Alex hep lazım

İLK 45 dakikada Fenerbahçe'nin kesin üstünlüğü vardı, hem oyun hem de pozisyon olarak. İnsan düşünüyor, demek ki bu Denizlispor tesadüfen bu noktaya gelmiş.

İkinci yarı başlıyor, bu sefer oyunda Denizlispor üstünlüğü var ama pozisyon zenginliği yok. Güvenç Kurtar 60. dakikaya kadar bütün riskleri alarak, değişikliklerini yapıyor.

Ama Zico seyrediyor. Mesela Semih'in yürüyecek hali yok. Topu rakip alanda tutamıyor. Her gelen pozisyon tekrar Fenerbahçe'ye dönüyor. Ali Bilgin gol atmış, psikolojik olarak da iyi, mücadele olarak da fena değil. Ancak Zico tutuyor onu çıkarıyor. Denizli'de Yusuf etkili olamıyor. O olamayınca da Horoz'un kolu kanadı bağlanıyor. Fenerbahçe'de Alex yok. O olunca, takımı o idare ediyor. Olmayınca yük takımın diğer oyuncularına dağılıyor. Bunun için de F.Bahçe ilk yarı daha çabuk hücuma kalkıyor gözüküyor. Hatta daha çabuk defansa geldiği de oluyor. Mesela 40. dakikada Denizli bir serbest vuruş kullanıyor, dönen topta 6 hücum eden F.Bahçeliye karşılık, 5 Denizlisporlu oyuncu var.

Ama ikinci yarı bu sefer oyun iyice Fenerbahçe aleyhine çöküyor. İşte bu noktada Alex lazım. Belki Alex'in eksileri var ama oyun kötü giderken veya aleyhine dönmüşken Alex'in takımı toparlama becerisi var. Bu her zaman tartışılacak bir konu. Ama geriye dönüp baktığında adam 150 maç oynamış 75 asisti, 75 de golü var.

Aurelio'nun KDV'si

Mehmet Aurelio tamam, rakipten top çalması mükemmel. Ancak oyuna sokması yani çaldığı topun KDV'li olarak geri dönmesi maalesef başarısız. Dün gece Volkan gol yemek için her teşebbüste bulundu, çok çalıştı ama yiyemedi. Tamam ceza alanına gelen toplarda çıkıp hakim olmak güzel bir şey. Ama çıkıyorsan, karar vermişsen topla oynayacaksın. Kendi arkadaşlarınla değil.

Fenerbahçe'de de bazen enteresan şeyler oluyor. Sol içten rakip ceza alanına depar atan Carlos'a, Deivid top atmayınca ikisinin muhabbeti 5 dakika sürdü. O sırada top oynanıyordu. Onlar bunu yaparlarsa, diğerleri ne yaparlar bir düşünün.

Bir de bizim savunma oyuncularının bir özelliği var. Ceza alanı içinde topu taca veya kornere atmıyorlar, sonra gol pozisyonu oluyor. Sanki o topu atsalar, futbolculuk değerleri düşecek. Yanlış zihniyet. Denizli'nin attığı bir gol var, tartışılan. Öyle bir pozisyon ki, kuyumcu terazisiyle ancak çıkarırsın.

Ama maalesef FIFA bazen kolaylaştırıcı değil zorlaştırıcı kararlar çıkarıyor. Futbol ayakla oynanıyor ama o ofsaytta ayaktan başka her türlü organı tartışmaya sokuyor. Elle oynama var mı, yok mu hakem bu pozisyona inanmadı. Biz de 100 metre uzaktaydık, onun kadar yakın değildik. Bakalım ne göreceğiz, ama 55. dakikada Fener defansının kalecisine verdiği top bence net kaleciye pastı.
Yazarın Tüm Yazıları