Hakemin bunu görme şansı yok. Leo Franco’nun ikinci hareketteki ayaklarının bastığı yerle vücut açısı ve topu tutan sol elinin durumuna göre bence o top çizgiyi geçti gibi.
BİR tanesi Avrupa kupası oynadı, diğeri evinde oturdu. Ve hemen bahane başladı; “G.Saray yorgun.” Ne kadar antrenman yaparsan yap maçın futbolcuya verdiğini hiçbir şey vermez. Nitekim dün G.Saray takımında yorgunluktan eser yoktu. G.Saray’a bakıyorsunuz, santrforu yok. Forvetine iki yeni aldığı adamı soktu. Bakıyorsunuz ikisinin toplamından bir futbolcu çıkmıyor. Sarı kırmızılılarda yük olduğu gibi orta alana ve geriye biniyor. Sakatlanan Baros’tan sonra Nonda da gönderilince sarı kırmızılıların golcüsü kalmadı. G.Saray bu santrforsuzlukla nereye kadar gidecek? Bu alınan oyuncuların verimsizliği daha ne kadar sürecek?
Dönüyorsunuz Beşiktaş, Nobre ve Holosko ile başlıyor. İkisini çıkarıp bu sefer Nihat’la Bobo’yu alıyor. Bunlardan bir tanesi özellikle Bobo veya Holosko G.Saray’da olsa ibre sarı kırmızılılardan yana dönebilirdi.
Tuvalet kağıdı lazım
Holosko’nun kafa vuruşunda Leo Franco topu çizgi üzerinde mi yoksa geçtikten sonra mı çevirdi? Yardımcı hakemin görme şansı yok. Çünkü tam çizgiye inemez. Çizgiyi geçti gibi. Bir tuvalet kağıdı bulsaydım golü çözerdim!
UEFA olsa tribüne o kamerayı koydururdu
TOP çizgiyi geçti mi geçmedi mi? İçeri girse de girmese de bu topun sorumlusu şu anda Türkiye’de yöneticiyim diye geçinen insanlardır. Neden mi? Bu maç Beşiktaş-G.Saray değil de Beşiktaş-Arsenal Şampiyonlar Ligi maçı olsaydı, ceza alanı hizasına tribüne iki tane kamera koymaya mecburdunuz. UEFA kanırta kanırta size o iki kamerayı koydururdu. Siz aylardır marka değeri diye diye milleti gözünün içine baka baka aldatıyorsunuz. Bu iki kamerayı niye koyduramadınız? Sebebi çok basit. Oralarda seyirci var. Gücünüz o kamerayı koymaya yetmiyor. Yöneticiler seyirciye teslimler. Ama UEFA’nın karşısında hazır olda durup tek ayak üstünde bir saat bekliyorsunuz. O topun gol olup olmadığını anlamak çok zor. Türkiye’de marka değeri diye diye sahnenin önünde ayrı arkasında ayrı oynayan yöneticiler yüzünden böyle pozisyonlar ancak tuvaletteki kağıtlarla çözülürler.
Ayhan Akman’ı yok sayıyor
Rijkaard, Atletico Madrid’e karşı göbekte dört stoperle oynadı. Haklıydı da. Ama dün gece bunların ikisini yedek kulübesine aldı. Bence gene haklıydı. Eğer sakatlığı yoksa Elano’yu oyundan alması yanlıştı. Zaten Arda sakatlanarak oyundan çıkmış. Bir de Elano’yu alınca G.Saray’da topa basıp oyun kuracak bir adam kalmadı. Rijkaard’ın Ayhan’ı yok saymasını da kabul etmiyorum. Çünkü iyi bir Ayhan G.Saray’a çok şey verir.
Kümesteki horoz gibi
Beşiktaş, çok daha fazla pres yaptı. G.Saray’ı oynatmamaya çalıştı. Kendisi de zaman zaman oynadı. Ama sarı kırmızılı kalede gerekli etkinliği sağlayamadılar. Futbolcuları anlamak mümkün değil. Golü atanlar reklam tabelalarının üstüne çıkıyorlar. Kümesteki horoz gibi. Ayakları kaysa belki de futbol hayatları bitecek. Veya bazıları reklam tabelalarının arka tarafına kendilerini atıyorlar. Ya sert bir zemin varsa ne olacak? İnanılacak gibi değil.
Kaleci Leo Franco’nun hatası
Nasıl G.Saray’ın attığı golde Beşiktaş defansının hatası büyükse, Beşiktaş’ın attığı golde de Franco’nun hatası büyük. Topa yumruk atıyorsun yere doğru. Top futbolculara çarpa çarpa kalene giriyor. Bazı topları çift yumrukla güzel uzaklaştırıyor ama böyle bir topu yere doğru vurmayacaksın. Topun üzerine vuracaksın. Gerekirse sana faul yapacaklar.
Beraberlik doğru sonuç
Maçı iki taraf da hak etti mi derseniz? Bence hak etmediler. Beraberlik doğru sonuç. İthal oyuncularla kaleci ve defans arasında konuşmalarda sıkıntı çekiliyor. Kimisi niye konuşmadın diyor. Kimisi de konuştuğunu anlamıyor veya anlatamıyor. Bundan dolayı da kalelerinde gol pozisyonu yaşıyorlar.
Böyle penaltı olmaz
Elano’nun serbest vuruşunda Beşiktaş ceza alanı karıştı. O kalabalıkta Mehmet Topal’la İbrahim Toraman’ın pozisyonu var. Galatasaraylılar, Toraman’ın, Topal’ı çekerek yere indirdiği düşüncesiyle penaltı bekledi. Burada ikisi de birbirini tutarak çekiyorlar. O pozisyonda penaltı olmaz. Hakemin devam ettirmesini doğru buluyorum.
Lazere anons yok mu?
Franco’ya sürekli lazer tutuluyor. Bunu durduracak kimse yok mu kardeşim. Avrupa kupalarında en azından anons yapıyorlar. Burada da anons yaptırılması ve o lazerin tutturulmaması lazım.