FENERBAHÇE, çok rahat bir galibiyet aldı. Çünkü karşısında bu sezonun en kötü Ankaragücü takımı vardı. Sebebi de basitti. Klasik Türk futbolcularından kurulu Ankaragücü takımı, hafta arası Türkiye Kupası’nda çok zayıf bir rakiple oynadı. "Nasıl olsa eleriz" dediler.
Maçı uzatmaya götürmek için göbekleri çatladı. Sonunda da 120 dakika koştular, zayıf rakibi elediler ama pilleri de bitti. Fenerbahçe de bu pili bitmiş takımla rahat rahat oynadı. Düşünün, Ankaragücü takımının doğru dürüst bir akını yok. Bu, Fenerbahçe’nin çok baskılı, presli bir futbol oynamasından değil.
İlk 45 dakikada sarı lacivertliler eskiye oranla rakibe hücumda daha fazla pres yapmaya başlamışlar ama bunu tek tek bireysel olarak yapıyorlar. Bu presin en az 3, hatta 4-5 kişiyle baskın şekilde yapılması gerekir. Gerekir ki, rakip, topa gelişi güzel vursun, sen de rahat rahat o topu al ve hücuma döndür. Tek tek yaptığın zaman rakip 2-3 pas yapınca, o presi yapanlar da oyundan düşüyorlar.
Sahadaki en güzel olay
Ankaragücü defansı çok kötü bir ofsayt taktiği yaptı. Tabii bu, güçsüzlüğünden. Ama Kezman bu kötü ofsayt taktiğinde bile ofsayta düşmekten kurtulamadı. Dün gece sahadaki en güzel olay bence iki taraf futbolcularının birbirlerine kasıtlı hareket yapmamalarıydı. İki taraf da yere düşeni elinden tutup kaldırdılar. Bu hareketler tribünden göze hoş geliyor, seyirciyi de yumuşatıyor.
Vederson oynaya oynaya daha iyi olacak. Şimdiye kadar oynatılmaması zaten büyük hataydı. Ama Fenerbahçe’nin mutlak suretle en az 4-5 genç futbolcuyu kazanması gerekir. Hem yorgunluğa karşı, hem de takımın mücadele gücünü artırmak için. Alex gene kritik anlarda varlığını gösterdi. İhtiyar delikanlı Roberto Carlos, 35 metre top attı, karşısında oynayan çocuğu yaşındaki Ankaragüçlüyü ikiye katladı, dörde böldü ama sonunda onda da topa vuracak hal kalmadı. Seyirci Türkiye’de böyle hareketlere aç olduğu için ayağa kalkıp alkışlıyor. Haklılar da...
Fener’in 2 penaltısı verilmedi
Maçta enterasan pozisyonlar var. Mesela ilk yarı 32. dakikada Roberto Carlos’a yapılan harekete hakem direkt vuruş verdi. Nereden? Ceza alanı yan çizgisi dışından. Ama pozisyon net bir şekilde, hem de bariz farkla ceza alanı içindeydi. Yani penaltı vermesi gerekirdi.
İkinci yarı 62. dakikada Alex ceza alanına girdikten sonra İbrahim Ege’nin topu koluyla taşıması, yine penaltıydı.
İlk yarı Deivid’in Kezman’a indirdiği pozisyonda Ankaragüçlü defans oyuncusunun top dirseğine çarpıyor. Top Kezman’a geliyor, o da auta atıyor. Burada hakem çarpmayı verdi. Eğer kasıtlı hareket olsaydı, avantajdan sonra auta giden topta dönüp penaltı vermesi gerekirdi.
Fenerbahçe yönetimi için bir tehlike var. Seyircide inanılmaz eksilme gözüküyor. Eğer bu Ramazan nedeniyleyse tamam, ama değilse düşünmeleri gerekir.
FenerbahçeStadı’nda yeni bir moda başladı. Değişik açılardan rakip futbolcuların suratına lazer tutuyorlar. İnanılmaz sakıncalı. Yapanlara ve sorumlulara büyük bir ceza verilmezse bu iş büyür.