DENİZLİSPOR, ligin en fazla gol yiyen ve en az gol atan takımlar sıralamasında ilk üçe giriyor.
Ve böyle bir takım ilk yarı G.Saray karşısında dört tane net gol pozisyonuna giriyor. İkinci yarıda girdiği ilk pozisyonu gol yapıyor. Kalesinde net gol pozisyonu yaşamıyor. Ceza alanı dışından atılan bir şut, gol oluyor. Ve maçın geneli nasıl oynanıyor biliyor musunuz? Karşıdan veya hafif yandan G.Saraylılar topu ortalıyorlar. Denizli kalecisi de çıkıyor, bunları teker teker topluyor.
Denizli kaptanı Yusuf’un sakatlanıp çıkması bu dakikadan sonra Denizli’nin top yapmasını engelledi. O, oyuna devam etse, G.Saray için daha zor olacaktı. Ama ilerleyen dakikalarda da değişen fazla bir şey olmadı. G.Saray takımı aut çizgisine inip bir tane orta atmadı. Bu yüzden Denizli savunmasının dengesi hiç bozulmadı. Böyle olunca da poziyon hatasını az yaptılar. Hep karşıdan gelen rakip ve top bir defans için bulunmaz bir nimettir.
G.Saray takımında geçen seneki o istek, o hırs, o arzu yok. Teknik direktörle yönetim arasındaki kopukluk sahaya da tesir etmiş. Aynen futbolcular da birbirlerine kopuk kopuk oynuyorlar.
Hakemi bile zorlayamadı
Hasan Şaş hırslı bir oyuncu. Hep en iyisini yapmak istiyor. Böyle olunca geriliyor, kasılıyor, rahat hareket edemiyor. Golü attıktan sonra belki de el kol hareketleri yapacaktı. Ama arkadaşları engellediler.
Denizlispor özellikle Yusuf çıktıktan sonra tamamen defansa döndü.
Hakan bu defansın arasında yok oldu. Hava toplarında etkili değildi. Ümit ve Arda hiç yok. Sahada yoktu ama Arda’nın çenesi iyi işliyor. "G.Saray’da iyi kim var?" derseniz, çıkaramıyorum.
Denizlispor’da Güvenç Kurtar bazı şeyleri etkili olarak değiştirmiş. Cesaretli top oynattı. Ama elindeki malzeme bu.
Maçın hakemi büyük hata yapmadı. G.Saray, hakemi bile zorlayamadı. Maçtan çıkarken bazı tecrübeli seyirciler, "Bu G.Saray geleceğin takımına yatırım yapmaya başlasın.Bu eskilerden ne köy olur, ne kasaba diyerek" çıkıyorlardı.