G.SARAY da Beşiktaş da kötü oynadıkları maçları kazanıyorlardı. Ama Fenerbahçe kötü oynadığında kaybediyordu. O da ilk defa dün kazandı. Kendisi mi kazandı?
Net bir şekilde söyleyeyim; hayır. Hakemle beraber kazandılar. Diyeceksiniz ki: "Bu kadar iddialı bir cümle olur mu?" Evet, olur. Çünkü 20 dakika sonra Fenerli bütün futbolcular hakemin ne yapacağını, ne yapamayacağını anladılar, avuçlarının içine aldılar. Top gibi oynadılar. Hedeflerine ulaştılar.
Hani var ya, son moda kırılma noktaları... F.Bahçe maçındaki noktalar kırılma mırılma değil, maçın çatırdayıp bir taraftan diğer tarafa verildiği dakikalar var. Mesela penaltı. Uzaktan yakından ilgisi yok. Şöyle söylemek lazım. Aynı penaltıyı Kayserispor’un lehine verseydi, F.Bahçeli oyuncular ne yapardı, merak ediyorum. Semih’in attığı gol ofsayt. Maçın bitiş süresine bir daha bakmak lazım. Devam doğru mu, yoksa kesmek mi doğru? Ama doğru olmayan tek şey, hakem. Bobo’yu attı ya, şimdi kahraman oldu, üst üste maç veriyorlar!
Sarıyla kurtardı
Aslında Kayserisporlu futbolcuları tebrik etmek lazım. Onlar sinirlenmediler. Ama Vederson sinirlendi. Belki de yaptığı hareket kırmızılıktı. İnce bir sarıyla kurtardı. İki takımı, tekniği taktiği konuşacağız ama maalesef hakemle başlıyoruz.
Sarı lacivertliler Marco-Maldonado oynayınca ileride çoğalamıyorlar. Tamam, Kezman koşuyor, çabalıyor ama bir yere kadar. İstediği topları da alamıyor. O da tamam. Ama sen Kayseri’ye mağlupsun veya beraberesin, o zaman Kezman’la Semih’i çift santrfor yap, Maldonado’yu kenara al. Tek Marco o alanı kaldırır. Hatta daha da iyi olur. Maldonado öyle bir oyuncu ki, sağdan alıyor, sola veriyor, soldan alıyor sağa veriyor. Ne kokuyor, ne bulaşıyor. Ne suya, ne sabuna. Diklemesine çok nadir oynuyor. Cennetlik canını cehenneme sokup, şöyle bir rakip defansa batma girişiminde bulunmuyor. Ama diyoruz ki, hala yeni. Olabilir. Hazır değil. Olabilir. Bakalım hazır olunca ne olacak?
Eliyle verse miydi!
Carlos’un maç eksiği 20 dakika sonra sırıtmaya başladı. Kayserispor, az adamla hücum etmesine rağmen Fenerbahçe oyun sisteminden dolayı sarı lacivertli defans geride onlardan hep iki veya üç fazla kaldılar. Bu görüntü haliyle F.Bahçe’nin hücum gücünü zayıflattı, etkisizleştirdi. Dün şunu net bir şekilde söyleyebilirim. Ortadan çalan, cesaretle hareket eden, pansuman yapmayan bir hakem olsa, Fenerbahçe kesinlikle bu oyunuyla galip gelemezdi.
Sarı lacivertlilerde Chelsea maçı yorgunluğu var mı? Var. Ama ikide bir Avrupa maçı oynamadan lig maçı tehir edilsin lüksünü artık bırakalım. Nitekim federasyon da doğru bir kararla maçı ertelemedi.
Kayserispor daha önceki maçlara göre daha bir derli toplu futbol oynadı. Fenerbahçe maçı ne de olsa vitrin. İyi bir Gökhan Ünal’ı Kayserispor arıyor. Ama onun da sakatlığının bu kadar uzun sürmesini anlamak mümkün değil. Yoksa sakatlık başka yerlerde mi?
76. dakikada bütün stat "Satılmış Kayseri" diye bağırmaya başladı. Anlamak mümkün değil. Bir takımın sahaya çıkıp çatır çatır mücadele etmesi kötü bir şey mi? Kasımpaşa da Ankara’da OFTAŞ’ı yendi. Onlar da aslanlar gibi mücadele ediyor. Ne var yani, Kayseri çıksın elleriyle maçı verse miydi?