ÇOK güzel bir lig maçı olur hayaliyle maça gittim ama yanıldım. Çünkü, Kayserispor, Galatasaray’a hiçbir direnç gösteremedi.
Maç başladı Galatasaray biraz pres yapıyor, Kayseri’de inanılmaz top kayıpları var. Galatasaray, aman aman mı oynuyor? Hayır. Ama hiç olmazsa bir takım havası var. Bireysel olarak Servet, Sabri, Mehmet Topal hatasız mücadele edip, iyi işler yaptılar. Ümit Karan, hücumda tek kaldı. Çünkü, Nonda isteksiz, havasını kaybetmiş. O ilk geldiği iştahlı hali yok. Beni bırakın gideyim havasında.
İlk dört belli
Sabri’nin kadro dışı kalması onun biraz aklını başına getirmiş. Ama hala ara sıra rakiple de hakemle de dalaşmaya devam ediyor. Bir anda aklına Kalli geliyor, veya sahanın kenarında Kalli’yi görüyor, hemen dönüp işine bakıyor. Lincoln, ayakta durmaya değil de, nerde düşerim diye düşünüyor. Çalım atarken bile sanki buz pateni yapar gibi.
Maç 2-0 oldu, seyirci maçtan koptu. Başladı hakemi sarmaya... "Selçuk Dereli anan nereli" diye bağırıyorlar. Yanımdaki birkaç Galatasaraylı da diyor ki, "hocam bu küfür değil mi?" Acaba böyle bir cümleyi televizyon programında yorumda söylesek, bakalım RTÜK kapatır mı, kapatmaz mı? Eğer o yayını kapatırsa bu bir suçtur. Kapatmazsa değil. Var mısınız iddiaya?
Türkiye’de özellikle üç büyükler İstanbul’da futbolcusu yere düştü mü düdüğü çalıp, hemen lehine faulü vereceksin. O biraz itebilir. Onun hakkı vardır. Selçuk Dereli, çok ikili poziyonda bence doğru yorum yaparak oynattı. Hem de bayağı iyi oynattı. Ama Galatasaray seyircisinin bu işine gelmedi. Ondan sonra da Selçuk’un annesinin memleketini sormaya başladılar.
Atsalar maç dönecek
G.Saray, maçı rahat aldım derken, Kayseri’nin üç tane pozisyonu var. Atsalar maç dönecek. Ama onlar da karşılarındaki büyük takımın etkisinde kalıyorlar. Bu pozisyonları kendi ayarlarındaki ismi küçük takımlara karşı yakalasalar hepsini gol yaparlar.
Gökhan Ünal,"ben şu dakikalarda çıkarılacak futbolcumuydum" diyordu. Bence dün akşam 20 dakika sonra oyundan alınması gerekirdi. Rakiple konuştu, hakemle konuştu, kendini yere bıraktı. Ne kadar gereksiz iş varsa hepsini yaptı. Bir tek futbol oynamadı. Mehmet Topuz da 30 metreden, 25 metreden serbest vuruşların hepsini dağlara-taşlara attı. Ama bu futbolcular şunu unutmasınlar: Onlar biraz iyi futbol oynayınca, bazı takımlar akıllarını çeldiler, kafalarını karıştırdılar. Bunlar öyledirler. Bu işi yaparlar sonra sizi tanımazlar. Herhalde akıllanmışsınızdır değil mi? Varsa yoksa önce takımınız. El oğlu sonra gelir. Bu maçtan sonra artık ilk dört sıra belli. Bu grubun içine artık kimse giremez, mucize olmazsa. Yani bu maç aşağıdakileri, yukarıdakileri belirledi.