O mücadele eden, birbirine destek veren takımdan eser kalmamış.
Futbolcular birbirlerine yardım etmedikleri gibi, etrafa şikayet ediyorlar. G.Saray’ı bu hale getiren nedenlerden biri de Trabzon’un mücadeleci oyunu.
GALATASARAY’ı iki yıldır bu kadar kötü görmedim. Sarı kırmızılılar, şampiyon olduktan sonra havaya girmiş. O mücadele eden, birbirlerine destek veren takım yok. Herkes tek başına oynuyor. Ama şunu da belirtmeden geçmeyelim. Galatasaray’ı bu hale getiren faktörlerden biri de, Trabzon’un mücadeleci oyunu. Öncelikle bordo mavililer şunu kabul etmişler; "çok koşarsak, biz bu işi yaparız."
Dünkü maçın en önemli yanı, Gökdeniz’in Trabzon’da oynaması idi. Başka bir açıdan bakarsak, Galatasaray’ın Gökdeniz’i yoktu. Gökdeniz yaptığı günahları affettirmek için olanca hırsıyla oynuyor ve mücadele ediyor. İki sene böyle oynasın, borcunu öder.
Stepanov’u çok beğendim
Ersen Martin aşısı tutmuş. Trabzonspor’un iki defa iki farklı öne geçmesine rağmen çok rahat top kullanması gerekirdi. Alakasız pozisyonlarda hiç gereği yokken topu Galatasaraylılar’a verdiler. Bunda fizik güçlerinin yetersizliği de rol oynadı. Tahmin ediyorum Ziya Hoca bu açığı kapatır.
Mesela Marcelinho. Topu çok iyi kullanan bu oyuncu, fizik olarak hazır değil. Stepanov sıfır hatayla oynadı. Fatih, karşısında eski takımı olmasına rağmen rahattı. O da zaman zaman gereksiz işler yaparak topla rakip alanın ortasına kadar dripling yapmaya kalktı. Musa da dün gece sahada en fazla mücadele eden futbolculardan biriydi. Nesi var, nesi yoksa sahaya döktü. Tam bir profesyoneldi.
Dün gece sarı kırmızılılarda ayakta kalan tek isim Arda’ydı. Ziya Hoca akıllı bir iş yaptı. Maçın başında bütün uzun atılan toplarda Ersen Martin’in yanına hem Marcelinho’yu, hem de Gökdeniz’i soktu. Özellikle Gökdeniz’in yanına hiçbir Galatasaraylı oyuncu yanaşmadı. Böyle olunca Song’la Tomas,Ersen Martin-Marcelinho ikilisiyle uğraşırken aradan Gökdeniz malı götürdü. Anlaşılıyor ki, Ziya Hoca, Gökdeniz’e, "Sen istediğin gibi dolaş, nereyi tehlikeli görüyorsan oraya gir" demiş. 20 dakika sonra Galatasaray’ın solunda Ferhat’ın tek başına olduğunu hissetti ve gördü. Ayhan da onun yardımına gitmeyince, Gökdeniz o kulvarı dikiş makinesi gibi işlemeye başladı. Gerets bu sefer bu genç oyuncuyu oyundan aldı ama sorunu çözemedi.
Galatasaraylı futbolcular birbirine yardım etmiyor. Daha büyük bir tehlike birbirlerini etrafa şikayet ediyorlar. Sarı kırmızılıların bazı oyuncuları hala hakeme itiraz etme alışkanlıklarını sürdürüyor. Eller-kollar havada uçuyor ama maalesef bizim hakemlerimiz büyük takımda oynayan oyuncuları kolluyorlar. Misal isterseniz işte Hasan, işte Sabri, işte Hakan Şükür. Acaba bu üç oyuncu küçük takımlarda oynasalar ve bu hareketleri yapsalar ne olur? İşte onun için de bizim hakemlerimize itimat ve güven kalmıyor.
Ersen Martin bütün hava toplarını alınca, Gerets sakatlanan Song’un yerine Cihan’ı alacağına Emre’yi aldı. Ama o da bir şey fark etmedi.
Aslında ilk 45 dakika biterken Trabzon oyunu 3-1 yapacaktı. Ama iki nolu yardımcı Mustafa Sönmez, Selçuk Dereli’nin de gördüğü Tomas’ın ayağa kayarak yaptığı büyük hatayı faul olarak yorumladı ve Selçuk Dereli’yi yanılttı. Ama işte hakemlik orada başlıyor. Pozisyonu sen de gördün ve faul olduğuna inanmadın. Bayrağı orada indir, devam et. Maçı bayrak mı idare ediyor, düdük mü? Yardımcı hakemlere teslim olursanız kötü pozisyonlara düşersiniz. Nitekim iki tane taç atışını yardımcı hakemlere rağmen değiştirdin. Ama oralarda tehlike yoktu. Buradaki pozisyonda Trabzon, Galatasaray’ı üçe bir yakalamıştı. Dedim ya hakemlik cesaret işidir. Çünkü dün gece Selçuk Dereli bu tür ikili mücadelelerin çoğunu doğru kararlarla devam ettirdi.
Trabzon’da maç seyredin
İstanbul basını, hep "Trabzon seyircisi, Trabzon seyircisi" der durur. Bu stat Türkiye’de tel örgüsü kaldırılan ilk statlardan biri. Dün akşam Trabzon seyircisini herkes gördü. Pırıl pırıl tezahürat ettiler, takımlarını desteklediler. Ben İstanbul’daki maçlarda neler görüyorum. Ama dedim ya, bizim bazı at gözlüklü spor yazarları Trabzon’a gelip maç seyretme cesaretini bile gösteremiyorlar. Yeter ki, siz doğru yazın, doğruları yapın. Şartlı olmayın.
G.Saray seke seke gelip 11 puan yapmıştı. Lig üçüncüsüydü. Trabzon da iyi gitmiyordu. Ne oldu? Bir maçta Trabzon geldi, Galatasaray’ı geçti. Ülke olarak bazı şeylere şartlanmayalım diyoruz. Mesela hurafeye. Neymiş Trabzon, Galatasaray’ı 10 senedir yenemiyormuş. Futbolda böyle bir mantık yok. Oynarsan yenersin. Yeter ki, iyi mücadele et. Futbolun ön şartı bu.
á Not:Marcelinho belki fizik olarak tam hazır değil ama ülkesinde annesi ile kardeşinin yaşadığı sorunlar yüzünden kafası çok dağınık. Ama Ziya Hoca doğru bir hareketle izin isteyip ülkesine gitmek isteyen bu oyuncuya izin vermedi. Ve bu oyuncu da dün akşam maç üzerinde çok etkili oldu.