Biz neredeyiz

TAKRİBEN statta 28 bin seyirci var. Bu şunu gösteriyor; Seyircinin tamamına yakını Türk...

İstediği kadar AB "Ben, Türkiye’yi almayacağım, ortak yapmayacağım" desin. Biz belki resmi olarak değiliz ama AB’nin kafasında Democles’in kılıcı gibi duruyoruz. Yani, bu maçtaki seyirci şunu gösteriyor; "Sen beni almayabilirsin ama eğer almazsan hesabını iyi yap." Onun için de bu tip maçlar bence önemli. Hatta Türk Milli Takımı’nın hem Avrupa Kupası hem de Dünya Kupası finallerinde olması gerekir. Yani o havayı hep teneffüs etmemiz lazım. O zaman ancak büyürüz.

Peki biz nerdeyiz? Biz şu anda ortadayız. Bizden büyükler var, bizden küçükler var. Ama biz, ortada olduğumuzu kabul etmiyoruz, ’Biz büyüğüz’ diyoruz ona göre mücadele etmiyoruz. Onun için de tokadı hep küçüklerden yiyoruz. Keşke Brezilya’dan 6 yeseydik ama Bosna’yı 1-0 yenseydik. Çünkü o maç, belki de bize Avrupa finallerinin yolunu tıkayacak. Dün gece, Fatih Terim herhalde bazı şeyleri görmüştür. Kendisi de çok iyi bilir. Tok futbolcu kımıldamaz, kulüpte de Milli Takım’da da aç futbolcudan faydalanacaksın. Çünkü aç futbolcu, saldıracak, ekmek isteyecek, su isteyecek, şöhret isteyecek...

Sanki Ağlama Duvarı

Brezilya takımından seyirci çok şey bekliyordu. İnce hareketler, ver-kaçlar, şutlar... Hiçbirisi yoktu. Brezilya’da oynayan oyuncuların çoğu Avrupa’da üst düzey maçları çok üst sayıda oynuyorlar. Milli takımlarımız haftada 3 maç yapsınlar, antrenörleri ağlamaya başlıyor. Sanki Kudüs’teyiz Ağlama Duvarı’nda...

Milli Takım’da yeri sağlam oyuncular var, mesela Hamit, mesela Sabri. İncelmeye kalkmazsa, kalın oynarsa Gökhan Zan, Marco, Tuncay... Ama bazı Milli Takım oyuncularına bakıyorum, geçmiş maçlarda olduğu gibi eller kollar, hakemin üzerinde, hakemi tehdit ediyorlar. Saçma sapan itiraz ediyorlar. Dün gece 70. dakikada Emre Aşık’ın lehine hakem faul çaldı, yere düşen Emre, daha düdüğün hangi tarafa olduğuna bakmadan bağırdı. Bu şunu gösteriyor; Futbolcuların aczini, zayıflığını, üç büyüklerde oynayan oyuncularımız maalesef bizim zavallı zayıf hakemlere yediriyorlar. Ama Avrupa bunu yemiyor. Profesyonel futblcular şunu bilmeliler, futbol bir erkek oyunudur, kuvvetli olan kazanır, ayakta duran kazanır, yerlerde sürünenler değil.

Fatih Terim’e de şunu söylemek lazım; Öleceksek savaşarak ölelim. İki geçmişlerle, ince heseplarla şerbet vererek geçmiş hatıraları anarak ve geçmiştekilere çiçek dağıtarak hiçbir yere varamayız...

NOT: Brezilya ile berabere kaldık. Her şey tamam da, topu kaptığımızda hücuma ağır çıkıyoruz. Neden? Risk alamıyoruz, ya geriye dönemezsek diye. Neden? Kendimize güvenimiz az, kuvvetsiziz, teknik olarak iyi değiliz... Arda, Yıldıray, Marco hariç...
Yazarın Tüm Yazıları