Paylaş
9 milyon kredi kartının kullanıldığı Türkiye'de sadece 275 bin adet kart pazarlayabilen dünyanın en büyük kredi kartı veren bankası Citibank, sonunda sorunun uyguladığı faiz hesaplama yönteminden kaynaklandığını gördü. 2000 yılından itibaren insafsız faiz hesaplama yönteminden vaz geçerek, diğer bankaların hesaplama yöntemine geçeceğini açıkladı.
‘‘SİZE bir müjdemiz var! Artık kredi kartınızla yaptığınız alışverişlerinizi kredilendirdiğinizde daha az faiz ödeyeceksiniz. Çünkü, tüm dünyada uygulanmakta olan faiz hesaplama yöntemimizi sizlerden aldığımız öneriler doğrultusunda, Türkiye'ye özgü olmak üzere değiştiriyoruz. Türkiye'deki genel uygulama paralelinde, yaptığınız alışverişleri kredilendirdiğinizde artık sadece hesap kesim tarihinden itibaren faiz işleyecek.’’
Citibank Kredi Kartları Pazarlama Müdürü Mehmet Sindel imzasını taşıyan bu mektup, geçtiğimiz hafta 275 bin Citibank kredi kartı müşterisine gönderildi.
Peki, dünyanın en büyük kredi kartı veren bankası olan Citibank tüm dünyada uyguladığı faiz hesaplama sistemini, neden sadece Türkiye'ye özgü olmak üzere değiştirmek zorunda kaldı?
Bu sorunun yanıtı bundan tam 3.5 yıl öncesine dayanıyor. Citibank, 1996 yılının ikinci yarısından itibaren, Türk kredi kartı pazarına büyük iddialarla girdi. Girer girmez de 35 bin gibi rekor satış gerçekleştirdi. Bu ilk hesap ekstreleri müşterilere gönderilinceye kadar da sürdü.
Kredi kartı müşterileri, ilk ekstrelerini aldıklarında Citibank'ın tüm dünyada uyguladığı faiz hesaplama sistemiyle de tanıştılar. Citibank'ın yıllık yüzde 2-3 enflasyonun yaşandığı ülkelerde uyguladığı bu faiz hesaplama sistemi, yüksek enflasyonun yaşandığı Türkiye'ye adapte edilmek istenince, ortaya aylık yüzde 36'lara varan insafsız faiz oranları çıktı.
Kredilendirilen alışverişlerin faizini kalan borç miktarı üzerinden günlük hesaplamaya kalkan Citibank, borcun tamamına, yani ödenmiş kısmına da faiz uygulama yoluna gitti. Bunun sonucunda da, Citibank kredi kartı sahipleri kredilendirdikleri borç için insafsız faiz oranlarıyla karşı karşıya kaldı.
NASIL HESAPLIYORDU?
Citibank, bu faizi belirlerken, harcamanın yapıldığı günden, son ödemenin yapılacağı güne kadar olan dönemi göz önünde tutuyordu. Bunun sonucunda da, ödenen borca da faiz işletilmiş oluyordu. Ne var ki, Citibank'ın dışındaki bankaların hiç biri, bu faiz hesaplama yöntemini Türkiye'de uygulamıyordu. Diğer bankalar, kredilendirilen alışverişlerin faizini toplam borç üzerinden değil, sadece kalan borç miktarı üzerinden hesaplıyordu. Aradaki aşırı fark da, Citibank'ın uyguladığı bu değişik hesaplama yönteminden kaynaklanıyordu.
Böyle olunca da Citibank, hemen kredi kartı müşterilerinin tepkisiyle karşılaştı. Bankanın yeni kredi kartı satışları büyük ölçüde durdu. Kart sahipleri, kartlarını iade etme yoluna gitti. Bunun üzerine banka, bazı tavizlerde bulunmak zorunda kaldı.
Citibank, alışverişlerini kredilendirme yolunu seçen kart müşterilerine bir önceki ayda kredi kullanmamış ise ikinci hesap bildirimlerinde kalan bakiye üzerinden standart bir faiz hesaplanması yoluna gitmeye başladı. Kredilendirmeye ikinci ayda da devam edildiği taktirde, üçüncü hesap bildiriminde bir önceki ayın harcamalarından itibaren faiz hesaplamaya başladı.
275 BİN DE KALDI
Ancak bu da, Türk kart kullanıcılarını dünyanın en fazla kullanılan kartı Citibank'ı tercih etmelerinde yeterli unsur olmadı. Çünkü, Citibank, krredilendirilen alışverişlerden en fazla faiz alan banka özelliğini elinden bırakmadı. Bunun sonucunda da, Türkiye'de kredi kartı pazarlamayı baş aramayan tek banka da Citibank oldu. 3.5 yıl içersinde Citibank, 9 milyon adet kredi kartı kullanıcısının olduğu Türkiye'de sadece 275 bin adet kartı pazarlayabildi. Daha sonra pazara giren bankalar bile Citibank'a fark attı.
Citibank'ın, sorunun uyguladığı faiz hesaplama yönteminden kaynaklandığını algılaması da yıl sürdü. 3.5 yıl sonra Citibank, müşterilerine mektup göndererek, 2000 yılından itibaren insafsız faiz hesaplama yönteminden vaz geçtiğini, bunun yerine diğer bankaların faiz hesaplama yöntemine geçtiğini duyurdu. Böylece, Citibank kredi kartı da, kullanılabilecek kartlar arasına girmiş oldu.
