ÖYLE bir maç ki, "Bu bardağın yarısı dolu" diyebilirsin. Eğer istersen çevirir, "Hayır arkadaş bu bardağın yarısı boş" diyebilirsin. Maç 6-6 bitebilirdi, 4-4 bitebilirdi.
Bir taraf maçı maçı 3-0 ya da 4-0 alabilirdi. Eğer maçı seyretmediyseniz, bu yazdıklarıma "Hadi canım sen de, olur mu böyle şey?" diyebilirsiniz. Oluyor. Hele bir de sahada Cem Papila gibi bir hakemin varsa, daha neler olur neler... Papila, İnönü Stadı’nda çok doğru bir maç yönetti ama maalesef o maçın arkasında duramadı. Kötü gitti, hala da gidiyor. Toparlaması da zor.
Taç atıyorsunuz. Futbol oyununda biliyorsunuz ki, bu elle atılıyor, hem de iki elle. Türkiye Ligi maçı oynanıyor, yani en üst lig. Bu iki elle attığınız taçların en az 10 tanesini rakibe atıyorsunuz. Eliyle bunu yapan futbolcu ayağı ile neleri yapmaz, bunu bir düşünün. Veya Vestel Manisa 33. dakikada bir taç atışı yapıyor, 6 G.Saraylı birden oyundan düşüyor. Böylesi de var. Manisaspor kontratağa kalkıyor, hem de kalktığı dakika 47. Yani ikinci yarı başlayalı 2 dakika olmuş. G.Saray defansını önce 2’ye 2 yakalıyorlar, sonra arkadan 1 Manisalı oyuncu daha geliyor, 3’e 2 oluyor. Pozisyonun devamında 30-40 saniye geçiyor, geriye dönen G.Saraylı futbolcu adedi 6 oluyor. Ama yetmiyor, o pozisyon G.Saray kalesine gol oluyor.
Buz gibi golü vermedi
60. dakikada Manisa gene kontratağa çıkıyor, bu sefer 6 Manisalı 3 G.Saraylı var. Top kornere gidiyor. Ve bu pozisyonlara düşen takım geçen sene şampiyon olan takım. Şunu diyebilirsiniz, "Maç 2-0 olmuş.Ailece hücum edeceksin." Hayır, 3 olsa ne olacak? Bu sefer maç Manisa lehine farka gidecek. 54. dakikada Ayhan’ın getirip İliç’e attırdığı gol, buz gibi gol. İki nolu yardımcı Cem Satman’ın bayrağı havada. Aslında biraz dikkat etse olayı Papila bile çözebilir. Öyle bir pozisyon. Çünkü İliç gibi kafası çalışan bir oyuncu orada topu geçmez. Ama nerde futbolcu gibi düşünecek bir hakem?
Bu sefer 62. dakikaya geliyoruz, Necati’ye yapılan buz gibi bir penaltı. Hem de yanında bir de sarı kart gerekir. Papila’nın gözleri bunu da görmüyor. Geliyoruz 81. dakikaya... Papila öyle bir penaltı veriyor ki, mazallah insanı yere düşürüp bayıltır. Nitekim bu karardan sonra Meduna da yere düşüyor. Çünkü pozisyonun uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi Orhan Ak’a da bir sarı kart gerekir. Veya bir başka açıdan bakalım. Penaltı pozisyonundan bir dakika önce bomboş pozisyonda Meduna topu kaleye vuracağına Holosko’ya verse, skor 3-1 olacak. Onu vermeyip penaltı da olunca belki de sinirden kasıldı, strese girdi.
Aferin Ersun Yanal’a
Futbolcuyu kazanmak için oynatacaksın. Hakemi kazanmak için maç vereceksin. Ama böyle bir idareden sonra eğer o hakemden ısrar edersen, MHK olarak sen gidersin.
Öyle veya böyle 4 tane gol oldu. Manisaspor’da çoğunluk yeni oyuncu. Ama aferin Ersun Yanal’a. 2-0 öne geçmesine rağmen oyunu çirkinleştirmeyi, tempoyu düşürmeyi, skorun üzerine yatmayı hiç düşünmedi. Bazılarına ters gelebilir. Bazıları tamamen hedefe oynayabilirler. Mesela İtalyan futbolunda olduğu gibi. Ama şu bir gerçek, Ersun Yanal’ın çalıştırdığı takımın maçından keyif alıyorsunuz. Eğer bu bir sinema veya tiyatro gibi düşünecek olursak o zaman bu hoca başarılı. Tersinde başarısız. Siz hangisini kabul ediyorsanız oradan bakın. Başında yazdığımız gibi bardağın yarısı boş mu, yoksa yarısı dolu mu? Ama şu bir gerçekti, hakemin bardağı tamamen boştu.