Paylaş
Ali Sami Yen’deki seyirciler ve televizyon başındakiler ölüp ölüp dirildiler Sturm Graz geldikçe. Peki bunun sebebi neydi? Çok basit; Galatasaray takımının orta alanında topu iyi kullanan oyuncular var. Aynı şekilde forvette de. Ama Galatasaray takımında Rijkaard’ın daha hala halledemediği defans var. Hangi defans? Takımın genel defansı mı, yoksa arkada, öncelikli işi defans olan oyuncular mı? Benim söylediğim; ikinci grup. Çünkü bu oyuncular Galatasaray takımını rakibin üstüne itmiyorlar. Ne yapıyorlar? Sarı kırmızılılar topu kaptırdıklarında adım adım geriye doğru gidiyorlar. Özellikle Servet ile Emre Aşık. Neden? Çünkü kendilerine güvenmiyorlar. Tek hareketli oyuncular. Eğer rakibe baskı yaparlarsa ilk topu aldılar aldılar, alamadılar mı kaptırıyorlar. Ve tekrar yakalama şansları da yok. Bu ikisi, önlerinde Mehmet Topal ile Mustafa Sarp beraber oynadığında, rahat ediyorlar. Neden? Çünkü bunların yapacağı işi Mustafa ile Mehmet yapıyor. Ama o zaman da Galatasaray orta alanında topu kullanacak, topu rakibin üstüne götürecek adam adedi azalıyor.
Yani, Mustafa Sarp, Mehmet Topal, Emre Aşık, Servet dörtlüsünü berabere bitireceğin maçta kullanırsan o maçı kesinlikle berabere bitirirsin. Ama kazanmak istediğin maçta kullanırsan, rakibini ancak tesadüfen yenersin. Yani, bütün hikaye bu dörtlüde bitiyor.
Düşünün, dakika 83, Servet sağ açıkta hücumda... Yan tarafında ve cepheden gördüğü Elano var; ona verse, Elano en iyi şekilde kullanacak, ama Servet topla rakibini geçmek istiyor ve o topu kaptırıyor, Galatasaray kontra yiyor. Şansına kurtarıyorlar. Yani bunlar Galatasaray’ın çok önemli sorunları.
Kabak çiçeği gibi
66. dakikada Emre Aşık bir sarı kart görüyor, son derece akılcı. Rakip yine Galatasaray orta sahasını kabak çiçeği gibi yakalamış; Emre Aşık indirmese rakip direkt gole gidiyor.
67. dakikada Arda, rakip ceza alanı içinde kendini o kadar kolay yere bırakıyor ki, ne aut çizgisindeki hakem ne de yardımcı hakem ona inanıyorlar.
70. dakikada Sturm Graz ceza alanında top Grazlı oyuncunun koluna çarpıyor. Penaltı değil.
77. dakikada helal olsun Baros’a, bu hakeme de olmayan faulü yediriyor.
Galatasaray kaleci açısından şanslı. Kalelerinde düzgün bir kaleci var.
Galatasaray’ın kadrosu geniş ama Rijkaard’ın işi de zor. Çünkü defanstaki balansı sağlayamazsa, burada oynayanların mantığını değiştiremezse, orta alandaki ve hücumdaki oyuncular boş yere koşmaya devam edecek ve enerjilerini gereksiz yerlerde harcayacaklar.
Sarı kırmızılılar maçın son anlarında, “Ne olursa olsun bir puan da puandır” dediler. Rijkaard da onları ikaz ederek, “Hiç olmazsa onu kaybetmeyelim” dedi. Bence doğru mantıktı. Çünkü futbolun gerçeklerini yerine getirirsen bu takımı Avusturya’da yenersin.
Paylaş