Dikkat polis hakemler

Bir polis memuru hakem arkadaşımızın odasına o şehrin emniyet amiri girse ne olur? Hangisi hangisine emir verebilir?

Haberin Devamı

FUTBOL oynadığım yıllarda, maçlarıma tayin edilen hakem ve yardımcılarına bakardım. Çok subay ve astsubay hakem vardı. Sonralarda işin içine biraz daha girince baktım ki, astsubay hakemler olaya hakim olmuşlar. Türkiye’de hakemliği onlar yönlendiriyor. Yani iş neredeyse tekel olmuş. Orduda görev yapmak çok önemli bir faktör. Zaten işin çok zor. Nöbetin var, Türkiye konum itibariyle kritik bir yerde. İkinci bir meslek gibi hakemliği yapmak olmayacak bir işti. Nitekim Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içinden sağduyu sahibi komutanlar da aynı fikirde oldu ve bu iş bitti.
Şimdi bakıyorum, astsubayların yerini polis kardeşlerimiz aldı. Temsilcilerde ağırlık onlarda. Polis hakemler de cazip hale geldiler.
Ticaret hayatıyla uğraşan insan bağımsızdır. Kolay kolay kimseye ağız eğmez. Çalışması ve başarısı nisbetinde yükselir veya bir şey olmaz. Ama devlette çalıştığınız zaman, çok yerlerde tıkanır kalırsınız. Bunun örnekleri olmuştur. Aksini iddia edecek insanlarla da sonuna kadar çarpışırım, tartışırım.
Doğruyu bulalım
Mesela eskiden bir astsubay hakem kardeşimiz bir maça gitse, soyunma odasına kolordu komutanı girse ne yapardı? Bu kolordu komutanının da mutlak tuttuğu bir takım vardır. Şimdi ters çeviriyorum, bir polis memuru hakem arkadaşımızın odasına o şehrin emniyet amiri girse ne olur? Hangisi hangisine akıl veya emir verebilir? Çünkü ikisinin de yaptığı iş önemli. Onun için bazı şeyleri çok iyi düşünelim, tartalım, tartışalım ve doğruyu bulalım. Sinirlenmeden, heyecanlanmadan küstahlaşmadan.

Haberin Devamı

Polislerin başka işi yok mu?

NASIL astsubay hakemler nöbet tutuyorlardı, işleri başlarından aşkındı. Şu anda polis kardeşlerimiz de zaten diken üzerindeler. Oradan oraya koşturuyorlar, nöbet tutuyorlar. İşlerine zor yetişiyorlar. Bir de hakemlik yapmaları kendi işlerini engellemez mi? Veya diğer arkadaşlarına haksızlık olmaz mı?

Paranı alıyorsun, dalga geçme!

YILLARCA Türk hakeminin mali portresinin artması için çok çalıştım. Şu anda ligde üç maç idare eden bir hakem 7,5 ile 8, dört maç idare eden hakem ise 10 bin lira civarında para alıyor. Helal olsun. Ama bunun karşılığını da sonuna kadar versinler, dalga geçmesinler.

Haberin Devamı

Önce sistemi kuracaksınız

YILLAR önce doğuda olaylar varken, “Biz bunu ancak sporla dindiririz. Onun için de astsubay hakemlere ihtiyaç var” dediler. Ne oldu? Olaylar bitti mi? Hayır. Hatta bir sene devlet Diyarbakırspor’u omuz atarak lige çıkardı. Sonra ne oldu? Hikaye. Şimdi aynısını polis arkadaşlarımız için diyorlar. Arkadaşlar, asker-polis değil, önce sistemi kuracaksınız ve işleteceksiniz. O zaman başarılı olursunuz.

Penaltıdan önemlisi Gökhan atılmalıydı

F.BAHÇE deklerasyon yayınlıyor, arkasından da Trabzonspor. İki tarafta da ağır ve enteresan cümleler. Mesela, hakem Aziz Yıldırım’a göre penaltıyı vermişse “şerefli”, vermemişse “şerefsiz” oluyor. Oradan Trabzon kalkıyor, “Bu sene en fazla penaltı kazanan takımların başında F.Bahçe geliyor” diyor. F.Bahçe’nin fazla penaltı kazanması önemli değil. Neden değil? Eğer ceza alanına bir takım daha fazla giriyorsa, hücumcuları daha kabiliyetliyse haliyle penaltı pozisyonu daha fazla olur ve penaltı kararı verilir. Penaltı kazanmak, teknik olarak senin takımınla da ilgilidir.
Altında kaldılar mı?
Benim için önemli olan ikinci taraf. Yani, sen bu deklarasyonu yayınlıyorsun, bir hafta sonra penaltı olmayan bir pozisyona hakem penaltı çalıyor. Bence penaltıdan da daha önemlisi Gökhan Gönül’ün net bir şekilde atılması lazım. Düşünün o sırada skor F.Bahçe’nin aleyhine. Gökhan gibi F.Bahçe’nin en etkili oyuncusu atılınca maç ne olur? Peki bu hakem ve yardımcısı acaba bu deklarasyonun altında kaldı mı? Veya deklarasyonu yayınlayanlar kıs kıs gülüp “Bir baskı yaptık neticesini aldık” diyorlar mı? Bu olaylar kulüpleri ilgilendirir.

