Paylaş
KAYSERİSPOR iki senedir bas bas bağırıyor. Bazı büyük takımların futbolcularını ayarttığından dert yanıp etik değerlerden bahsediyor. Mehmet Topuz’un, Gökhan Ünal’ın, bu sezon da Ali Turan’ın büyükler tarafından kafasının çelindiğini bağıra bağıra söylüyor. “Sportmenliğe yakışmıyor” diyor. Söylediklerine katılıyorum. Peki onlar ne yaptı? Aynısını. G.Birliği’nin Avustralyalı futbolcusu James Troisi’yi hiç de etik olmayan bir şekilde kadrosuna kattı.
Troisi’nin kulüp değiştirme hikayesi bir hayli ilginç...
G.Birliği, geçen sezon onu 5 kuruş bonservis bedeli ödemeden transfer etti. Futbolcunun kendisine de senelik 300 bin Euro ödediler. Troisi, Başkent ekibinde 2008-2009 sezonunda 300 bin Euro’ya oynadı. Maç başına aldıkları hariç başka da para almadı.
O para nereden çıktı?
Bakın, senelik 300 bin Euro’yu iki defa yazdım. Eğer, Troisi 2009-2010 sezonunda da G.Birliği’nde kalsaydı bir 300 bin Euro daha alacaktı. Peki ne oldu? Birden bire kendisini Kayserispor’da buldu. Hem de çok tartışılacak bir şekilde.
Hani etik değer?
Troisi’nin kafasına ya saksı düştü ya da Türkiye sınırları içinde piyangodan bir para çıktı. Aklıma başka ihtimaller (!) de geliyor. Troisi bir bahis oynadı veya bir yerde unutulmuş içi dolu bir çanta buldu ve bu çantanın içindeki paraları götürüp Türkiye İş Bankası Kayseri Sanayi Şubesi’ne yatırdı.
Bu paranın miktarı ne kadar biliyor musunuz? Tam 1 milyon dolar. Yoksa içinde 1 milyon dolar olan o çantayı Avustralya’dan uçakla mı getirip Türkiye’ye soktu?
Kayserispor bundan sonra da bu oyuncunun yetiştirme bedeli olarak 100 bin lira yatırıyor. Bir bakıyorsunuz Troisi, Kayserisporlu oluyor. Hani etik değer? Nerede kaldı? Başkasının yaptığını eleştiriyorsan, sen de yapmayacaksın.
Kayserispor bu konuda Futbol Federasyonu eski çalışanlarından da yardım almıştır. Mesela hukuk işlerinden. Zaten, yıllarca federasyonlarda hukuk işlerine bakanların çalıştıkları hukuk büroları veya dolaylı hukuk büroları enteresan şekilde hep gündemde kalıyor. Sakın bu işler “körler sağırlar, birbirini ağırlar” gibi olmasın!..
Kulüplere bir şey demiyorum. Peki Maliye ne yapar? Bir Türk vatandaşı bu işi yapsa, bir ay sonra memur ya eve gelir ya da adamın iş yeri varsa oraya...
BURSASPOR şampiyon olsun
BURSA’nın şampiyon olmasını istiyorum. Neden? Bursa takımında bu yıl genelde üç yabancı oynuyor. Başka yok. Ve bu Bursa takımının sahaya çıkan kadrosunda, bazen 5, bazen 6, bazen 7 alt yapıdan çıkan oyuncu var.
Peki dört büyük takımda durum nasıl? Hepsini alt alta koyun toplayın, beraberce 8 futbolcu çıkarabilirler mi? Yok. İşte bunun için Bursaspor şampiyon olsun istiyorum. Olsunlar ki, yıllarca basını kullanıp, fedeasyonu kullanıp, hakemleri kullanıp kolayca şampiyon olan bu takımlar, zengin baba parası harcar gibi, Euro’ları har vurup harman savuranlar, FIFA’lık olup bizi rezil edenler, işin nasıl yapılacağını görsünler.
Buca’yı örnek alsınlar
Biliyorum, benim tarzdaki spor adamlarına kızıyorlar. Olsun kızsınlar ama doğru bir tane. Bakın, Bank Asya 1.Ligi’ne. Karabükspor neredeyse Süper Ligi garantiledi, arkadan Bucaspor geliyor. Ne parası bol takımlar, ne de şehir nüfusu yüksek takımlar ortalarda yoklar. Neden? Çünkü Buca da Karabük de iyi idare ediliyor da ondan. Bucaspor yıllarca ektiklerini biçiyor. Ama 20 kilometre yanındaki İzmir “Acaba play-off’a kalıp çıkar mıyım?” diye uğraşıyor.
