Paylaş
Aykut Kocaman, “İnce İnce Yasemince” giderek, Alex’in gidişini hızlandırdı. Alex’in gitmesine kimse bir şey demiyor zaten, herkes gönderiliş biçiminden bahsediyor. Bunun şık olmadığından bahsediyor.
Alex basın toplantısında Fenerbahçe’de son 8 yılda bütün olup bitenlerden değil, sadece kendisi ile ilgili olan bölümlerden bilgiler verdi. Fenerbahçe yönetiminin ve Aykut Kocaman’ın basın toplantısından önceki sıkıntıları da bu noktadaydı. İş genele giderse ortaya çok sakat durumlar çıkacaktı. Mesela şike süreci başlangıcında ve devamında Alex’in morali çok bozulmuştu. Bu durum suratından okunuyordu. Ben de Alex’in suratını şöyle okuyordum. “Biz sahada çatır çatır mücadele edip ter dökerken, böyle küçük, gereksiz ve şaibeli işlere girmenin ne gereği vardı. Bu olay bizi küçük düşürmekten, bize güvenmemekten kaynaklanan bir olaydı” diyordu.
Alex bunları dillendirmedi, söyleyemedi. Aziz Yıldırım’ı da hapiste yattığı dönemde ziyarete bir kere gitti. Mesela, Alex, Emre-Aykut Kocaman ilişkisine hiç girmedi, teğet geçti. Aziz Yıldırım’ın kendisini kovduğunu sonra da Aykut Kocaman’ın aracı olup, kaldığını söyledi. Buradaki olay açık. Hem Aziz Yıldırım kovuyor sonra çark edip Aykut Kocaman’ı kullanıyor.
Bir elmanın iki yarısı gibiler
Olayların içinde Aykut Kocaman var ama olaylar öyle yerlerde sonuçlanıyor ya da sonuçlandırılıyor ki orada da Aziz Yıldırım var. Yani Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman’ın yapıları birbirine çok uyuyor. Bir elmanın iki yarısı gibiler.
Ne Aykut Kocaman, ne Fenerbahçe Alex’e cevap vermeyecek, veremeyecekler. Bu işi uzatma çekincesinden değil, Alex’in onların savunmalarına vereceği artı cevaplardan çekiniyorlar. Bence Alex’in anlattıkları, Fenerbahçe’de yaşadıklarının 6’da 1’i.
Ya Alex kendisi olayın içinde olmadığı zamanlardaki olayları anlatsaydı ne olurdu acaba? Mesela çok enteresan bir cümlesi var. “Bir gün teknik direktör olursam başkan ve yöneticileri soyunma odasına sokmayacağım ve almayacağım” derken, “Soyunma odasını onlardan koruyacağım” diyor. Yani, “Orası bir kale, orası bir mabet. Orayı yöneticiler ve başkanların tecavüz edeceği alan yapmayacağım” demek istiyor. Ve özellikle koruma kelimesini kullanıyor.
Aziz Yıldırım tarafından oğlu için söylenilen cümleye çok içerlemiş, onu dile getiriyor. Ama Aziz Yıldırım’ın bırakın yaşayan çocukları, vefat eden çocuklar üzerinden bile prim yapmaya kalkan konuşmalarını herhalde bilmiyor!
Cevap veremezler, çünkü...
FENERBAHÇE’deki olay çok net belli... Aykut Kocaman daha Ankaraspor’un hocasıyken Fenerbahçe’de oynayan Alex hakkında menfi yorum yapmıştı. Fenerbahçe’de göreve başladığı birinci günden itibaren Alex’in zaten altını oymaya başlamış, sinsice hareketlerde bulunmuş, hep tuzaklar kurmuş, mayınlar döşemiş, Alex taşta gezerken de ayağının altına sabunlar atmış, sonunda bir gün patlayan Alex bir tweet atınca ortalık yangın yerine dönmüş.
Bütün bu olaylardan sonra Aykut Kocaman, beraber olduğu oyuncularla nasıl bir münasebet kuracak?
