G.Saray'ın el bombası

Maç o dakika 1-1. Daha 40 dakika kemiksiz vaktin var. Ve sen takımı en zor ve en yorgun olduğu yerde 10 kişi bırakıyorsun. Bir teknik adam ve takım için böyle futbolcular el bombasıdır. Hiçbir teknik adam oyundan atılan futbolcuyu istemez.

Haberin Devamı

DETAY... Ayrıntı... Nüans... Bu kavramları çoğaltabilirsiniz. Türk insanının genelinde bu kavramlar hikayedir. Onlar çok akıllı, çok muazzam insanlar oldukları için böyle ufak tefek detaylarla uğraşmazlar. Sonra da dağlara taşlara yaparlar ama kabahati hep başkalarına atarlar. Mesela basında yok mu? Var. Madrid’deki ilk maçta yorum yaptığımda bir-iki çok bilen demişler ki: “Erman, o maçta G.Saray’ı aşağılıyor.” Böyle bir şeye hiç kimsenin hakkı yok.
O maçta görünen bir şey var. G.Saray tek yönlü oynuyor. Hücumcuları yok. Zaten daha farklı oynama şansları da yok. Nitekim oradaki G.Saray, burada da aynı oynadı. Belki suçlayabilirsiniz, “neden daha fazla hücum etmedi” diye. O zaman da İbrahim Tatlıses’in bir sözü aklıma geliyor: “Urfa’da Oxford vardı da okumadık mı?” Şu anki kadron sakatlıklardan dolayı bu...
Tipik Türk futbolcusu
Her şey tamam, güzel. Hakem penaltı verdi vermedi. O da farklı bir olay. Ama dakika 80, Maç 1-1. Topu kaptırmışsın. Kaptırdığın yerden kendi kalene tehlike mesafesi 90 metre. Ve orada adama çift dalıp ikinci sarıdan atılıyorsun. Bunu yaparken birinci sarı kartının olduğunu unutuyorsun herhalde. Bu Caner için “amatör futbolcu” desem değil, profesyonel. “Acemi” desem, o da değil. Peki o zaman ne? Aklıma ilk cevap; Türk futbolcusu olduğu geliyor. Bazı Türk futbolcuları buna alınabilirler ama kusura bakmasınlar. Bu tip olayları Türkiye liginde çok görüyorum. Ve yöneticiler onlara sahip çıkıyorlar.
Asistan hakemin suçu
Maç o dakika 1-1. Daha 40 dakika kemiksiz vaktin var. Ve sen takımı en zor ve en yorgun olduğu yerde 10 kişi bırakıyorsun. Bir teknik adam ve takım için böyle futbolcular el bombasıdır. Hiçbir teknik adam oyundan atılan futbolcuyu istemiyor. Çünkü bir kişi eksik, artık çok büyük fark.
Hiç uzatmadan sadede gelelim. Caner’in ceza alanı içindeki Perea ile girdiği mücadelede Perea’nın elle oynaması net bir penaltı. Önce sarı kesin verilir.
Gerekirse kırmızı bile olabilir. Ama penaltının yorumu yok. Bu da iyi güzel. Peki oradaki asistan hakem ne yapıyor. Onun vazifesi bu penaltıyı hakeme verdirmek. Aslında en çok hatalı olan oradaki asistan hakem. Maçın hakeminin o el pozisyonu kaçırdığını zannediyorum. Eğer görseydi, avantaj uygulardı. Gol olmayınca da penaltıyı verirdi.
Değerlerimiz çok farklı
Çünkü 78. dakikada olan bu net penaltıdan evvel, bu sefer 73. dakikada G.Saray ceza alanına sağ taraftan giren İspanyol oyuncuyu, Hakan Balta net bir biçimde düşürdü. O da net bir penaltı. Yani hakem art niyetli olsa, işi hiç uzatmaz orada çalar işi bitirirdi. Yani biz hakemden evvel kendimize bakalım.
Ama dedim ya bizim marka değerini konuşan yöneticilerimiz her şeyi basına yıkan, hakeme yıkan federasyona yıkan yöneticilerimiz, futbolcularına toz kondurmayan yöneticilerimiz milyon dolarları böyle ufak detaylarla kaçırıyorlar. Bizce ufak ama Avrupalı için bu değerler çok önemli. Zaten aramızdaki fark da burada.
Doğrusunu yaptılar ama
Bu tip eleme maçlarında skoru korumak çok zordur. Çünkü ilk maçta alınan 1-1’lik sonuç, Ali Sami Yen’de gol yemezse G.Saray’ı tur atlatıyor.
Yani burada gerilen G.Saray. Ama G.Saray bence doğrusunu yaptı, oradaki maçın taktiğinden çok farklı bir şekilde oynamadı. Arada bir defansta uzun top yaptı ama kafayı vuracak Arda yok. Çünkü boyu müsait değil. Bir tek Keita yapabilirdi. Zaten o da golü yaptı. Defans yapıyorsunuz, adam serbest vuruş kullanıyor. Kaleciye sert gelen topu
G.Saray defansından herkes seyrediyor. Hamle yapan bir tek Neill var.

Haberin Devamı

Acı ama gerçek!

Haberin Devamı

Acı ama gerçek. Zaten gerçekler acıdır. Olsun, biz gene yazalım. Bu maça çıkarkın G.Saray, Türkiye ligi lideri. Atletico Madrid, İspanya liginin 13’üncüsü.

Ali Sami Yen'de maç seyretmek

Ali Sami Yen’de basın tribününde oturarak maçı yorumlamak muazzam bir olay! Deveye hendek atlatmak gibi bir şey. Herhalde onun yüzünden de çok spor yazarı televizyondan seyredip yazmayı tercih ediyorlar. Bir yerde de haklılar. Sakın kimse kızıp laf etmesin.

Yazarın Tüm Yazıları