3-4 hafta daha üst düzey hakemlerimiz böyle gitsinler, ortalık biraz toz duman olur, ama hem Türk futbolunu doğru yola sokarlar, hem kamuoyunu, hem takımları, hem de futbolcuları.
CUMARTESİ gecesi iki kaleci ile hakem başroldeydi. Biri üst düzey (Kamil Abitoğlu), diğeri FIFA (Bülent Yıldırım) iki hakem. İki kaleci de A Milli Takım forması giymiş kaleciler. Bu demektir ki, yaptıkları işte şu anda huninin en tepesindeler, zirvedeler. Bırakın kamuoyunu, herşeyden önce birbirlerine saygı göstermek mecburiyetindeler.
Lafı uzatmadan sadede gelelim... Cumartesi akşamı önce F.Bahçe maçı oynandı. Son dakikalarda Volkan’ın yaptığı hareket kesin penaltı, yoruma açık değil. Sebebi, Hacettepeli Sukaj topa daha önce geldi. Kafayı vurdu, niyeti kontrolsüz gelen Volkan’ın yanından topu atıp, sonra yetişip golü atmak. Volkan, Sukaj’a doğru gelirken, rakibinin topa daha önce müdahale edeceğini anladı. Kontrolsüz ve zamanlama hatasıyla çıkan Volkan baktı ki başka bir şey yapamayacak, dizini de rakibine göstererek çala kalem pozisyonun üstüne gitti. Bu sırada Volkan’ın gözle-
rini kapattığı belli. Çünkü Volkan iki eliyle topla oynamıyor, niyeti yok. Gözleri kapalı olduğu için top geliyor Volkan’ın sol koluna çarpıyor. Ondan sonra da rakibini altına alıp eziyor. Sen öyle girmesen o seken topa Sukaj ikinci hamleyi yapacak. Sen onun bu hakkını altına alarak yok ediyorsun.
Bakınız, pozisyonları karıştırmayın. Futbolcu topu ayağında sürerek gelir, sen yatarsın topu çelersin sonra futbolcu sana takılır düşer. Bu pozisyon penaltı değildir. Ama o pozisyonla bu pozisyon arasında hiçbir bağlantı yok. Aslında Volkan topa da dokunmasa yardımına bir arkadaşı geliyordu. Kendinden aşan topu o çıkaracaktı. Yani burada hakemin penaltı kararı da doğru, sarı kartı da.
Yukarıda Allah aşağıda hakem
Ama Volkan, Fenerbahçe kalesinde rakipsiz olmanın verdiği rahatlık ve şımarıklıkla hakemin duyamayacağı şekilde, ama kameralara yansıyacak durumda hakeme küfür etmeye başlıyor. Penaltı kaçıyor (Aslında penaltı kaçarken hem Volkan’ın hem iki takım oyuncularının penaltı ihlali var. Hakem biraz dikkatli olsa o penaltıyı tekrar ettirir).
Kaçan penaltıdan sonra da bu kez Volkan şımarıklığına devam ederek "Yukarıda Allah var" diye hakem Kamil Abitoğlu’nu küçük düşürmeye çalışıyor. Ama Volkan, "Yukarıda Allah, aşağıda hakem vardır" prensibini unutuyor ve hakem de son derece doğru bir kararla çift sarı kartla onu oyundan atıyor. Volkan yaptığını o anda farkediyor, ama tren kalkmış. Volkan ve Volkan tipindekiler niye bunu yapıyorlar, çünkü bütün hakemler, futbolcu "Yukarıda Allah var" işareti yaptığında çekip gidiyorlar. Niye, futbolculardan korkuyorlar.
Bundan sonra sahneye Roberto Carlos çıkıyor. Kendi oynadığı kulvar yol geçen hanına dönen Carlos, İspanyolca bilenlerin iddialarına göre hakemin ailesine ve akrabalarına hatırlarını soruyor ve maç bitiyor. Ya hakem Abitoğlu İspanyolca bilseydi?
Neydi, F.Bahçe kadrosu yeterliydi. Bakalım bundan sonra yeterli mi göreceğiz!
G.Saray seyircisi hedefine ulaştı
Sonra İstanbul’a geliyoruz. G.Saray-Antalya maçı başlıyor. Maç başlamadan hemen önce ve içinde F.Bahçe ile Antalyaspor’a küfür ediliyor. Maçın sonuna doğru bu sefer çok iyi oynayan Ömer’in özellikle annesine son derece iğrenç ve tempolu bir şekilde küfür ediliyor. Ama bu küfür yıllar önce Bursaspor kaleci Şenol’un annesine de edilmişti. Merak ediyorum, küfür edenlerin anneleri bu küfürleri duysalar neler yaparlardı.
Ömer’in kalecilik hayatı boyunca ne rakibe ne de hakeme karşı terbiyesizliğk yaptığı görmedim. Burada yaptı mı bilmiyorum, ama zannetmiyorum. Zaten yapsaydı, doğrudan kırmızı ile atılırdı. Hakem Bülent Yıldırım’ın "Soyunma odasına git" ikazını dinlemeyip tribüne tepki hareketi yapınca ikinci sarı karttan atıldı. Yani Galatasaray seyircisi bu maçta da hedefine ulaştı.
Bakalım yöneticileri üstün yönetim gayreti sarfederek onları yine kurtarabilecekler mi? Adnan Sezgin yönetmelikleri iyi bilir. Bankaların verdiği krediler misali satır aralarında bir kaç cümle bularak yine durumu kurtarabilir. O seyirci de küfür etmeye devam eder.
Burada olaya genelde baktığınızda iki hakemin görevlerini yapmaya çalıştığını, Ömer’in çok iyi oynamasına rağmen seyirciye kulaklarını tıkamadığını, Volkan’ın son derece küstahlıkla hareket ederek takımını yaktığını görüyoruz. Volkan dua etsin yerinde oynayacak kaleci arkadaşı iyi oynasın, eğer onun hatasıyla Fenerbahçe maç kaybederse bunun altından nasıl kalkar onu düşünsün.
Not: Bu iki maçtan çıkan ana fikir şu... Hakemler isim ve takım gözetmeksizin doğru gördüklerini ve bildiklerini yürekli olarak çalarlarsa, 3. haftada iş ne hale geliyor. Fazla değil, 3-4 hafta daha üst düzey hakemlerimiz böyle gitsinler, ortalık biraz toz duman olur, ama bundan sonra hem Türk futbolunu doğru yola sokarlar, hem kamuoyunu, hem takımları, hem de futbolcuları. Bunu her takıma eşit ve aynı uzaklık ile yakınlıkta uygularlarsa, hakemler için en tehlikeli olan yöneticiler de sonunda onların yanına gelecekler.