesyonel futbol oynamış, hukuk fakültesi mezunu bir arkadaşımız.

Anadolu Üsküdar ve Zeytinburnu’nda oynamış ve benim de hakemliğini idare ettiğim eski bir futbolcu. Diyorlar ki, Disiplin Kurulu’nu Şekip Mosturoğlu kurdu. Bu cümleyi söyleyenler Disiplin Kurulu Başkanı’na büyük haksızlık ederler.

Adam yetiştiremiyoruz

Tahkim Kurulu Başkanı yakından çok iyi tanıdığım Adnan Türkalp. İki kurul başkanı futbolumuzun içinden gelen son 20 yıldaki 2 isim.

Keşke genel sekreter de, gözlemcilerin başındaki adam da futbolun içinden gelseydi. Biz, yani futbol alemi adam yetiştirip buralara sokamıyoruz. Sonra da dışarıdan gelenlere sallıyoruz.

Kemal Dinçer de sporun içinden gelme. Çok da düzgün birisi. F.Bahçeliymiş. Olabilir. Ama sporculuk ruhu olan insan, o terbiyeyi alan insan, fasülyeyi nohuta karıştırmaz.

Dinçer’e F.Bahçeli olduğu için sallayanlar şu anda Ahmet Güvener’in federasyondaki görevini bilmiyor. Güvener hangi takımı tutar? G.Saray. Geçmişte MHK’da görev yaparken hiç G.Saray’ı karıştırdı mı? Kesinlikle hayır.

O da dürüst bir adamdır. Hatta ve hatta o komite başkanıyken yaşanan müthiş bir olayda! tavrını net koyarak entresan bir olayı engellemiştir. Bu olay G.Saray’a karşı yapılan bir olaydır.

Ben bu federasyondaki Tahkim ve Disiplin Kurulu’ndaki insanların özellikle 3 büyük kulüp tarafından adam sokularak kurulduğuna inanmıyorum. Böyle olduğunu da biliyorum.

Doğru ve yanlış

HATIRLARSANIZ Büyükşehir Belediye-G.Saray maçında Ayhan yardımcı hakeme ’lan’ dedi. Yardımcı hakem Ayhan’a kartı gösteremedi. Peki sonunda ne oldu? Merak ettim, araştırdım. O yardımcı hakeme bu sezon sonuna kadar maç verilmeyecekmiş. Demek ki Türkiye’de doğru işler yapılıyor.

Yanlışlar yok mu, var. Lugano, G.Saray-F.Bahçe kupa maçında Cüneyt Çakır tarafından atıldıktan sonra 5-6 dakikalık gecikmeyle sahayı terk etmişti. Ve bu olay rapor edilmiş. Bir şey yapılmamış. Sinek ufak ama mideler bulanıyor.

Polis koyulmalı

BEN Beyoğlu’nda gezmeye bayılıyorum. Hani bir şarkı var ya ’Beyoğlu’nda gezersin gözlerini süzersin’. Gezersin de nah gözlerini süzersin. Çünkü yeni döşenen taşlar yağmur yedi mi, taşın da kenarına bastın mı, gözleri süzmeyi bırak, gözüne kadar su içinde kalıyorsun.

Hadi üzerini temizlikçiye verir kurtulursun. Peki, tramvayın yanında özellikle akşamları taksiler, özel arabalar cirit atıyor. Bence İstanbul Valiliği bir kaç yere trafik polisi koysun, yaya yolundaki araç trafiğini düzenlesin. Tam bir rezalet.

Dur diyen yok. İstanbul sahipsiz şehir diyorlar, kesin doğru. Ve birkaç kişiye arabanın vurduğuna şahit oldum. Şöför, "Kenara çekilsene lan" diyor. Sıkıysa tampon yiyen cevap versin. Adam sopa yer.

Az bile yapılıyor

İNANILIR gibi değil. Bazı F.Bahçeli seyirciler futbolcuların yollarını kestiler. Televizyondaki spor yorumcuları seyirciyle karşı karşıya kalmayalım, yarın Alex-Kezman, Fener’den giderler ama biz seyirciyle karşı karşıya kalırız düşüncesiyle pazar gecesi ilerleyen saatlerde yorumlar yaptı.

Araba içindeki Kezman güya kendini tehdit eden seyirciye tükürmüş. F.Bahçeli seyircinin yaptığı normal. Yorumcuların böyle olduğu bir ülkede seyirciler az bile yapıyor.
Yazarın Tüm Yazıları