G.Saray Fener'e fark atar

Olanların da hepsi çakma! Yalan yanlış şeyler yazıyorlar. Millet de bunlara inanıp haber yapıyor. Diğer siteler de bunları alıp kullanıyor, manşetler atıyor. Bakın arkadaşlar, Hürriyet’te yazan benim, Telegol’de konuşan da. Onun haricindeki hiç birşey benim değil.
Geçen hafta Telegol’de şunları söylemişim...
- Galatasaray, önümüzdeki beş yıl şampiyon olur.
Hiç bir spor adamı veya hiç bir mantıklı insan veyahut futboldan biraz anlayan biri bu cümleyi kurmaz. Böyle bir cümlenin kullanılması için insanın gerizekalı olması lazım. Beş yıl futbolda çok uzun bir süredir. Bırakın beş yılı, bu sene bile kimin şampiyon olacağı belli değil. Çünkü futbolda dengeler çabuk değişir.
Şu anda dünyanın en iyi takımlarından olan Bayern Münih ile Barcelona, dört büyüklerden biriyle karşılaşsa on maçın onunu da alır diye bir kaide yok. Elbette bu futbolda böyle. Ama basketbol için aynı şeyi söyleyemeyiz. Amerika Basketbol Milli Takımı ile Türk Basketbol Milli Takımı 50 defa karşılaşsa, 50’sini de Amerika kazanır. Bunun sebebi basit. Basket elle, futbol ise ayakla oynanır. Elin hassasiyeti, ayakta yoktur. Çemberin çapı 45 santim, topun da 12.3 ancak futbol kalesi 7 metre 32 santime, 2 metre 44 santimdir.
Bir penaltı atılsın ve siz de kaleci olun. İki direğe dönüp bakın “Amma da büyük kale” dersiniz. Gelin bir de kendinizi penaltı atanın yerine koyun. Kalede kaleci olsun siz de topun gerisindesiniz. “Vay anasını, bu kale amma da küçük” dersiniz.
Ben televizyonda şunu söyledim...
- F.Bahçe Kulübü iyi idare edilmiyor. Fenerbahçe’ye göre Galatasaray daha iyi idare ediliyor. Böyle giderse Galatasaray ile Fenerbahçe’nin arasındaki fark açılır... Ancak Fenerbahçe’nin kadrosu, eğer düzgün idare edilip, iyi yönlendirilirse G.Saray ile başa baş oynar.
Çok fazla uzağa gitmeyin. En son oynanan Süper Kupa finalinde maç sonu yorumumda şu cümleyi yazmıştım...
- İki takımın da kalecisi çok iyiyse bu maç için fazla söz söylemeye gerek yok.
Bir başka sitede de başka bir cümleyle karşılaştım benimle ilgili...
Muslera’nın elleri küçükmüş!..
Adamı bir defa 360’ta yemek yerken gördüm herhalde. Yanında İstanbul BŞB’de oynayan Webo vardı ancak Muslera’nın ellerine hiç dikkat etmedim.

AYIP MHK’NiN AYIBI DEĞİL

MERKEZ Hakem Komitesi (MHK) Süper Lig teknik direktörleriyle bir toplantı yaptı. İyi bir düşünce. Ama teknik direktörlerin yarıya yakını toplantıya katılmadı. Bu da MHK’nın değil onların ayıbı.
İyi güzel de toplantı niye basına kapalı? Hakemlere nasıl bir eğitim veriliyor? Bunları basına açık ve uygulamalı yapmaları lazım. Eğer yapmıyorlarsa ya verdikleri bilgilerden şüpheliler veya hakemlerden. Ondan sonra sakın televizyonlara çıkıp yanlış yorum yapılıyor demesinler.
Ben ne FIFA hakem yorumcuları gördüm. Yaptıkları yorumu eleştirdim, “İnşallah bu hakemleri bir daha toplamazsınız” dedim, 1.5 ay sonra hepimizi İstanbul’a çağırdılar. Yorumu tekrar anlatmak için. O zamanki tartışmalı konu da kaleciye geri pastı.
Yeni kurallar değişti deniliyor. Soruyorum, her kafadan ayrı ses çıkıyor. Bence kuralda değişiklik yok. Kalın kafalı hakemler daha iyi yorumlasın ve anlasın diye kitapta onlara yazılı mesajlar var! Şunu bir daha söylüyorum, altını çizerek...
- Futboldan nasibini almamış adamdan hakem olmaz.
Türkiye’de olduğu gibi babadan oğula 30 hakem yetişmişse hiç olmaz. Bırakın Türkiye’yi, dünyada bile babadan oğula futbolcu parmakla sayılacak kadar azdır. Ama bizim ülkede muazzam bir genetik kabiliyet vardır (!), söz konusu hakemse eğer, amip gibi bölüne bölüne çoğalırlar.

STATLARDA SİYASETE BİR ŞEY YAPAMAYIZ

SAYIN Bakan diyor ki, “Statlara siyaset sokmayalım.” Maça gelenlerin hepsi farklı görüşteki insanlar. Yelpaze geniş yani. Her partiden insan geliyor stada. İşin daha da tehlikeli tarafı, bu insanlara baskı yapılırsa reaksiyonları sert olur. Burada şunu söylemek lazım, “Yıllardır sporda şiddet vardı. Özellikle de statlarda. Sporda şiddeti engellememiz lazım. Onu disipline etmeliyiz. Statlardaki siyasete hiç birşey yapamayız.”