Hayatım boyunca konuşmayan insanlardan, tartışmayan insanlardan, cepheden mücadele etmeyen insanlardan, sinsilerden hep nefret ettim. Çünkü onlar hep suyun altından giderler.
Bakınız, Aziz Yıldırım’ın yanına Ali Yıldırım’ı ve Aykut Kocaman’ı alarak aralarına da tercüman Samet Güzel’i yerleştirerek yaptığı konuşma maalesef şunu gösteriyor... “Kamuoyunun ne bana ne de teknik direktör Aykut Kocaman’a güveni kalmadı. Onun için de yanıma tercüman Samet Güzel’i alıyorum. O olaylara ‘doğru’ dedi mi kamuoyu buna inanacaktır.” İşte bu hale geldiler.
Maalesef Fenerbahçe Başkanı ve hocası için bu son noktadır. Zaten Alex’in konuşmasından saatler önce Samet Güzel’in görevinden istifa etmesi Aziz Yıldırım’a ve Aykut Kocaman’a verilen çok büyük bir derstir.
O da şunu gösteriyor.... “Tercüman olarak beni bu işlere sokmayın ve beni ‘Namusluysan ve şerefliysen konuşursun’ gibi cümlelerle baskı altına almayın. Öyle şeyler biliyorum ki, konuşursam iş büyük boyutlar kazanır, onun için istifa edeyim, siz de haddinizi bilin.”
Fenerbahçe Kulübü ve Aykut Kocaman, Alex’e cevap vermeyeceklermiş. Nasıl versinler. Samet Güzel istifa etti! Kamuoyunu kiminle inandıracaklar.
Hakemlerimiz acilen kulak doktoruna gitsin
TÜRKİYE’de hakemler maç idare ederken biraz etraflarına baksınlar ya da gitsinler bir kulak doktoruna kendilerini kontrol ettirsinler. Çünkü, yayıncı kuruluşun görüntülerinde görüyorum ki, futbolcuların onlara devamlı hakaretleri ve küfürleri var.
İngiltere’de yabancı oyuncular hakemlerden şikayet ediyorlar, “İngiliz hakemler, İngiliz futbolculara farklı bize farklı davranıyor” diye. Bizde de tam tersi oluyor. İthal futbolcular herşeyi yapıyorlar ama yerli oyuncular yaptı mı mesela, Engin Baytar gibi kırmızıyı görüp 11 maç ceza alıyorlar. Aynı Cüneyt Çakır, Fabregas’a sarı bile gösteremiyor.
Başbakan Erdoğan ve Alex de Souza
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan cin gibi. Futbolu da biliyor, ne yapacağını da. Onun için de muhalefetle, top gibi oynuyor.
Erdoğan, Alex’e telefon açıyor, halini hatırını soruyor. “İsteğin var mı” diye soruyor. Onu Türkiye’de görmek istediğini söylüyor, “Güle güle” demek istiyor. Onunla görüşüyor. Hem Alex’i seviyor hem de herkesin Alex’i sevdiğini çok iyi biliyor. Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Şike yapmak ve çete üyesi olmaktan dolayı mahkemeden 6 buçuk yıl ceza yiyen Aziz Yıldırım’ı ziyaret ediyor, ayağına gidiyor. O da ona F.Bahçe forması hediye ediyor. Niye AK Parti bu kadar oy almış, niye CHP nal topluyor. Yalnız bu olayla bile bu nedeni çok açık biçimde görüyorsunuz. Allah CHP’lilere sabır versin...
Ben olsaydım mahkemeye giderdim
BURSA Atatürk Stadı’nda bıçaklı bir adam ve iki maç ceza. Seyircinin üzerini arayan polis mi, özel güvenlik mi? Hangisi sorumluysa, Bursaspor’un maddi kaybı adına mahkemenin yolunu tutup, onlardan tahsil etme yoluna giderim. Hem para kazan, hem de görevini yapma. Zarar ver. Oh ne ala dünya.
Paylaş