LİDER ile sonuncu lig maçı yaptılar. Seyredenler bol gol gördüler, skor inanın bir basketbol maçı gibi olabilirdi.
Aslında neticeye aldanmayın, 90 dakikayı seyreden biri olarak skoru çok kısır buldum. İki takımın da defans ve forvet anlayışı son derece kötüydü.
İnanılmaz gol pozisyonlarına girdiler, daha kaliteli olan girdiklerini gol yaptı. Ama işte hep söylüyoruz ya, ‘Kendi aramızda.Avrupa’da vasat bir takım bu iki takımı da yerle bir eder’ diye. Yani kendi kendimize tatmin oluyoruz.
İlk yarının son maçı, futbolcular bir an evvel tatile gitmeye bakıyorlar. Bu sahada oynadıkları futboldan da anlaşılıyor. Fenerbahçe seyircisi hava şartlarına rağmen stada yine de gelmiş. Ama seyirciye haksızlık edilen bir nokta var. O da stadın en alttaki 15 sırası. Ne zaman yağmur yağsa hepsi arkalara kaçıyor. Çatının mesafesi uzatılamayacağına göre, bilet fiyatlarının kısaltılması lazım.
Semih bir golcü
Bol gol seyrettik ama kaliteli futbol yine yok. Hakemin idaresi de sahada oynanan futboldan farklı değil. Hakem sarı lacivertlilerin aleyhine karar verdikçe, protokol tribününden sesler fazlaca yükseliyor. Aynen fanatik taraftarlar grubu gibi. Olsun ne yapalım, iyi futbol seyredene kadar maçlara gitmeye devam edeceğiz. Dün gece şansımız vardı 8 gol seyrettik. Hiç olmazsa ondan avunuyoruz.
Semih müzmin yedekti. Ümit Karan, G.Saray’da tavır koydu oynamaya başladı. Semih onu da yapmıyordu. ‘Ya oynatın, ya bırakın’ diyordu. Daum buna da izin vermiyordu. Semih’in golcülüğü tesadüf mü, hayır. Topla buluşacağı yeri iyi kokluyor.
Seyirci ‘Olcan’ diye bağırdı, Christoph Daum’un fazla Türkçesi olmadığı için Olcan’ın ikinci hecesini duydu herhalde.Önce Can’ı oyuna aldı, sonra da Olcan’ı.
Ne de olsa F.Bahçe seyircisi futboldan iyi anlıyor. Ama Allah’tan Türkiye Ligi maçıydı. Maçı da F.Bahçe 6-2 aldı. Yenilgi ya da beraberlik olsaydı Daum başarısızlığı yine yabancı oyuncu yokluğuna bağlardı.