ÖYLE bir maç ki, keçiboynuzu gibi. Çiğne çiğne tat alamıyorsun. Aragones, Emre ile Deivid’i oyuna alınca Güiza’nın yalnızlığı gitti, Alex de rahatladı, F.Bahçe de.
Çünkü Denizlispor çok rahat oyun kurarak ve ileri giderek Fenerbahçe’nin hücum gücünü kırıyordu. Fener, Deivid’le de biraz top yapmaya başlayınca iş halloldu. Ama sahneye gene maalesef hakemler çıktı.
Emre’nin bilerek yaptığı vuruş, istediği yere gidince kaleci zaten o topa bir şey yapamazdı. Bu gol, psikolojik olarak Denizlispor’un direncini kırdı. Sonra Güiza’nın ofsayt olmayan bir pozisyonu var. Ardından net bir golün verilmeyişi var. Şimdi herkes diyecek ki: "Deivid, uzaktan vurduğu için yardımcı hakem çizgiye inmemişti." Evet inmemişti. Fakat köşe gönderine en az 20 metre mesafedeydi. Peki o zaman niye hepsini yardımcılara yıkıyoruz?
Tiyatro izler gibi
Çaprazda olduğu için yardımcının kaleye mesafesi en az 40 metre. Peki orta hakem kaç metre? 25 metre. O zaman hangisinin görmede daha büyük avantajı var? Yakın olan orta hakemin. Aytekin Durmaz art niyetli bir hakem değil. Ama avantajları oynatamadı ve böyle bir rahat maçta sağlıksız kararlar verdi. Düşünebiliyor musunuz, bu maç berabere bitse seyreyleyin gürültüyü. Hakemin ve yardımcının şansı varmış, maç böyle bitti. Bir lig maçı değil de dostluk maçı şeklinde oynanan karşılaşma, seyredenlere fazla keyif vermedi. Denizlispor seyircisi zaten tiyatro seyircisi gibi fazla bağırmıyor. Tribünlerde merdivenler boştu. İnsanlar üst üste değildi. Bu görüntü güzeldi.
Colin Kazım’a ayrı bir paragraf açmak lazım. Tahmin ediyorum kendisini Christiano Ronaldo’ya benzetmek istiyor. Ama dünkü oyunu ve hareketleri ile ancak çakma Ronaldo olabilir.