Haberin Devamı

Yıldırım’ın cezası niye indirildi?

FUTBOL Federasyonları kurulurken Tahkim Kurulu’na, Disiplin Kurulu’na ve MHK’ye seçilecek isimler üzerinde büyük baskılar yapılıyor. Herkes kendi adamını oraya sokmak istiyor. Nedeni çok basit. Geçen hafta gördüğümüz gibi, Disiplin Kurulu, Aziz Yıldırım’a gerekçeli kararla kara kaplı kitaba göre 45 gün ceza veriyor. Aynen hukukçulardan kurulu Tahkim Kurulu bu cezayı, yine gerekçeli bir kararla 21 güne indiriyor. Ben vatandaş olarak baktığımda bunu olası bir F.Bahçe şampiyonluğunda Aziz Yıldırım stattaki yerini alsın diye yapılan bir düzenleme olarak görürüm. Veya düz bir mantık yaparım.
Eyyamcılık mı yapıyorlar?
Ya bu işi Disiplin Kurulu’nda çalışanlar bilmiyorlar ya da Tahkim Kurulu’nda çalışanlar. Üçüncüsü, Tahkim Kurulu eyyamcılık yapıyor. Bu olasılıkların hepsi olabilir. Çünkü vatandaş yolda bunları konuşuyor. Bunlar önümüzdeki sezona da taşınacak kararlar ve görüntüler. Burada siyasilere de iş düşüyor. Topyekun herkese eşit davranacaklar, hiç görüntü vermeyecekler. Eğer bir görüntü veriyorlarsa aynı anda verecekler. Tam seçim ve şampiyonluk arifesinde milletin kafası karışıyor.

Haberin Devamı

Nihat o parayı zorla almadı ki!

NİHAT Kahveci diyor ki; “Quaresma çok çalım atıyor.” Sana ne kardeşim? Bunu çözecek adam, teknik direktör. Belki de Quaresma’ya “Sen çalım at kardeşim, ceza alanına gir” diyor. Ona sen futbolcu olarak karışamazsın. “Bana tribünden para gösteriyorlar. Benim şahsiyetimle oynuyorlar” diyorsun. Evet, o konuda haklısın. Çünkü bu parayı sana kimse silah zoruyla vermedi. Sen zorlamadın bu parayı alırken. Verenler verdi. Çok vermişler, az vermişler. O verenleri ilgilendirir, seni değil. Peki Beşiktaş bu parayı Nihat’a nasıl verdi?
Topuz olayının yansıması
 Mehmet Topuz olayında F.Bahçe çabuk davranıp siyah beyazlıların elinden bu oyuncuyu alınca kamuoyuna karşı durum düzeltmesi yapmak için Nihat Kahveci’yi Beşiktaş Yönetimi aldı. Şimdi de bu işi temizlemeye kalkıyorlar. Futbolcuyu futbolcuya kırdırarak. Dikkat edin, son 3-4 yıldır Beşiktaş’ta hep futbolcu olayları var. Kampta kavga ediyorlar, sahada kavga ediyorlar. Demek ki, kanayan bir yara var, bir otorite boşluğu var. Adalet sistemi kurulamamış. Sistem kurulamayınca da cezayı futbolcu futbolcuya veriyor. Bu kadar basit. İdareci de işin en kolay tarafına kaçarak futbolcuların kulüpten uzaklaştırılmalarını sağlıyorlar. Bu işin en kolay tarafı.

Düzeltme

Haberin Devamı

14 Nisan 2011 tarihli “Vatandaşa ne yapılıyorsa TSYD’ye de aynısı yapılmalı” başlıklı yazımda, “Ankara Vergi Daireleri bu işi araştırıyor” ibaresini kullandım. Olay vergi dairelerinden çıkmış, vergi mahkemelerine geçmiştir.

Yazarın Tüm Yazıları