MUSTAFA Hoca der ki: "Yedek soyunan futbolcu sakat değildir." Demekki Tello sakat değil. Holosko’yu da taktik olarak kenara aldı. Yani şunu yapmak istiyor:
"Fizik ve mücadele gücü yüksek futbolcularla önce Fener’i bir hırpalayayım, ondan sonra da Holosko ve Tello’dan faydalanarak işi bitireyim." Ama Mustafa Hoca şunu hesaplayamadı. Gökhan Zan oynadığı zaman bütün defans dengeleri bozuluyor. Zapotocny ile anlaşamıyorlar ve birbirlerini bozuyorlar. Gökhan Zan oldu mu yanındaki oyuncu hem rakip santrforu markaj yapacak, hem de zaman zaman Gökhan Zan’ı kontrol etmek mecburiyetinde kalacak. Kaleci Volkan’ın uzun topunda top Güiza ile buluştuğunda iki stoper ancak fark edebildi. Yani komik bir olay, şaka gibi. Mustafa Hoca’nın bir şeyi daha hesaplamadığını görüyorum. Yani oyuncu atılmasını.
İlk yarı maça ağırlığını koyan takım Beşiktaş. Golleri yiyen yine Beşiktaş. Güiza’nın kaçırdığı tarihi pozisyon gol olsa belki de maç bitecek. O zaman iyi oynamak mı, yoksa akıllı oynamak mı futbolda öne geçiyor. F.Bahçe kötü değildi. İlk yarıda akıllıydı.
Hakemler şunu bir türlü çözemediler. İlk sarıları dikkatli kullanın. Cisse’nin ilk sarı kartının kartla alakası yok. İkinci doğru. Peki ikinci doğruysa o zaman Lugano’nun yaptığı Cisse’nin ikinci yaptığından daha ağır. Orada sarı kart yok. Tabii bu arada işin bir başka yönü daha var. Sen, Cisse markasıyla Türkiye’ye gelmişsin. Kucağında sarı ile oynuyorsun. Sonra o ikinci sarı kartlık hareketi yapıyorsun. Bunu amatör futbolcu yapmaz. İlk yarı çok tempolu ve kaliteli geçen maç, ikinci yarı durgunlaştı. 10 kişi kalmak Beşiktaş’ı bozdu tamam ama enteresandır Fener’i de bozdu. Onlar da ne yapacaklarını şaşırdılar.
Bence dünkü maçın baş aktörü Mustafa Denizli’ydi. Maalesef bu tarz düşünceler zaman zaman Fatih Hoca’da da oluyor. "Bir değişiklik yapalım, bir şey yapalım. Bu bizim eserimiz olsun" diyorlar. Bazen tutuyor, çoğu zaman da tutmuyor. Yani işleyen, başarılı bir makineyi bozmak nedendir bilinmez. Sen ideal kadronla çıksan, yenilsen kimse sana bir şey diyemez. Ama teknik adam görüşü bu. Fenerbahçe dün aman aman futbol oynamadı. Ama akıllı oynadı. Maceraya girmedi. Ne yapılması gerekiyorsa onu yaptılar. Maçı kazandılar. Belki fark olup maç çok erken bitebilirdi ama onlar da gerginlikten kurtulamayınca skoru koparamadılar.
Sarı kartları oyuncak sanıyorlar
Bünyamin Gezer, çok koşuyor tamam ama topla çok çarpışıyor. Ceza alanına girse belki gol atacak. Kartlarda standart değildi. İkinci yarı eğer Toraman’a o pozisyonda gösterdiği sarı kartlık faul ise, o zaman Güiza’nın da penaltısını ver. O daha ağır pozisyon. Sarı kartları oyuncak zanneden hakemler maalesef ilerleyen dakikalarda o kartların altında kalıyorlar.
Mustafa Denizli çıkardığı kadro ile eski takımı F.Bahçe’ye çiçek attı ve sezon sonuna kadar Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında kalmasını sağladı.