Futbol Federasyonu ve MHK ortadan kesmeye devam ederlerse, bu ismi büyük, beyinleri küçük insanlar tarafından idare edilen takımların fazla bir şey olmadıkları meydana çıkacak. Onun için de Bursa gibi Buca gibi Karabük gibi takımların başarılı olmasını istiyorum.
Fener seyircisiyle dalga geçiyorlar
FENERBAHÇE yönetimi bu sefer basını suçlamış. Bunu yapacaklarına aynaya baksınlar. “Biz bu fedakar, cefakar Fenerbahçe taraftarına şimdiye kadar neler verdik?” desin, “Onları acaba uyuttuk mu?” desin. Aziz Yıldırım 12 yıldır Fenerbahçe’nin başında. Bu 12 yılda Fenerbahçe’den 12 tane teknik direktör geçmiş, 100 civarında da futbolcu. Fenerbahçe’nin neden başarısız olduğu çok net gözüküyor. Ama onlar şimdi de Daum’u yem olarak kullanıyorlar. Bu işi bilmeyenler de yiyorlar. Bilenler yemiyor. Daum gitse ne olur, kalsa ne olu? Hiçbir şey fark etmeyecek ki. Daum, aynı Daum. Bildiğimiz Daum. Getiren kim? Bildiğimiz Aziz Yıldırım. O zaman gerisi hikaye. Aslında burada olan Fenerbahçe seyircisine oluyor. Kimseye değil. Çünkü onlarla dalga geçiliyor.
Aziz Başkan sizi bırakmıyor
GENÇLERBİRLİĞİ-Fenerbahçe maçından sonra İlhan Cavcav, “Bu hakemlerden kurtulmak için Allah’a dua ediyorum” diye beyanat vermiş. İlhan Ağabey’de ya unutkanlık başladı ya da işine gelmiyor. Senin maçının hakemi Abitoğlu, neden o düdükleri çaldı? Fenerbahçe korkusundan. Neden? Eğer, ters bir karar verirse Aziz Yıldırım onu kara listeye alacak. Sen değil misin, Aziz Yıldırım’ın suratını yalayan, “En büyük sensin Aziz Başkan, başımızdan eksik olma. Bizi bırakma” diyen. O da sizi bırakmıyor. Zaten hep arkanızda.
MHK, Emre’nin kasetini yapsa
MERKEZ Hakem Komitesi eğitim yapıyor. FIFA’nın gönderdiği kasetleri gösteriyor, hakemlerin moralini yükseltiyor. Aynı MHK bu sene Emre Belözoğlu’nun maçlarda yaptıklarının bir kasetini yapsa. Sonra da FIFA’nın kasetini eline alıp Fenerbahçe Kulübü’nün kapısını çalsa; “Arkadaşlar size iki kaset oynatacağım” dese ve kararı da Fenerbahçeli futbolculara bıraksa ne olur?
Bunun örneklerini Türkiye’de artırabilirsiniz. Şu anda en sivri olduğu için Emre’yi anlatıyorum. Ama hakemler Emre’ye iyilik yapmıyorlar. Çünkü bir gün eğer böyle giderse Emre çok büyük bir ceza yiyecektir.
Belediye takımları
ANKARAGÜCÜ sezona 67 futbolcu ile başladı. Yani, tam bir aşure. Yeni gelenler, gidenler. Haliyle de sahada istikrarsız bir Ankaragücü var. Ama ben Ankaragücü’nün biraz dikkatli idare ile ve o müthiş seyircisiyle çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Ama, İstanbul’a geldikleri gibi döner bıçakları, usturalar, hadiseler olursa bu, takıma zarar verir, kimseye değil. Bu tarz taraftarlık artık bitti.
Melih Gökçek, belediye takımından bir şey olmadığını anladı. Ankaragücü yıllardır rüyasıydı, oraya atladı. Bu belediye takımları hem liglere zarar veriyor, hem belediyelere, hem de belediyelerin bağlı olduğu partilere.
Paylaş