O koltuk taşınmaz

Kamuoyuna mal olmuş mevkiiler için Pir-i Pak olmak, vatandaşlık görevlerini yerine getirmiş olmak gerekir. Seçilirken verdiğiniz sözleri tutmalısınız. Ağlayıp sızlayıp, "Bana görev vermiyorlar" da dememelisiniz.

YILLARCA çeşitli dönemlerde yönetici vasfıyla yer aldığım sporun, bugünden itibaren bir başka kulvarında sizlerin karşısına çıkıyorum... Yöneticiliğim sırasında, doğru olduğunu bildiği yolda ilerleyen, sözünü esirgemeyen, yaptığı işin en iyisini, en güzelini gerçekleştirmeye, onun hakkını vermeye çalışan kimliğimle ön plana çıktım. Spor yazarlığım da bundan farklı olmayacak...

Bu sütunlarda sizlerle birçok deneyimimi, doğru olduğunu bildiğim gerçekleri paylaşacağım. Kimi zaman yazdıklarım yine şimşekleri üzerime çekecek. Ama ben doğru olduğunu bildiğim yolda devam edeceğim.

Pir’i Pak olmalı

İlk yazımın konusu, sosyal ve onöre mevkiilere soyunanların nasıl olması gerektiği... Kastettiğim kesim, yöneticiler, kulüp başkanları, milletvekilleri, dernek başkanları. Sizlerin, para kazanıp vergisini verdiğiniz müddetçe her türlü lüksü yaşamak hakkınızdır. Tantanalı yaşantınıza kimse müdahale edemez. Şairin dediği gibi bu Han-ı İştiha sizin.

Fakat kamuoyuna mal olmuş mevkiiler için Pir-i Pak olmanız gerekir. Vatandaşlık hizmetlerinizi harfiyen yerine getirmiş, kimsenin hakkına, hukukuna tecavüz etmemiş ve toplumun kabul etmeyeceği yüz kızartan bir suçtan hüküm giymemiş olmalısınız.

Çok çabuk ve az zahmetle zengin olmuş, kestirmeden kuyruğun önüne geçmiş birileri ile dört dörtlük kimselerin adil bir yarış yapması söz konusu olamaz. Yapsalar da çoğu zaman kaybederler.

Alaşağı ederler

Yönetime gelirken seçenlere programınızı açıklayıp, bu programa riayet etmeniz gerekir. Sonradan ağlayıp sızlayıp, "Bana görev vermiyorlar" dememelisiniz. Çünkü dünyada son yıllarda iletişimde büyük ilerlemeler oldu. Teknoloji gelişti. 24 saat yayın yapan televizyonlar, 30-40 sayfa çıkan gazeteler ve yürekli yazı yazan gazeteciler, sizi rahat bırakmayıp alaşağı ederler.

Bir sözüm de koltuğa yapışanlara...

Siz her dönemde kullanacak, kandıracak enayiler ararsınız. Zaman zaman da bulursunuz. Ama verdiğiniz hiçbir sözün arkasında olmazsınız. Sorulara cevap veremezsiniz, birçok ağır eleştiriyi yutarsınız. Ne yazık ki, koltuğu da sırtınızda taşırsınız. Çağımızda bu keyifli ve zahmetli yolculuk uzun sürmez. Bu koltuklar geçicidir. Çok kere ben (5-6 defa) bu koltuklara oturdum. Sonra terk ettim.

Sözünüzde durun

Fakat ilk gidiş ve sonrası çok zor kabul edilebilir bir durumdur. Ama ikinci, üçüncü ve dördüncü gidişlerimde ve şimdi hiçbir zorluk çekmedim.

Koltuktan ayrılmak isteyenler, bu sıkıntıyı uzun süre yaşayacaklardır. Ona göre ayrılırken iyi düşünsünler. Çünkü sözünüzden geri dönmek istediğinizde sizi çok yadırgıyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları