BİR futbolsever olsam ve İstanbul’da otursam, hemen İnönü Stadı’ndan bir kombine alırım. Çünkü bu sene Beşiktaş’ın maçlarını izlemek büyük keyif olacak.Her şeyden önce, çok iyi bir mücadele izleyeceğiz. Beşiktaş takımı belki yenemeyecek ama şu bir gerçek ki, Beşiktaş’ı yenmek çok zor olacak. Çünkü mükemmel bir yardımlaşma var. Presi, rakip hücum yapmaya başladığı an basıyorlar. Haliyle rakip en fazla dördüncü veya beşinci maçta pes ediyor. Daha çok yeniler. Belki takım uyumu tam yok ama şu gözüküyor ki, ilerleyen 5-6 haftada bu takım çok daha iyi işler yapacak. Bir başka özellikleri de, çoğu yeni futbolculardan oluşan bu takım, başarıya aç. Rıza, eğer adalet terazisini iyi uygularsa, işi futbolcular arası yarışmaya ve rekabete sokarsa, mükemmel işler çıkarırlar. Beşiktaş’la oynyacak takımlar için en büyük tehlike, geriye düşmeleri. Çünkü, yiyecekleri bir golden sonra siyah beyazlılara gol atmaya kalkarsan çok tehlikeli kontratak oyuncuları var.İş Rıza’ya kalıyorArtık bu dakikadan sonra bütün iş, Rıza’ya kalıyor. Onun, ‘ben şunu istedim, bunu istedim, almadılar, elimdeki kadro iyi değil’ cümlesini kullanma hakkı yok. Rıza’nın en büyük özelliği, koşan bir takım oluşturması. Bu kalitede bir takım koşarsa ve organize de iyi olursa, Türkiye ligi için büyük kazanç demektir. Tümer’le Sergen böyle bir takımın kreması olurlar.Denizlipor kabuk değiştirdi. Haliyle sorunları olacak. Onlara da biraz sabırlı bakmak gerek. Üç büyük takımı canlı izledikten sonra; 1-Beşiktaş, 2-G.Saray, 3-F.Bahçe diyorum. Özellikle de F.Bahçe’ye bu kadar yatırımdan, bu kadar ihtimamdan sonra hayretler içinde bakıyorum. Şu anda Beşiktaş yönetimi, F.Bahçe yönetimine göre sınıfı geçmiş gözüküyor. Bunun net kararını Şampiyonlar Ligi’nin ilk turundan sonra daha net vereceğiz. Sakın o zaman Fener yönetimi Daum’a ‘tu kaka’ demesin. Yarın bir gün eğer Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde başarısız olursa, bunun tek sorumlusu Başkan Aziz Yıldırım’dır, Daum değil.