Artık Hilton'da meşgul
telefona para yok
HİLTON, meşgul çıkan ya da cevap vermeyen aramalar da dahil olmak üzere, 30 saniyeyi aşan tüm telefon görüşmeleri faturalandırmaktan vazgeçiyor. HiltonSa bu nedenle görüşme bedellerini zamana göre ayarlayan, görüşme yapılmasa dahi 30 saniyeden itibaren ücret yazan bilgisayar yazılımını değiştiriyor. Mersin HiltonSa Genel Müdürü Demir Gürel, Türkiye'de ve dünyada kullanılan telefon ücret uygulamalarında uzmanlaşmış uluslararası yazılım şirketlerinden biriyle anlaşma yaptıklarını ve eski firmayla olan anlaşmalarını feshettiklerini açıkladı.
Gürel, bütün dünyada turistik tesislerdeki telefon görüşme ücretlerinin telefon tarifelerinin üzerinde olduğunu belirterek ‘‘Turistik tesislerde maliyet açısından son derece pahalı santral donanımı ve lisan bilen personel var. Bu nedenle de fiyatlar yüksek. Ancak, otel misafirlerinin direkt olarak PTT hizmetlerinden yararlanabilmesi için ankesörlü telefonlar ve PTT'ye tahsis edilmiş mekanlar bulunuyor. Mersin HiltonSa lobisinde de ankesörlü telefonlar ve 10 yıldır ücretsiz tahsil edilmiş PTT ofisi var’’ dedi.
Trafik kurallarına uymak
için ‘söz’ kampanyası
Beyaz Nokta Vakfı trafik kurallarına uyulmasını teşvik etmek amacıyla ‘‘söz’’ kampanyası başlattı. BP Amoco Türkiye'nin katkısıyla gerçekleştirilen kampanya, trafik kurallarına uyanları dayanışmaya ve bu kurallara uyma konusunda söz vermeye çağırıyor. Kampanya aynı zamanda trafik kurallarına uymayı alışkanlık haline getirmiş olan kural yandaşlarının fark edilmelerini de sağlayacak. Kural yandaşı bu sürücüler BP istasyonlarından ya da Beyaz Nokta Vakfı'ndan edinecekleri sözleşmeleri imzalayacaklar ve araçlarına ‘‘Söz’’ yazılı çıkartmayı yapıştıracaklar. Tek taraflı olarak imzalanacak sözleşmelerde sürücü hız yapmayacağı, trafik ışıklarına uyacağı, hatalı sollama yapmayacağı, alkollü araç kullanmayacağı, emniyet kemeri takacağı ve tüm trafik kurallarına uyacağına söz veriyor.
Süperonline'da kredi kartsız
aylık abonelik yapılmıyor
Süperonline bir aylık, üç aylık ve altı aylık paketlerle internet aboneliği sağlıyor. Ancak 1 aylık abonelik seçeneğinden yararlanmak isteyenlerin kredi kartı sahibi olması gerekiyor. Superonline'nin bu uygulaması aylık abone olmak isteyenlerin tepkisini çekiyor. Bunlardan biri de Sefer Güvenç. İlk kez İnternete bağlanacak olan Sefer Güvenç, deneme amacıyla Süperonline'ın bir aylık abonelik paketini ücretini peşin ödeyerek aldı. Paketi açtığında kullanıcı numarasını alabilmesi için verilen telefonu aradı. Ancak numara alabilmesi için kredi kartının olması gerektiği söylendi. Uygulamaya itiraz eden Güvenç, sonuç alamadı.
Konuyla ilgili görüştüğümüz Superonline yetkilileri, bir aylık abonelik paketi alanların mutlaka kredi kartı numarası verme zorunluluğunun bulunduğunu söylediler. Yetkililer ‘‘Bir aylık abone olan müşterilerimiz şayet ikinci ay abone olmayacaklarsa bunu bize önceden bildirerek aboneliklerini iptal ettirebiliyorlar. Eğer iptal ettirmezlerse abonelik otomatik olarak uzatılıyor. Bu nedenle de kredi kartı numarasına ihtiyacımız var. Üç aylık ve altı aylık aboneliklerdeyse böyle bir sorun yok. Bu bilgi satış noktalarında da veriliyor. Yanlış bilgilendirilen, ya da memnun olmayan müşterilerimiz olursa aldıkları ürünü iade etme hakkına sahipler’’ dediler.
Fazla pirinç yiyende diştaşı oluşuyor
Fazla pirinç tüketmenin ‘‘diştaşı’’ oluşumuna yolaçtığı ortaya çıktı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Periodontoloji Anabilim Dalı tarafından Karadeniz bölgesinde bir araştırma yapıldı. Samsun'un 19 Mayıs ilçesinin Yörükler ve Terme ilçesindeki çeltikçi köylülerden 300'ü üzerinde yapılan araştırmada, pirinç tüketimi çok olanların, diğerlerine oranla dişlerinde tartar oranının arttığı belirlendi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Periodontoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gökhan Açıkgöz, Karadeniz bölgesinde pirinç üretimi yapıldığını bu nedenle tüketimin de fazla olduğuna değinerek ‘‘Yaptığımız araştırmalarda, pirinç tüketimi çok olan ailelerin diğer ailelerin bireylerine göre dişlerindeki taşların fazlalığı dikkati çekti. Ayrıca, fazla pirinç tükettiği halde, ağız bakımına önem vermeyenlerde de çok çabuk diştaşı oluşuyor. Pirinç üreticileri ile çok miktarda pirinç ve makarna gibi silikalı yiyecekleri tüketen bireylerin ağız hijyenine daha fazla önem vermesi gerekir’’ dedi.
Paylaş