DAKİKA 54... Rakip defans santrada, bir Fener hücumcusu var, beş tane de Honvedli.
Skor 3-0 ve Fenerbahçe kalesinde Honved belki de maçın en büyük tehlikesini yaratıyor... “Fenerbahçe’nin bu kadar çok gol attığı bir maçta bu cümmeyi yazmanın alemi var mı?” diyenler olabilir. Ama bakın, Emre, Alex, Deivid, Güiza, Kazım, orta sahada oynarken Santos... Bunların hiçbirisi top rakipte ve oyuna çıkarken rakip alanda basmıyorlar veya basamıyorlar. Herkes geri geri oynuyor. Tahmin ediyorum Daum da bunu görmüş olacak ki, arkadaki dörtlünün önüne hiç oynuna girmeyen Cristian’ı koymuş, Emre’yi de onun biraz önünde oynatıyor. Yani iki garanti adam. Emre dinlenip dinlenip zaman zaman rakip alana girip aralara batıyor. Çok zaman da uzun toplar oynuyor. Böyle bir görüntüde topu iyi kullanan ve çabuk çıkan bir takım, Fenerbahçe’nin arka tarafında özellikle ortasında büyük boşluklar yakalar. Santos’u anlayamadım. Çünkü Carlos çıktıktan sonra esas görevini yapamadı. Cristian düz bir oyuncu. Faydalı, gösterişsiz ama Bilica hücum oynayan Fenerbahçe defansında ne yapar? Bence çok zorlanacak.
Lugano’ya ihtiyaç var
Öyle veya böyle Fenerbahçe’nin Lugano’ya kesinlikle ihtiyacı var. Kazım Kazım A Milli Takım’daki havasını bulmuş. Fenerbahçe geçen seneye oranla daha bir diri. Özellikle de oynama hevesi var. Türkiye ligindeki çok maçı fazla gol attıkları için kazanacaklar. Çünkü kadro da geniş ve özellikle de ayağa topu iyi yapıyorlar. Avrupa’da ne yaparlar? İşleri zor. Tribünlerde bir şeyler dikkatimi çekti. Belli gruplar kalmamış. Dağınık mı oturdular, dağıtıldılar mı? Yoksa bu maçta mı böylelerdi? Honved, Türkiye liginde düşmeye oynayabilecek bir takım. Galatasaray’ın dün oynadığı rakibi de aynen öyleydi. Onun için skorlar iyi olduğu zaman eğer hatalarını göremezsen ve telafi edemezsen sonra çok acı çekersin. Mutlak Daum da dün gece gereken dersleri almıştır.
Hemşehrisi Dede’nin sistemi değişince Güiza istediği topları aldı, golleri de buldu.