Dereyi geçerken at değiştirdik. Kazakistan maçındaki Milli Takım ile dün akşamki Milli Takım’ın oyun yorumları arasında çok fark var. Biz iyi değildik, ama rakip de iyi değildi.
İYİ futbol oynamadık. Zaman zaman ferdi işler yaptık, zaman zaman da tuhaf işler... Mesela 44'üncü dakikada 1-0 mağlubuz; rakip bize korner atıyor, Hakan Şükür dahil 11 futbolcu ceza alanı içindeyiz. Topu Volkan alıyor, pas atacak bir tek futbolcu arkadaşı yok.
67'nci dakikadayız... Bu sefer biz korner atıyoruz, rakipten üç futbolcu santra çizgisinin üzerindeler. Haliyle bizden de dört futbolcu onları bekliyor. Uzatmalarda beraberlik golünü yiyoruz... Bizim takımın bütün futbolcuları yerde yıkılmış durumdalar, rakipten iki oyuncu kalemizdeki topu almak için Volkan'a doğru koşuyorlar.
Lifi atana kadar tut
2-1 öne geçmişiz... O dakikaya kadar Tümer vasatın altında bir görüntü çiziyor. Golden sonra kendine geliyor, müthiş işler yapıyor. Sonra "Yorgunum" diyor. Dakika 80... Onu, lifi atana kadar onu tutacaksın...
Dışarı alıyorsun. Soktuğun adam defans oyuncusu Tolga. Sonra da 90 artılarda teknik alanın sınır çizgisine gelip, "Topu indirin, pas yapın" diyorsun. Bu Milli Takım'da, sakatlıklara rağmen en iyi pas yapacak adam Tümer'dir. Veya onun yerine girecek başka bir hücum ya da orta saha oyuncusudur... Ama Tolga değil. Yani, insanların söyledikleri ile uyguladıkları birbirine ters düşüyor.
Yazık oldu... Biz iyi değildik, ama onlar da iyi değildi. Hakan Şükür asist yapan bir oyuncu değil, gol yapacak bir futbolcu. O zaman girdiğin iki pozisyonu gol yapacaksın. Ama zaten Hakan bunları gol yapsaydı, İtalya'da oynardı.
Kafaları karıştı
Hakem İspanyol olunca bizim futbolcuların kafası karışıyor. Türkiye'de kendilerine her dokunuluşunda yere atıp bizim süper hakemlerimizden faul ve penaltı bekliyorlar. Şunu net bir şekilde söyleyeyim; Hakan'ın rakibin yaptığı 'sinek düşürücü harekette' kendini yere attığı pozisyon penaltı değil. Hakan bunu Türkiye Ligi'nde de çok yapıyor. Bu şudur; güçsüzlüktür, artık işin sonuna gelmektir.
Ersun Yanal'la yola çıktık Fatih Terim'le devam ediyoruz. En son Almatı'daki Kazakistan milli maçına gittim. Oradaki Milli Takım'ın oyun yorumuyla dün akşamki Milli Takım'ın oyun yorumu arasında çok fark var. Biz dereyi geçerken at değiştirdik.
Türkiye'de bazı kesimler hem cinsellikten konuşurlar hem de bazı yerlerde benzetme yapıldığı zaman ona kızarlar. Hürriyet Gazetesi yıllar sonra bu konuyla ilgili geniş bir araştırma yaptı... Çok değişik veriler karşımıza çıktı.
İngiltere'de son yapılan araştırmaya göre, takımı galip gelemeyen erkekler seks yapamadıkları için, kadınlar son derece şikayetçilermiş. Ve eşlerinin takımlarının galip gelmesi için dua ediyorlarmış. Aramızdaki kültür ve düşünce farkı bu...
Zaman zaman da ben bu konularda teşbih yaptığım için tenkit edildim. Olsun... Ben buna razıyım. Çünkü, Türk insanı maçlarda yıllarca bütün hakemleri homoseksüel yaptı. Rakip futbolcuların en yakınlarını bile küfürle taciz etti. Bunlar gözardı ediliyor. Ben de bu maçla ilgili ve geçmiş karşılaşmalarla ilgili gene bir teşbih yapacağım...
Hayat kadınına sormuşlar, "Çocuğun niye olmuyor?" diye... Cevabı çok ilginç: "Biri yapıyor, biri bozuyor" demiş!