Eksilirsek yanarız

Çek Cumhuriyeti, oturmuş bir takım havasında. Dengeli oynuyorlar. Oyundan kopmuyorlar, yardımlaşmaları da çok iyi. Bizim de değişik tarzda futbolcularımız var. Şanslar bu yüzden eşit. Geriye tek tehlike kalıyor. Hakem ve rakiple oynamak. Eğer bu olursa biteriz.

UZATMADA İsviçre maçını aldıktan sonra takım olarak bilmem ama dışarıdaki taraftar olarak ve ülke olarak sanki A Milli Takım işini tamamlamış gibi bir hava esiyor.

İsviçre’yi yenmek hele hele uzatmada yenmek bizim için önemliydi. Çünkü, İstanbul’daki olaylar ve onların mecmua, gazete ve televizyonlarındaki maçtan önceki kışkırtmaları, bizleri sinirlendirdi.
/images/100/0x0/5641f472f018fb2f2cd414a8
Ama şunu unutmayalım, İsviçre ve Avusturya hak ettiği için değil, elemeleri geçerek geldiği için de değil, ev sahibi oldukları için bu turnuvaya katıldılar. Biz ise, elemelerden çıktık. O bizim için avantajdı. Milli Takımımız için Çeklerle son maçı oynamak şans. Böylelikle kendi ipimizi kendimiz çekeceğiz.

Peki Çeklere karşı nasıl oynamalıyız?

Fatih Hoca, Avrupa Şampiyonası başlayana kadar hep kararsızdı. Hatta futbolcular bile maça çıkmadan önce nasıl bir kadro ile mücadele edeceğimizi bilmiyordu. Bu durum futbolcunun kafasını karıştırır.

Mesela Fatih Hoca, Emre Belözoğlu’na sonsuz güvenirken, Arda’yı ikinci plana attı. Tümer’i tereddütsüz sahaya sürerken, Yıldıray ve Halil’i evine gönderdi. Sonunda ne oldu? Hiç gereği yokken, Portekiz maçını kolay kaybettik.

Olmazsa, olmazlar var

Portekiz bizden iyi takım mı? İyi takım. Ama ilk golü kaçıncı dakikada yedik. Ona bakın bir de hangi kadro ve takım tertibiyle oynarken. Ona da bir bakın. Önce olmazsa olmazları bir sayalım.

Kalede Volkan. Önünde Servet. Onun önünde Mehmet Topal. Onun yanında Mehmet Aurelio. Sol tarafta Arda. Sağ tarafta Hamit. Bunların önünde Nihat. O zaman boşta kim kalıyor. En ileri uçta kimi oynatırsın? Semih’le başlar mısın? Yoksa sonradan mı oyuna sokarsın? Yoksa Colin Kazım’la mı başlarsın? Sağ bekte Sabri’yi mi oynatırsın yoksa, Hamit’i sağ beke çekip verimini düşürür müsün? Hamit’in sakatlığı oyuna tesir ediyor tamam ama Fatih Hoca’nın oynattığı yerde de çok istekli değil.

Çek Cumhuriyeti oturmuş bir takım havasında. Dengeli futbol oynuyorlar. Oyundan kopmuyorlar, yardımlaşmaları da çok iyi. Ama bizde de değişik futbolcular var. Mesela Arda. Mesela oyuna girdikten sonra Semih. Mesela Hamit. Onun için şanslar eşit gözüküyor.

Geriye bir tek tehlike kalıyor. Hakemler ve rakiple oynamak. Yani hakemle oynamak veya sinirlenip rakiple oynamak. Yani eksik kalmak. Eğer bu olursa yanarız. Hiç gol atamasak, yemesek bile penaltılara kalıyoruz. Bu da bir şans. Yine İsviçre maçındaki gibi yağmur olur mu, çok zor. Cenevre’de de yağmur yağıyor ancak o kadar uzun sürmüyor. Ancak gruptan çıkarsak, A Milli Takım ilk vazifesini yapmış olur. Yani işin gereğini. Sonrası zaten gücü gücü yetene.

Yalnız şunu anlatmadan geçemeyeceğim. Hollanda seyircisini sahanın dışında, takımını da oyun alanının içinde görünce, "Bir gün biz de orada olur muyuz?" diye içimden geçiriyorum. Allah var ya, onları kıskanıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları