Paylaş
Son Orduspor maçında ilk yarı itibarıyla hakemin yönetiminde Galatasaray’ın aleyhine olan siyah-beyaz bir hata yok. Hatta lehine var. Ama Fatih Hoca baktı, takım yürümüyor, seyirci istediği gibi değil. Fenerbahçeli futbolcuların cezaları iniyor, tık yok. Fenerbahçeli yöneticiler ellerinde çiçekler ve baklava tepsileriyle (!) federasyonu ziyarete gidiyorlar yine tık yok. Cezalar hep iniyor. Yani bir kayağa binince gidiliyor. Galatasaraylı futbolcularda da bir vurdumduymazlık var.
Flaş transferler yapılınca herkes birbirinden bekliyor, ‘O gol atsın, o kurtarsın’ diye. Fatih Terim kazanın altına dört tane odun attı, ortalığı birbirine kattı. Galatasaray camiası silkinip kendine geldi. Fenerbahçe camiası da gardını aldı, yani artık baltalar çekildi. Bundan sonra kimse kimseye kızamaz. Ondan sonra da bazı uyanıklar, bazı aklı evveller, bazı hokkabazlar ‘Marka değeri’ diye bağırıp bağırıp dururlar ve hep başka adresleri gösterirler. Bizim marka değerimiz bu kadar...
Kazın ayağı öyle değil
Hakemin Fatih Terim’i söylediği cümlelerden dolayı oyundan atması beni rahatsız etmişti. Çünkü Fatih’in söylediği cümleler atılmayı gerektirmez. Amma velakin... Hakem ve yardımcılarının raporunu okuyunca kazın ayağının öyle olmadığını görüyorsunuz.
Dördüncü hakem Fatih Terim’i ilk yarı boyunca iki defa ikaz ettiğini ve hakemine söylediğini yazıyor. O zaman 3. defa, bu sefer koridorda Fatih Terim’in yaptığı eylem ve söylemlerden dolayı ihraç etmeyen hakemin lisansını yırtarım.
Teknik direktörler, yıllarca özellikle dördüncü hakemlerle top gibi oynadılar. Kimileri çay kahve içti, kimileriyse hakaret etti. Sonunda da baltayı taşa vurdu. Doğru olan budur.
Paylaş