Paylaş
KONSANTRE ürünlerin 1.5 yıl gibi kısa sürede pazarın yüzde 93’ünü ele geçirmesi, yıllık deterjan tüketiminin bir anda 480 bin tondan, 348 bin tona gerilemesini sağladı. Deterjanın fonksiyonunu artırıp, ağırlığını hafifleten, yıkama ısısını 30 dereceye düşürerek elektrik tasarrufu sağlayan yeni nesil ürünlerle yıllık pazar hacminin 810 milyon liradan 990 milyon liraya ulaşması, konsantre ürünlerin tozdan sıvıya kaymasına da yol açıyor.
500 personel dolaşıyor
500 çalışanıyla birlikte kriz ve krizden çıkış döneminde tüketicilerin satın alma eğilimlerindeki değişimleri gözlemlemek amacıyla kapı kapı dolaşıp, saha araştırması yapan Unilever Türkiye’nin Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Karaca, “Konsantre ürünlerin 2009 yılında peş peşe piyasaya sürülmesiyle birlikte, ev temizlik ürünlerinde pazar, toplamda yüzde 17 oranında büyüdü. Buna karşın, konsantre olmayan ürünlerin payı hızla düşerek, yüzde 10’ların altına geriledi” dedi.
30 derecede temizlik
Henkel Çamaşır Bakım Ürünleri Müdürü Tolga Ünvan, piyasaya yeni sürülen konsantre sıvı deterjanların, çamaşırlarda yıkama ısısını 60 dereceden 30 dereceye indirdiğine dikkat çekti. Ünvan, “Bu sayede 1 yılda hane başına elektrikten sağlanan tasarruf, 40 liraya ulaşıyor. Bu da 6 aylık deterjan ihtiyacının bedava karşılanması anlamına geliyor” diye konuştu. 2008’in son aylarından itibaren piyasaya sürülmeye başlanan konsantre çamaşır deterjanlarına yönelik hızlı kayış yaşandığını söyleyen Hayat Kimya Ev Bakım Ürünleri Pazarlama Müdürü Gülhan Eğilmez, “Konsantre deterjanlarda aylık toplam üretim, 800 tondan 27 bin tona kadar çıktı. Buna karşın, toplam 30 bin ton olan aylık standart deterjan üretimi 2 bin tona kadar geriledi” dedi.
Kullanım üçte bir azaldı
Arkadaşımız Mert Temizkan’ın yaptığı araştırmaya göre, 2008 Ekim ayından itibaren Henkel, Unilever, Hayat Kimya ve Procter&Gamble’ın peş peşe konsantre deterjan üretimine başlamasıyla birlikte, ambalajlar küçülüp, firmaların nakliye masraflarında önemli oranda azalma oluştu. Hacim açısından yüzde 25 küçülen bu ürünlerin çamaşır makinesinde kullanılma miktarı ise standart deterjanlara oranla yüzde 33 daha az oluyor. Konsantre ürünler, renkli çamaşırların da yüksek ısıda yıkanmasına da gerek bırakmıyor. Bu da, elektrikten önemli oranda tasarruf anlamına geliyor. Ayrıca, enerji, su, CO2 (karbondioksit) emisyonu gibi çevresel faktörlerde de yıkama başına yüzde 11 ile yüzde 44’e varan düşüşler sağlıyor.
Hedef yüzde 100
Önce olarak toz deterjanla başlayan konsantre üretim, 2010’dan itibaren konsantre sıvı deterjan üretimini de gündeme getirdi. İlk olarak Persil markasıyla Henkel, Omo ve Rinso’yla da Unilever, Türkiye’de konsantre sıvı çamaşır deterjanı üretimine başladı. Konsantre sıvı deterjanların 1.5 litresi, 3 kilogramlık konsantre toz deterjana eşit yıkama sağlıyor. Firmalar konsantre deterjan kullanımını yıl sonuna kadar yüzde 95’e, 2011 sonuna kadar da yüzde 100’e ulaştırmayı hedefliyor.
Saatte 14 milyon makine düğmesine basılıyor
Türkiye’de yılda 348 bin tonu bulan 990 milyon TL’lik deterjan tüketimi gerçekleşiyor.
Saatte 14 milyon çamaşır makinesi, yıkama işlemi gerçekleştirmek için devreye giriyor.
Türkiye’de her 100 kadından 98’i çamaşır makinesi kullanıyor.
Konsantre çamaşır deterjanları pazarın yüzde 93’ünü oluşturuyor.
Türk tüketicisi yılda ortalama 5 kez deterjan alımı yapıyor.
Kişi başına düşen deterjan tüketimi de 26 kilogram oluyor.
Tüketici hijyen için yüzde 10 fazla ödemeyi göze alıyor
ARALARINDA Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Karaca ve ürün geliştirme sorumluluranın da bulunduğu 500 Unilever çalışanı, kriz ve krizden çıkış döneminde tüketicilerin satın alma eğilimlerindeki değişimleri gözlemlemek amacıyla geçen salı günü kapı kapı dolaşarak, bir saha araştırması gerçekleştirdi. Perakende noktalarının yanı sıra, ev ziyaretlerini de kapsayan Unilever Türkiye’nin 100’ü market toplam 220 farklı noktada, 1500 kişiyle yüz yüze gerçekleştirdiği bu saha araştırmasından şu çarpıcı sonuçlar çıktı:
Kriz döneminde bile hijyen sağlayan ürünlerden tasarrufa gidilmediği ortaya çıkıyor. Hatta bu tür ürünler için yüzde 10 daha fazla ödeme göze alınabiliyor.
Kriz döneminde doğalgaz ve elektrik tüketiminden tasarruf edilebiliyor, ancak hijyen ihtiyacı nedeniyle su kullanımından tasarruf edilmiyor. Su kullanımını azaltan, tasarrufu teşvik eden konsantre ürünlere yöneliniyor.
Tüketiciler raf başında en fazla 20 saniye harcıyor. Bunun da ilk 10 saniyesini kendi kullandığı ürünü rafta bulmakla geçiriyor. Tüketicilerin raf önünde yeni bir ürünü deneme kararı vermesi için, ürünlerin ambalajlarında önemli değişimlerin olması gerekiyor.
Tüketiciler, özellikle kriz dönemlerinde haftalık ya da aylık toplu alışveriş yapıyor. Bunun için de çevredeki marketleri ziyaret edilip, broşürler toplanıyor. Ürün/fiyat karşılaştırması yaptıktan sonra, satın alınıyor.
Tüketicilerin tamamına yakını reklamlarda edindiği ilk bilgiyi ürünü deneyerek test edip, onaylama ihtiyacı duyuyor. Ancak bire bir tanıtımlar hızla ön plana çıkıyor.
Tüketicilerin en çok zorlandıkları raflar, deterjan ve deodoranlar oluyor. Yapılan iyileştirmeler satışların yüzde 30 artmasını sağlayabiliyor.
Paylaş