SKORA bakarsanız Galatasaray rahat geçti. Hele deplasmanda 5-1 olunca, sorun yok gibi gelir. Ama oynadığın rakip senin yaptığın işleri yapınca bu sonuçtaki maçlarda, hatalarını göremez, gereğini de yapamazsan sonra yanarsın. Mesela bunlardan biri...
Rakip hücum ediyor. Senin kalene 35 metreye kadar yaklaşmışlar, ya ara topu atacaklar ya da topun dibine vurup kaldıracaklar. Bu pozisyonda defansın yapacağı iki tane iş var. Amma, defans derken sakın yalnız geri dörtlüden bahsettiğimi zannetmeyin. Böyle bir pozisyonda önce rakibin top kullanan son adamına baskı yapacaksın. Aynen Irak’taki intihar komandoları gibi. Neden? Çünkü rakip böyle bir baskıyı yiyince topa vuracak, istediği yere atamayacak. Hem bunu yapacaksın, hem de arka tarafında gelen diğer rakip arkadaşlarını karşılayacaksın. Sorun Aykut’ta değil Sarı kırmızılılar bunların hiçbirini yapmıyorlar. Ne yapıyorlar? Bu 20-25 metre mesafede arka dörtlü ofsayta düşürmek için öne çıkıyor. Onu da yapamıyorlar. Birisi önde kalıyor, birisi arkada. İşin daha da kötüsü genelde arkada kalan kenardaki adamlar oluyor. Rakip de armut gibi pozisyona giriyor, ya gol yapıyor ya da yapamıyor. Sonra da diyorlar ki kaleci Aykut dağlara taşlara yaptı! Olay Aykut’ta değil ki. Top Aykut’un en zayıf yerine geliyor. Diziyle ayağının arasına. Bir tek şey yapabilir, topa ayağıyla müdahale eder, yatarak değil. Yatarsan golü yersin dün akşamki gibi. Öyle yatacaksan, git evinde yat daha iyi! Ama Aynı Aykut, belki de turu getiren kurtarışlar yaptı. O kurtarışlarla rakibin direncini kırdı. Kewell’dan santrfor Peki şimdi dönelim Galatasaray’ın hücumuna. Kewell’dan santrfor olur mu? Koyunun olmadığı yerde Kewell, Abdurrrahman Çelebi. Allahı var o da tıkır tıkır gollerini atıyor. Karşıdan gördüğüm kadarıyla Kewell iyi oyuncu ama daha da önemlisi ahlaklı bir insan, düzgün bir adam. Bazen seyirci yöneticiden daha iyi görerek ve karar vererek, gitsin mi kalsın mı yorumunu doğru yapabiliyor. Ayhan’dan kesinlikle faydalanmak lazım öyle veya böyle. Çünkü o, Arda ve Kewell oldukları zaman Galatasaray daha iyi top kulanıyor. Mustafa Sarp her zamanki gibi çok çalışıyor, elinden geleni yapıyor. “Benim adım Hıdır yapacağım budur” misali. 5-1 galip gelen bir takıma daha fazla tenkit yapamazsınız. Galatasaray hücum etmeyi seviyor ama aynı iştahla geri dönmeyi sevmiyor. Biz Türk insanı olarak, defansı yalnız kaleciye ve geri dörtlüye yüklüyoruz. Oysa “golü kaleci atar, golü santrfor yer.” Bunu düşünürseniz işi çözersiniz. Peki ne zaman olacak bu? İnşallah bir zaman.