Seçim öncesi Özhan Canaydın ile konuşup problemleri çözeceğinin ve özverilerde bulunacağının sözünü almıştım. Hepsi önceki dönemlerde olduğu gibi, seçimi kazanma vaatleriymiş. G.Saray iyi yönetilmiyor, her kafadan bir ses çıkıyor, yetkiler tam olarak kullandırılmıyor.
GEÇEN yöneticilik dönemimin yarısında, mutlu olmadığımı, tam yetki ile çalışamadığım için yöneticiliği bırakacağımı ilan ettim. Herkesin seçilmeyecek gözü ile baktığı Sayın Canaydın’ı, mevcut adayların iyisi olduğu için destekleyeceğimi söyledim.
Kendisi ile konuşup, Galatasaray’ın, problemlerini çözeceğinin ve özverilerde bulunacağının sözünü aldım. Bir nefer gibi çalışıp, oy vereceklere ve yönetime gireceklere ümit verdim. Hatta, zor da olsa son dakikada Ali Gürsoy ile Adnan Polat’ı, birlikte ve zar-zor ikna ettik. Seçimi kazandık. O akşam medyaya yaptığım açıklamada; başkanın değişeceğini, yeni bir yönetim anlayışı ile çalışacağını, benim de bunların takipçisi olacağımı, beyan ettim.
Vazgeçilmeyen alışkanlıklar
Ancak gerek mali konularda, gerekse transfer çalışmalarında değişen bir şey olmadı. Benim imzaladıklarım da dahil, ödenmeyen birçok senet vardı. Kısacası bu konuşmaların hepsi, daha önceki dönemlerde olduğu gibi, seçimi kazanmak için verilen vaatlermiş. Üç dönemdir seçilen Ali Dürüst,Ergun Gürsoy ve şimdi de Adnan Polat bunun en yakın tanıklarıdır. Futbolun başına Adnan Polat’ı tam yetkiyle getiriyorsunuz. Ancak eski alışkanlıklarınızdan vazgeçemediğinizden, futbol şubesinden habersiz, transfer kararı alıyorsunuz, gösterilen tepki üzerine bu kararınızdan da dönüyorsunuz.
Adnan Polat’ın, takımın başına Adnan Sezgin’i getirme isteğine de önce karşı çıkıyor, diretmesi üzerine geri adım atıyorsunuz.
Görülüyor ki, değişen bir şey yok; "Eski tas, eski hamam..."
Yetkiler tam kullandırılmıyor
Galatasaray iyi yönetilmiyor, her kafadan bir ses çıkıyor, yetkiler tam olarak kullandırılmıyor. Bu yarışta başarılı olmak için yetkili ve etkili olup, cesur kararlar almak gerekir. Seçimden önce şartlar belliydi. Siz bunları bilerek Galatasaray’ı yönetmeye talip oldunuz. Artık tüm fedakarlıkları oyunculardan beklemek yanlıştır.
Galatasaray yönetimi olarak ya transferde gerekeni yaparsınız, ya da yapamıyorsanız bunu mertçe açıklayarak, eskiden çok güzel günler yaşamış taraftarlarınızı beklenti içerisinde bırakmazsınız.
Okan’ın milyon dolarlık fedakarlığı az bulundu
UEFA Kupası’nın kazanılmasından sonra, ilgisizlik, bilgisizlik ve de parasızlıktan dolayı şampiyon kadro dağılmaya başladı. Ümit Davala, Popescu, Hakan Şükür para kazanmak için satıldı. Diğerleri de imkansızlıktan gitti.
Okan Buruk da bunlardan biridir. Okan, kendisine kabul edilebilir bir teklif yapılmamasına ve ödenmeyen sekiz aylık alacağına rağmen, Galatasaray’ı, diğer yabancı futbolcuların yaptığının aksine, UEFA’ya şikayet etmeden bugüne kadar bekleyen, kulübe büyük hizmetleri geçmiş bir oyuncudur. Geçen yıl Beşiktaş’a transfer olmadan önce bizimle görüştü. 800.000 dolar teklif ettik, kabul etti, ödeme takvimi istedi, veremedik. Bize haber verdikten sonra, 1.500.000 Euro’ya Beşiktaş’a gitti, "Hayırlı olsun" dedik.
Zor günlerimizde Adnan Polat’ın başlattığı yardım kampanyasında ancak 11 G.Saraylı’nın 100.000’er dolar verebildiği bir camia, çalışma süresi kısıtlı, tek geliri futboldan olan bir oyuncunun 1.000.000 dolarlık fedakarlığını az buldu. Bunlara sormak gerekir: "Kasalarından 25.000 dolarlık teberru makbuzu çıkarabilirler mi?"
Rakiplerimizin, basketbol şubelerine bile 10.000.000 dolar seviyesinde para harcayıp, futbol takımlarını flaş isimlerle donattığı şu günlerde, bizim Okan Buruk’u transfer etmemiz tatmin edici olmayabilir, ancak gereklidir.
Emre gelse Florya’ya helikopterle inerdi
GEÇEN dönem hocamız ve başkanımız ile birlikte Emre Belözoğlu’na teklif götürdük, ısrarla Galatasaray’a gelmesini istedik. Hatta eski başkanlarımızdan Selahattin Beyazıt vasıtasıyla Inter Kulübü’ne ricalarda bulunduk, başarılı olamadık. İnanıyorum ki gelseydi, helikopterle Florya’ya iner, imza törenini de başkanımız yapardı.
Bizi başarıdan başarıya koşturan futbolcularımız arasında ayırım yapmak doğru değildir. Bazılarını bağrınıza basıp bazılarını dışlayamazsınız.
Futbolcuyu yetersizliğinden dolayı almayabilirsiniz. Ama bazı gazeteci ve eski yöneticilerin şahsi kininden etkilenerek kararınızdan dönemezsiniz.
NOT: Seçimler sırasında Sn. Özhan Canaydın ve ekibine verdiğim desteğin, verilen sözlerin tutulup yerine getirilmesiyle sınırlı olduğunu, aksi halde en acımasız eleştirilerin tarafımdan yapılacağını açık seçik beyan etmiştim.