ŞAMPİYONLUĞA giden bir takımın bu saatten sonra bu kadar oyuncu değiştirerek maça başlaması doğru mu? Bence değil. Çünkü lig şampiyonu ya da ikincisi olamazsan Şampiyonlar Ligi’ne gidemeyeceksin.
Tum, tarihe geçebilecek pozisyonda kaçırdığı golü atsa, belki de Fenerbahçe daha önce havlu atacaktı. Zico, baktı ki mal Batı’ya kayıyor esas oğlanları maça sokmaya kalktı. Ama değiştirebileceği oyuncu adedi 3. Sahada değişecek oyuncu adedi en az 7 idi. 3’ünü değiştirmesine rağmen sahada çok kötü 4 oyuncu kalmıştı. Yani bu maçta Zico bindiği dalı kesti.
Türkiye’de adamı alır önce uçururlar sonra yerin dibine sokarlar. Zico hálá öğrenememiş. Mesela Can, oynamaya oynamaya pas tutmuş. 70. dakikadan sonra yürüyecek hali kalmadı. Santraya gelecek hali kalmadı. Mesela; Bu Can’ı başka takıma versen pişer mi, veya kaç derecede pişer? Bence düdüklüde bile zor pişer.
Ve bu dakikadan sonra F.Bahçe mecburi 70 metre mesafede top oynadı. Ama 70. dakikadan sonra Bursalı bazı futbolcuların ’kahraman olayım herkes benden bahsetsin’ düşüncesi, ikinci golü geciktirdi. Gördükleri arkadaşlarına pası geçirebilseler, vesikalık fotoğraf çeke çeke gol atacaklar. Ama dedim ya, kahramanlık başka şey.
Top teknikleri zayıf
Fenerbahçe, Sevilla maçında da bu maçta da, diğer maçlarda da futbolcular topa gitmiyorlar. Topu bekliyorlar ve ağır hareket ediyorlar.
Şu bir gerçek; Türkiye Süper Ligi’nde oynayan futbolcuların maalesef genelinin top tekniği az. Topu stop etmeye kalktıklarında 3 metre ileriye veya geriye düşürüyorlar. Haliyle de rakibe top kaptırma oranı artıyor. Aslında üzülecek bir olay. Birisi merak edip, televizyonda hesap tutsa, acaba kaç futbolcu gelen topu ayağının bir karış önüne düşürüyor?
62. dakikada Fener’in kazandığı serbest atışı Alex çabuk kullansa Bursalı futbolcuyu kalenin içinde yakalayacaktı. Çünkü, o Bursalı futbolcu kale içine girince 3 Fenerbahçeli futbolcu da kale sahasına girdi. Ama Alex onları göremedi.
Hakem mükemmeldi
Hakem mükemmele yakın bir maç yönetti. Hangi futbolcu sarı kart istediyse onun gözüne yapıştırdı. Taç atışlarını doğru yerde yaptırdı, ’ben takım kaptanıyım’ diye itiraz eden Egemen’e de sarı kartını gösterdi. Net penaltı olan penaltıyı da verdi. Bir tek, ilk yarıda ilk 5 dakikada İsmail Güldüren’in rakibine kontrolsüz hareketine penaltı verir mi? Tartışılır. Hakem herhalde inanmadı. Bir de 12. dakikada İsmail Güldüren’e sarı kart göstermesi gerekirdi. Ben futbolculuğumda İstanbul’da böyle hakemlerle oynayamadım. Her futbolcu özellikle İstanbul’da bu tarz hakemle oynamak ister. Çünkü, onlar için şanstır. Eğilmeden, bükülmeden, taviz vermeden gördüğünü çalan hakem tipi; Bünyamin Gezer. Hata mı? Yapıyor, ama öyle inandığı için yapıyor. Bazılarında olduğu gibi sağı-solu oynadığı için değil... Daha Türkçe’yi doğru dürüst konuşamayan Bursaspor’un kalecisinin hiç terlemediği ve yere yatmadığı bir maçta Bursaspor mücadele ederek ve iyi oynayarak maçı kazandı. Yani, tamam F.Bahçe kötü oynadı ama bu kötü oyuna onu Bursaspor zorladı.