Kavgayı bırakın, tartışmayı bırakın, ganimeti paylaşmayı düşünmeyin. Gelin Şenes Erzik’in ismi altında birleşin. Tek bir ekip yapın, hep beraber kurtulalım.
DEMOKRASİ çok güzel bir şey. Tabii anlayana ve yapabilene. Seçim de çok güzel. Oy vermek ise kutsal. Bunların hepsi tereyağlı cümleler. İnsanlar seçilene kadar Musa gibi oluyorlar. Seçildikten sonra hepsi şeytana dönüyorlar. Seçilene kadar hepsi hizmet vaadediyor. Seçildikten sonra "Yağma Hasan’ın böreği..." Biraz kalemine dokundur, çeneni aç; en kötü sensin. Hepsi seçilmeden önceki insanlıklarını unutuyorlar...
2002’de şansımız yaver gitti, futbolumuz dünya üçüncüsü oldu. Bu başarı fazla emek harcamadan geldi, sonra yandık. Hepsini biz yaptık zannettik, beyin üstü gittik. Hasta zaten şu anda beyin kanaması geçiriyor. Kurtarmak lazım.
Sadece başarısız olan Bıçakcı mı ?
Haluk Ulusoy federasyonu en son geçirdiği başarısız dönemden sonra gitti. Levent Bıçakcı federasyonu geldi. Onlar da başarısız oldular, onlar da gitti. Ama Türk milleti biraz yufka yüreklidir, eskiyi çabuk unutur. Şimdi yeni seçilecek federasyon kurulunda sahneye bakıyorum, oynayanların hepsi başarısız eskiler. Niye seçime gidiyoruz o zaman?
Ayhan Bermek çok iyi arkadaşım, çok da güvenirim. Son derece düzgün bir insandır. Bir tek kaybı var, hümanist. İnsanları fazlaca seviyor ve onlara inanıyor. Nitekim, başkanlığa adaylığını koydu, kükredi, "her şeyi ben yapacağım" dedi. Dedi de, geçen Futbol Federasyonu’nda görev yapanlardan 7-8 tane ismi eline tutuşturdular.
O zaman geçen federasyonun başarısızlığı olduğu gibi Levent Bıçakcı’nın sıtına mı yükleniyor? Bu, son derece yanlış bir düşünce. Oy yüzünden belki de Ayhan Bermek istemediği isimlerle çalışmaya zorlanıyor.
Haluk Ulusoy, lise mezunu olabilir. İlkokul mezunu olsa ne fark eder? Bir insan bir işi iyi yapıyorsa, hak ediyorsa seçilmeli. Eğer başarılıysa 3 dönem de değil, 13 dönem de seçilmeli. Ben geçici başarıya bakmam. Bu başarıdan sonra ne yapacağımı, önümdeki 6 seneyi, 12 seneyi düşünmezsem ve uygulamazsam başaramam. Haluk Ulusoy dünya üçüncülüğünü getirdi. Yani kağıt üzerinde başrılı gözüküyor.
Ancak, keyfi uygulamaları imparatorluk kurması, yandaşları sonunu hazırladı. Bakın, futbol federasyonları iki şeyden giderler. Biri hakemlerden, diğeri milli maçlardan. Zaten iki federasyon da bunun yüzünden gitti. M.Ali Yılmaz, spor bakanlığı yapmış bir isim. Genelkurmay Başkanı dönüp, kuvvet komutanlığı yapmamalı. Ben kendi şahsi fikrimi söylüyorum. Şu anda futboldaki kaosu Türkiye’de bir kişi kurtarır. Ve bu şahıs bunu diktatörlük yaparak kurtarmaz.
Ama bu şahsın eline isim vermeye, politik olarak yönlendirmeye kalkarsanız ters teper. Çünkü bu şahıs şu anda Avrupa futbolunun idareciliğini yapıyor. Ve bu şahıs, geçmişte Federasyonu başkanlığı da yaptı. Zaman zaman çok da eleştirildi.
Düzgün insan etrafında birleşelim
Hatta ben de faal hakemken eleştirdim. Çok da tartıştık ama bütün bunlardan müthiş ders aldığımı da biliyorum. Bir tek şey var, onun etrafında birleşmek. Bu benim şahsi fikrim. Belki de yarın yaptığı icraatlardan dolayı onu ilk eleştirenlerden biri de belki olacağım.
Ama düzgün bir insan olduğunu biliyorum. Türk futbolunu da ileriye götüreceğinden en ufak bir şüphem yok. Kavgayı bırakın, tartışmayı bırakın, ganimeti paylaşmayı düşünmeyin. Gelin bu Şenes Erzik’in ismi altında birleşin. Tek bir ekip yapın, hep beraber kurtulalım.
Genel kurula mafyayı sokmayalım
SEÇİMLER açık oylamayla, açık tasnifle mi olsun? Yoksa kapalı oylamayla açık tasnifle mi olsun? İnsanlar ticari hayatlarından ve geleceklerinden korkarak açık oylamada serbest iradelerini acaba kullanabilirler mi? Futbol Federasyonu genel kurullarında (ve Kulüpler Birliği’nin aday belirleme seçiminde de) mafya babaları, silahlı insanlar otel lobilerinde, otel odalarında, kongre salonlarında olmamalı.
Siyasi idareler futbol gibi ballı börekli, yağlı bir parçayı bırakmak istemez. Kıyısından, köşesinden kafasını sokar. Kabak oyacağı gibi aletle girmeye kalkarsa, sonra malzemeyi patlatır.
Artık uyanın
YILBAŞINI Beyrut’ta geçirdim. Oradaki anılarımı daha geniş yazacağım. Kaldığım otelde bir Amerikan spor kanalı seyrettim. Geçen yılın önemli olaylarını gösteriyorlardı. Tugay’ın Premier Lig’de attığı golü ilk 10’da 3. seçmişler. İnsanın hoşuna gidiyor, içini gıcıklıyor. Ama en kötülerde Top 10’da F.Bahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki olaylar vardı. İnanın içim acıdı. Şaka değil, ateşle oynuyoruz. Sonra hepimiz yanacağız. Artık uyanın.