ÇOK sarı ve kırmızı kart kullanarak, veya çok penaltı vererek otoriter hakem olamazsınız.
Kendine güvenmeyen, işi bilmeyen aşağılık kompleksi olan hakemler çok kart kullanırlar.
Penaltıyı penaltı gibi vereceksin. Hele bizim futbolumuzdaki gibi dokununca düşenlerin çok olduğu bir ülkede.
Pascal Nouma atıldı.Altı ay ceza yedi. Oyuncu FIFA’ya gitti. FIFA da haklı olarak bu cezayı kaldırdı. Beşiktaş kulübüyle o zamanki Futbol Federasyonu arasında bu konuda bir paslaşma oldu mu? günahları boynuna.
Sakarya’da Runje iki maç ceza yedi. Sakarya seyircisi Runje’ye küfür etmedi. Sezon başında Beşiktaş seyircisinin kendi kalecisine yaptığı alaylı tezahüratı, Runje’ye yaptı. Disiplin iki maç ceza verdi. Tahkim 1’e indirdi.
Bence bu cezaya önce Runje’nin itiraz etmesi gerekir.
"Nouma ile benim aramda bu kadar fark var mı.Yaptığınız iş değil. Bana haksızlık ediyorsunuz" demesi lazım.
Bundan sonra erkeklik organını tribünlere gösteren futbolculara Runje örneğinden dolayı bir maçtan fazla ceza veremezsiniz.
Çakır ne yapacak?
MANİSASPOR, Sakaryaspor maçının tekrarını istiyor. Ya maçın durduğu yerden itibaren, ya da tamamını oynamak istiyor.
Az veya çok, maçın hakemi Cüneyt Çakır’a bir darp var. Ve üstüne devlet hastanesinden alınan bir rapor.
Cüneyt Çakır’a darp yapan kaleci antrenörüne üç yıl ceza veriyorsun. Kaleciye de okkalı bir cezayı yapıştırıyorsun.
Bunların hepsi tamam. Peki Cüneyt Çakır’ın olaylar bu dereceye gelirken hiç mi hatası yok... Bence çok.
Olay hakem
Bu Cüneyt Çakır’ın birinci olayı da değil. Aynı hakem yıllar önce Orduspor- Eskişehirspor maçını idare ediyor. Half-time düdüğü çalıyor. Golleri atan iki Eskişehirli oyuncuyu bazı siviller dövüyorlar. Maç takriben bir buçuk saat duruyor. Sonra da Cüneyt Çakır diyor ki, Eskişehirspor’u sahaya davet ettim gelmedi. O yüzden maçı tatil ettim.
Sonradan bu maç masa başı oyunlarına giriyor ve tekrar ediliyor.
Şimdi Cüneyt Çakır’a soruyorum. Futbolcular senin koruman altında değil mi? Gözlerinin önünde iki futbolcu dövülürken sen o maça nasıl devam ediyorsun.
Büyük ihtimalle bu maçı da Vestel Manisa örnek olarak tahkimin önüne götürmüştür.
Şunu çok net olarak söylüyorum. Eğer bu maç hakemin bazı teknik hataları olsa bile, tekrar edilirse Cüneyt Çakır’ın tepki olarak hakemliği bırakması gerekir.
Eğer Tahkim bu maçın tekrar kararını alırsa, o zaman kalecinin ve kaleci antrenörünün cezasının büyük ölçüde indirilmesi gerekir.
Bunların hepsi bile olsa Türk futbolunda benim için sürpriz değil. Çünkü şu andaki Türk futbolunun halini batan bir gemiye benzetiyorum. Ne kaçırırsanız veya yağmalarsanız yanınıza kar.
Güven kalmıyor...
BU disiplin kurulunun vazifesini doğru yaptığı fikrinde değilim. Öyle cezalar verip, öyle benzer olaylara bazı cezalar vermiyorlar ki, müthiş.
Ya raporlar özellikle doğru yazılmıyor. Veya bu raporlar değiştiriliyor. Veya ek rapor komedisi var.
Bursaspor- Fenerbahçe ile Beşiktaş- Ankaragücü maçları buna en somut örnekler.
O zaman da kimsenin Futbol Federasyonu’na güveni kalmıyor.
Maçların zaman zaman, hatta çok zaman yeşil sahada değil masada oynandığına inanıyorlar.
Kim ödeyecek?
SABAH Gazetesi’nde Kazım Kanat, ben ve dört eski hakemi çete oluşturmakla suçlamış.
Diğerleri ne yapar bilmiyorum ama ben kendisini mahkemeye vereceğim. Çünkü çete kurmak organize bir suçtur, cezası üçe dörde katlanır.
Benim takıldığım başka bir konu daha var. Sabah Gazetesi şu anda TMSF’nin elinde. Bu gazete Turgay Ciner’deyken yazarlar eğer mahkum olursa cezalarını müessese ödermiş.
Eğer suçlu bulunursa cezasını şu anda benim verdiğim vergilerle dönen TMSF mi ödeyecek, yoksa Kazım Kanat cebinden mi ödeyecek merak ediyorum.
Açıklama da gelirse sevinirim.
Düdük çaldılar
BENİM televizyona çıkmamı tenkit eden bütün eski hakemler ekranlarda boy gösteriyorlar.
Hangisinin futbolu ne kadar bildiği de belli oluyor.
Kezman’ın penaltı pozisyonu ile Volkan’ın penaltı pozisyonuna aynı diyen hakemler maalesef Türkiye’de düdük çalmışlar. Zaten sonunda da iflas etmişler.
Kezman kaleci Oğuz’dan topu kaçırarak ikinci pozisyona devam etmek istiyor. Aksine Antalyalı Volkan ise kaleci Murat’ın yanından topu kaleye vuruyor ve sonra da çarpışma oluyor. Birincide hala hedef var, ikincide ise hedef bitmiş. Ayrıca Volkan’ın pozisyonunda başka bir oyuncunun topla oynama şansı yok.
Düdüğü trafik polisleri de çalıyor. O bile kontrolsüz çalarsa iki arabayı birbirine sokar.
Eşitlik!..
YILLARDIR üç büyük kulübün Futbol Federasyonu, Tahkim Kurulu ve Disiplin Kurulu üzerinde her türlü oynaması ve baskı yapması yasaldır. Ama küçüklerin böyle bir hakkı yoktur.
Aslında büyükler ile küçükler eşittir ama, maalesef Türk futbolunda büyükler küçüklere göre daha fazla eşittir.