YILLARDIR futbol oynadım, hakemlik yaptım, gazeteden görevli gittim. İlk defa rakip ülkenin milli marşını ıslıklayan bir ülke taraftarı gördüm. Bir de İsviçre çok medeni geçinir. Bizim zenginlerimiz de orada paralarını saklarlar. Hepsi tamam da, bizim büyük takımlarımızda oynayan futbolcularımıza ne demeli?
İsviçre milli takımını tanımıyoruz. Et mi, tavuk mu, balık mı? Ama şu bir gerçek; takım olarak, yardımlaşma olarak, mücadele olarak, oyun anlayışı olarak, istek olarak, hırs olarak bizden iyiler. En önemlisi de takımlar. Tek tek belki bizim futbolcularımız daha iyi. Ama bizim futbolclarımız artık doymuşlar. Şimdi soruyorum. Selçuk, Nihat, Hakan, Tuncay, Tümer hücum mu yaptılar, defans mı yaptılar, rakip mi kovaladılar, topa mı bastılar? Ne yaptılar? Sadece oynadılar. Tamamen mahalle maçı.
Aşağılandılar ama hırslanmadılar
Koca takımda ayakta kalan bir tek Volkan var. O da olmasa, skor daha farklı olurdu. Mesela Tümer. Kaç maçtır milli takımda iyi futbol oynamadığı halde, Terim’in kontenjanından sahada kalarak gol attı, maçların kahramanı oldu. Tümer’in oynadığı futbol artık çok eskide kaldı. Hatta bizim devrimizde. Artık futbol 90 dakika tempolu oynanıyor. Bizim milli takımımızda 7 tane futbolcu, ‘arkadaşım mücadele etsin, topu kapsın, bana versin, ben oynayayım’ diyor. Oh ne ala dünya. Eğer futbol böyle oynansaydı, kusura bakmayın, rahmetli babam da oynardı. Beni üzen en büyük nokta, milli takım futbolcularını İsviçre basını aşağıladı, İsviçre seyircisi aşağıladı ama maalesef benim futbolcum onlardan bile hırslanmadı. Bunlara bile tepki göstermedi, gösteremedi. Ne de olsa, bizim futbolcularımız büyük futbolcular!. Onların oynadıkları kulüp takımlarına bir şey söylerseniz, çok bozululrlar, sinirlenirler. Maalesef bu futbolcuların çoğunun milli forma hırsı bitmiş.
Buradaki maç daha kolaydı. Bu tarz takımla kendi sahanda oynamak daha zor. Kolayı geçemedik, zoru geçer miyiz bilmiyorum.
Fatih Terim, Ersun Yanal’ın değişimine karşı geldi. Güvendiği eskileri tekrar takıma koydu. Bakalım, bu güvendiği eskiler Fenerbahçe Stadı’nda Fatih Terim’in güvenini karşılayabilecekler mi? Yoksa, ‘Ah keşke Ersun Yanal’ın yeni kurmak istediği sistemle devam mı edilseydi’ dedirtecekler.
Babam bana bir şey öğretmişti. Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı. İnşallah rahmetli babam haksız çıkar.